CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye ile diğer ülkeler arasında yapılan ikili ticaret anlaşmalarında ithal edilecek tarım ürünlerinde Cumhurbaşkanına kotaları düzenleme yetkisi verilmesine tepki gösterdi. Sarıbal, “Bunun adı tarımda saray ağalığı dönemidir. Ahbap-çavuş kapitalizmi dedikleri şey tam da budur.” dedi.
Son dönemde Türkiye ile diğer ülkeler arasında yapılan ikili ticaret anlaşmalarında ithal edilecek tarım ürünlerinde Cumhurbaşkanına kotaları düzenleme yetkisi veriliyor. Yapılan düzenlemeye tepki gösteren CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, “Bunun adı tarımda saray ağalığı dönemidir. Ahbap-çavuş kapitalizmi dedikleri şey tam da budur. Cumhurbaşkanının ithalat kotalarına müdahale etme yetkisi almasıyla, birileri bu yöntemle zengin etmesinin önünde hiçbir engel yok.” diye konuştu.
CHP’li Sarıbal, yazılı açıklamasında şu eleştirilere yer verdi: “Sırbistan, Bosna-Hersek ve Karabağ ile yapılan ticaret ve ekonomik işbirliği anlaşmalarından sonra Sudan ile yapılan anlaşmaya da aynı madde eklendi. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi 4 Aralık 2019 tarihinde Dışişleri Komisyonu’nda görüşülerek kabul edildi.
Kabul edilen yasa teklifinde Cumhurbaşkanına Sudan’dan ithal edilecek tarım ürünlerinin kotasında değişiklik yapma yetkisi verildi. Sudan ile yapılan Ticaret ve Ekonomik İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi’nin görüşmeleri sırasında CHP Genel Başkan Yardımcımız Sayın Ünal Çeviköz komisyon başkanına ‘Bu anlaşmalar çerçevesinde ithal ve ihracat kotalarını da Cumhurbaşkanın değiştirme imkânı oluyor mu?’ diye soruldu. Komisyonda bulunan Dışişleri Bakan Yardımcısı ‘evet’ diyerek, TBMM’de olması gereken yetkinin Erdoğan’a verdirildiğini itiraf etti.
Literatürde ‘Ahbap Çavuş Kapitalizmi (Cronycapitalism)’ denilen bir olgu var. Tek adam yönetimlerinin hâkim olduğu az gelişmiş ülkelerde görülür. Görüntüde serbest piyasa ekonomisi vardır ama gerçekte, iktidara yakın işadamları imtiyaz görürler. Ahbap çavuş kapitalizmi, işadamlarının işlerini, siyasal iktidar ve bürokratlarla olan yakın ilişkilerine dayanarak yürüttüğü sistemin adıdır.
Yapılan ikili ticaret anlaşmaları çerçevesinde ithal edilecek tarım ürünlerinin kotasının Erdoğan tarafından belirlenmesiyle, ithalatı yapılacak ürünlerin Erdoğan tarafından işaret edilen iş insanlarınca yapılması sonucunu doğuracaktır.
AKP döneminde yol, köprü ve son olarak şehir hastanelerinde görülen Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modelinde uygulanan Ahbap Çavuş Kapitalizmi şimdi tarım alanında da kullanılmaya başlanmıştır. Bunun adı ‘tarımda saray ağalığı’ dönemidir.
Son Sudan örneğini ele alırsak, yapılan ikili ticaret anlaşması ile çoğunluğu sıfır gümrükle ithal edilecek ürünler arasında 50.000 büyükbaş, 2000 küçükbaş hayvan, 8000 ton et, 2000 ton tereyağı, 2 milyon yumurta, 500 ton bal, 5000 ton patates, 5000 ton domates, 1000 ton sarımsak, 2000 ton üzüm, her biri 5000’er ton olmak üzere buğday, arpa, yulaf, mısır, 2000 ton buğday unu yer alıyor. AKP Genel Başkanı, istediği kişiye istediği ürünü, istediği kadar ithal etme yetkisi verebilecek. KÖİ modelinde olduğu gibi kendine yakın adamlara imtiyaz sağlayacaktır.
Yetki gaspı
Bu düzenleme TBMM yetkisini gasp etme anlamına geliyor. Böyle bir yetki devri Anayasa’ya da aykırı. 22. Yasama Dönemi’nde Dışişleri Komisyonu’nun gündemine gelen Filistin Kurtuluş Örgütü, Suriye Arap Cumhuriyeti ve Mısır Arap Cumhuriyeti’yle imzalanan ticari nitelikli anlaşmaların metinlerinde ‘Bu Anlaşma’nın ek ve protokollerinde değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir’ ibaresinin bulunduğu maddeler, yasama yetkisinin devri niteliğinde olduğu ve Anayasa’nın 90’ıncı ve 7’nci maddelerine aykırı bulunduğu için Dışişleri Komisyonu tarafından reddedilmişti. Şimdiki komisyonun AKP’li Başkanı ve üyeleri ile MHP’li üyeleri ise bunda bir sorun görmüyor. Mevcut TBMM Dışişleri Komisyonunun böyle bir hukuksuzluğa yol vermesi kabul edilebilir bur durum değildir.”