Ahmet Aygün Ata
“Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” der bir türkümüz. Özünden uzaklaşmış ya da uzaklaştırılmış değerleri anlatır bu deyim. Tıpkı AK Parti ile uzaklaşılan ulusal değerler, Türklük bilinci, devlet bilinci, vatan sevgisi, ulus sevgisi gibi.
Tarım Bakanlığı’na tarım ile bağı olan Vahit Kirişçi getirilince çok insanı bir umut kapladı. Oysa gövde yerinde, beyin aynıydı. Eklenen dalın umut beslemesi doğaya aykırıydı. Yanı sıra AK Parti’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerini düşünmesine kökten aykırıydı.
Gündeme bomba ötesi iki haber düştü. Birincisi buğday dış alımı ile ilgili. Hindistan’dan ilk kez buğday alıyorduk. AK Parti Hükümeti ve TMO bunu ardı ardına yalanladı. Yalanlama, yalan çıktı!
Bir firmaya Hindistan’dan dış alım yetkisi verilmişti oysa! İlgili firmanın numuneleri laboratuara gitmiş. Ve numunelerde Hint Sünesi saptanmıştı. Yani eğer numune alınmasa Türk ulusu hastalıklı buğday ile beslenecekti. Un acılaşacaktı!
Acı undan hiç bir ürün elde edilemez.
Bir anda aklıma Menderes döneminde Türkiye Cumhuriyeti’nin kanına sokulan, gluten zehirli buğday ve tohumları geldi. Türk ulusunun şeker ve damar tıkanıklığı hastalıkları o dönemde başlamıştı. Yoksa başlatılmış mı desek! 27 Mayıs’ta kimi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine düşman olanlarca övgüler düzüldü Menderes’e ve 27 Mayıs’a da sövgü düzdüler.
Türkiye ulusunu zehirlemeye bilerek, istenerek başlatıldı Menderes döneminde. Acı un ta o dönemden Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşamına girdi.
AK Parti Hükümeti, şeker dış alımı ile ilgili her ağızdan yalanlamalarda bulundu. Sözüm ona yeterli şeker için yeterli ekim yapılmıştı. Bakan Kirişçi, destekleme primlerini açıklarken gerçekler ‘ampul’ gibi ışıldadı. Verilen destekleme primleri ekimin tam 1 milyon 100 bin dönüm eksik olduğunun ilanıydı. Koskoca Bakan, destekleme primi şovu yapayım derken yalanlamaları, yalanlamış oldu. Tam 400 bin ton şeker siparişi için Brezilya ile bağlantı kurulmuştu bile. Üstelik şeker kamışı şekeri için.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez AK Parti yüzünden şeker dış alımı yapılacaktı. Küfrettikleri, hakaret ettikleri, bela okudukları Mustafa Kemal Atatürk’ün döneminde yapılan şeker fabrikalarını satan, kapatan, kapatmak için peşkeş çeken AK Parti, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk şeker alımını yapan hükümet, Kirişçi ise şeker dış alımına izin veren ilk Bakan olarak tarihe kapkaranlık harflerle geçti.
Panolarda 20 yılda sözüm ona 100 yıllık iş yaptıklarını savlayan AK Parti, Türk ulusunu ele güne dosta düşmana muhtaç etti.
AK Parti gelene dek bugün dışarıdan almak zorunda bırakıldığımız şeker miktarını Türkiye Cumhuriyeti, Ortadoğu’ya satıyordu!
Bugün o pazar Fransa’nın eline geçerken, Türkiye Cumhuriyeti şeker dış alımı yapıyor. Eh Fransa tabii ki AK Partili Bakana ‘Üstün Hizmet Madalyası’ takacak. AK Parti’nin küfür, kendilerinin düşmanlık ettiği Mustafa Kemal Atatürk’ümüze takacak değil ya!
Brezilya da Sayın Vahit Kirişçi’ye madalya takar mı bilemem. Ancak şu bir tarihsel gerçek ki, AK Parti, ABD/İsrail/Dünya Ticaret Örgütü ile el ele vererek Türkiye Cumhuriyeti’nin tarımını ve hayvancılığını mahveden, muhtaç ettiren duruma getirdiği için kapkaranlık harflerle tarihe yazıldı.
Şekerde acılaştı vesselam…
27 Mayıs’ta övgüler düzülen Menderes dönemi ile başlamıştı nişasta bazlı beslenme. Türk ulusunun kanını, NBŞ ile zehirleyip şeker hastalıkları o dönemde bilerek, istenerek başlatıldı.
Acı un ve acı şekerden helva olmaz.
Tıpkı ABD/İsrail/Dünya Ticaret Örgütü ile el ele vererek Türkiye Cumhuriyeti’nin tarımını ve hayvancılığını mahveden, muhtaç ettiren AK Parti’den Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk’ün hükümeti olamayacağı gibi, olmadığı gibi…