CHP Bursa Milletvekili Sarıbal, “Bu politikalar vatandaşı aç bırakır” dedi ve ekledi:
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, AK Parti iktidarları döneminde artan nüfusa rağmen tarımsal ürün üretiminin yükselmediğini belirterek, “AKP’nin 19 yılı bulan iktidarlarında, her alanda olduğu gibi tarım alanında büyük bir yıkım meydana geldi. Nüfusumuz son 18 yılda 66,4 milyondan 84 milyona çıkarken, ki bu rakama sığınmacılar ve mülteciler dahil değil, tarımsal üretimimiz yerinde saydı. Bu politikalarda ısrar edilirse gıda egemenliğimizi ve gıda güvenliğimizi kaybedeceğiz. Bu politikalarda ısrar edilirse vatandaş aç kalır.” dedi.
CHP Genel Başkanı Tarım Politikalarından Sorumlu Başdanışmanı Sarıbal, “AKP ve Tek Adam Keyfi Yönetimi’nde birçok tarımsal üründe yeterli üretim yapılmadı. AKP üretmek yerine ithalatı seçti. Ülke çiftçisini destekleyip üretimi arttırmak yerine ithalat yoluyla yabancı ve yandaş şirketlere ülke kaynakları aktarıldı” diyerek, bazı tarımsal ürünlerin 18 yıllık değişimi şöyle aktardı:
“2002 yılında ülkemizde 19,5 milyon ton buğday üretiliyordu. 2020 yılında 20,5 milyon ton buğday üretebildik. Bu yıl bunun altında bir rekolte bekleniyor. Buğday ithalatında ise son iki yıldır üst üste dünya ithalat rekoru kırdık.
Aynı şekilde 2002 yılında 8,3 milyon ton arpa üretimi gerçekleştirdik, 2020 yılında da 8,3 milyon ton ürettik. 2021 yılında bu rakam daha da düşecek.
2002 yılında 650 bin ton nohut üretiyorduk, 2020 yılında bu rakamın altına düştük ve 630 bin ton üretebildik.
Mercimek üretimimiz 2002 yılında 565 bin ton iken, 2020 yılında 371 bin ton üretebildik. Yani 200 bin tona yakın daha az ürettik.
Kuru fasulyede durum farklı değil. 2002 yılında 250 bin ton kuru fasulye üretirken 2020 yılında 280 bin ton üretebildik.
Akdeniz ülkesiyiz. Zeytinin anavatanıyız ama zeytin üretimimiz 2002 yılında 1,8 milyon ton iken 2020 yılında 1,3 milyon tona düştü.
Pamuk üretiminde ciddi bir düşüş var. 2002 yılında 2,5 milyon ton pamuk üretilirken ülkemizde, 2020 yılında 1,8 milyon ton üretebildik. Her yıl ürettiğimiz pamuktan daha fazlasını ithal ediyoruz.
Bir zamanlar tütünüyle meşhur olan bu topraklarda üretim bitme noktasına geldi. 2002 yılında 153 bin ton tütün üretilirken 2020 yılında sadece 79 bin ton tütün ürettik.
Dünyanın en önemli fındık üreticisiyiz. En önemli tarımsal ihracat kalemimiz olan fındıkta 2002 yılında 600 bin ton olan üretim, 2020 yılında 665 bin ton olarak gerçekleşti.
2002 yılında 3,5 milyon ton üzüm üretiyorduk, 18 yılın sonunda 2020 yılındaki üzüm üretimimiz 4,2 milyon ton olarak gerçekleşti.
Son yılların tartışmalı iki ürünü olan patates ve soğanda da durum farklı değil. 2002 yılında 5,2 milyon ton olan patates üretimimiz 2020 yılında da aynı kaldı; 5,2 milyon ton üretildi.
2002 yılında 2,1 milyon ton olan soğan üretimimiz 2020 yılında 2,2 milyon ton olarak gerçekleşti.
Diğer ürünlerde de durum pek farklı değil. Üretim planlaması olmadığı için çiftçiler, bir yıl önce para kazandıran ürünleri bir sonraki yıl daha fazla ekme yoluna gidiyor. Bu durum bazı ürünlerde artışa neden olurken, para kazandırmayan ürünlerde düşüşler yaşanıyor. Ancak 18 yılın ortalamasına baktığımızda neredeyse bütün tarımsal ürünlerin üretiminde ciddi bir artış olmadığı, hatta bazı ürünlerde ciddi düşüşler var.”
CHP’li Sarıbal, tarımsal üretimin arttırılması, gıda egemenliği ve güvenliğinin sağlanması için atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı: “Tarım topraklarımızı mutlaka korumalıyız. Tarımsal üretim planlaması yapılmalı. Üretim öncesi alım fiyatları açıklanarak çiftçinin kazanabileceği bir güvence sistemi mutlaka oluşturulmalı. Tarımsal destekler ekim öncesi ve zamanında ödenerek, girdi maliyetleri karşısında çiftçi korunmalı. Çiftçilerimizin tarımdaki son teknolojik gelişmeleri uygulamaları için teşvik edilmeli. Biz bunları yapmadığımız sürece bugün olduğu gibi gıda egemenliği ve gıda güvenliği tehdit altında kalır.”
“Tarım Bakanlığı’ndan skandal cevap geldi”
Öte yandan Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu üyesi CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesine verilen cevaba sert tepki gösterdi. “Halkımız adına yaptığımız denetim görevimiz engelleniyor” diyen Sarıbal, “Hükümet üyelerine yönelttiğimiz soruların hiçbirine doğru dürüst cevap alamıyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen yönetim ile Bakanların halka ve onun temsilcilerinin olduğu TBMM’ye karşı keyfi bir tutum içinde olduklarını iddia eden Sarıbal, “Bunun son örneğini Tarım ve Orman Bakanlığı’nın cevaplandırması istemiyle “Tarımsal hasıla, tarımsal dış ticaretimiz ve çiftçilere verilen tarımsal destek ödemeleri” ile ilgili soru önergesinde yaşadık” diyerek şu bilgileri verdi: “Tarım Bakanı, 2 Mayıs 2021 tarihinde kişisel twitter hesabında bir açıklama yapmış ve 205 ülkeye 1982 çeşit tarımsal ürün ihraç ettiklerini 20,7 milyar dolar gelir elde edildiğini açıklamıştı. Biz de 2000 yılı ile 2020 yılları arasında tarımsal Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, yıllar itibariyle dolar bazında ne kadar olduğunu, sözü geçen ihraç ürünlerinin hangileri olduğunu sorduk. Aynı önergede söz konusu dönemde yapılan ithalat miktarının ne kadar olduğunun cevabını istedik.
Ayrıca, Tarım ve Orman Bakanı’nın aynı açıklamasında 2020 yılında çiftçilere toplam 22 milyar lira desteklemenin tamamının ödendiğini belirttiğini hatırlatarak, ödenen desteğin ana ve alt kademe kalemlerinin ne neler olduğunu ve hangi tarihlerde kaç çiftçiye ödemeler yapılmıştı diye sorduk.
Yasal olarak 15 günde cevaplandırılması gereken ve bizim 5 Mayıs 2021 tarihinde verdiğimiz soru önergesine Tarım ve Orman Bakanlığı 5 ay sonra 8 Eylül 2021 tarihinde cevap verdi. Cevap verdi derken aslında verilmiş bir cevap yok. Şöyle ki; tarımsal ürün ihracatına ilişkin sorularımıza Bakanlık “Bitkisel orjinli ürünler ithalat ve ihracat verileri TÜİK’in web sayfasında tüm halka erişimine açık olarak yayınlamaktadır” cevabını uygun görmüş. Oysa bizim sorumuz çok net ve TÜİK’in web sayfasında Bakan’ın iddia ettiği gibi bir ihracat görünmemektedir.
Cevap yazısında çiftçilere verilen destekler ile ilgili soruya ise tek bir rakam bile vermeden, sadece yapılan desteklerin isimleri yazılıp gönderilmiş. Oysa biz çiftçilere ne kadar destekleme verildiğini ve hangi tarihlerde ödeme yapıldığını sormuştuk. Cevap diye gönderilen yazılı metinde ise hiçbir sorunun cevabı yok.
Ne yazık ki yeni AKP iktidarları döneminde ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube yönetimde bu alışkanlık oldu. Bakanlıklar milletvekillerinin sorduğu hiçbir soruya doğru dürüst cevap vermedikleri gibi, bu önergede olduğu gibi adeta alay eder bir tavır takınıyorlar. Bakanların bunlardan haberi var mı bilmiyorum. Ama eğer haberi varsa ayrı bir skandaldır, haberi yoksa daha da büyük bir skandaldır. Bakanlık adına verilen bu cevaplar hem TBMM’yi, hem halkın temsilcisi olan milletvekillerini küçük görmektir.”