Cumhuriyet Halk Partisi Bölge Toplantısı Bursa İl Başkanlığı’nın ev sahipliğinde, Afyonkarahisar, Bilecik, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir, Kütahya ile Yalova örgütlerinin katılımıyla Bursa’da gerçekleştirildi.
Katılımcı illerin milletvekilleri, il-ilçe başkanları, Büyük Kurultay Delegeleri, belediye başkanları İl-İlçe Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları ile geçmişte bu görevlerde bulunmuş isimler Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Hüdavendigar Salonu’nda bir araya geldi. Toplantıda, Süleyman Tuğ başkanlığındaki Karacabey İlçe Örgütü de hazır bulundu. “31 Mart ve 23 Haziran’da Yapılan Yerel Yönetimler Seçim Sonuçları Çerçevesinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin İktidar Yürüyüşü” gündemli toplantıya Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlık etti.
Divan heyetini Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Orhan Sarıbal, Lale Karabıyık ve Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş’un oluşturduğu toplantıdaki konuşmalarda seçim süreci değerlendirildi, geleceğe dönük vizyon ortaya konuldu.
“Başka bir Türkiye mümkün”
Ev sahibi Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, siyasetin özgürlük barış ve demokrasi adına yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Bir umuda yolculuk yapıyoruz. Bu umudu büyütmek ve başka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu göstermek durumundayız.” dedi. Ceberut bir yönetim tarzının Türkiye’yi baskıladığı belirten Akkuş, “Bu baskıyı nerede görüyoruz, Kaz Dağları’nda görüyoruz. İznik’te, Aydınpınar’da, Karaağız’da, Burcun Çimento’da, İnegazi’de, Kotiyak’ta görüyoruz. Bu baskının yarattığı süreci görüyoruz. 186 tane Cumhuriyet kazanımı olan fabrikalarımız peşkeş çekildi. Yer altı kaynaklarımızın da yok edilmesine karşı çıkmalıyız.” ifadesini kullandı.
CHP’nin artık umudun partisi olduğunu kaydeden Akkuş şöyle konuştu: “CHP’liler olarak 31 Mart’ta bir şey söyledik. Türkiye’yi bizler daha doğru yönetebiliriz. Bugün 40 milyon kişinin yaşadığı şehirleri artık biz yönetiyoruz. Bu umudu büyütmek için dilimiz, başka bir Türkiye’nin mümkün olabileceğini söyleyen dil olacak.”
“CHP’li başkanlar seçildi, Türkiye uçuruma mı yuvarlandı?”
Konuşmasına 24 Haziran’dan 31 Mart yerel seçimlerine dek yaşanan süreci özetleyerek başlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, 31 Mart seçimi öncesi ortaya atılan “beka” sloganına vurgu yaparak, AKP’nin tepeden bakan kutuplaştırıcı-ayrıştırıcı siyasetini eleştirdi. Salıcı şöyle dedi: “31 Mart seçiminde, bir yerel seçim olmasına rağmen ortaya koydukları temel slogan, beka meselesiydi. Maazallah muhalefet partilerine ve hele ki Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verirseniz, Türkiye zaten çok kötü durumda, uçurumun kenarına gelmiş durumda diyorlardı. Bildiğiniz korkutma siyaseti. CHP tam tersini savundu ve dedi ki, Türkiye’nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var. Esas ihtiyaç olan şey belediye başkanlarının memleketine vereceği hizmettir. Üzerinden 6 aya yakın zaman geçti. Siyaset bu sürece biraz daha soğukkanlı bakma imkanına sahip. Şimdi sormak lazım. Yurttaşlarımızın yarısı CHP’li belediye başkanlarından hizmet alıyor ve evet ekonominin yüzde 62’sini CHP’li belediyelerin olduğu bölgeler yönetiyor. Ne oldu beka meselesi? Türkiye’nin başına bir çorap mı örüldü, CHP’li belediye başkanları seçim kazandı diye? Ne oldu, Türkiye CHP’li başkanlar göreve geldi diye uçurumun kenarından aşağıya mı düştü? O beka meselesi dediğiniz şey sizin kendi bekanızla ilgiliydi. Ve sizin ayağınız iktidarda çukura girdi.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul seçimlerine 14 bin oyla CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı seçimin tekrarlanmasını da eleştirerek, bu konu üzerinden mesajlar verdi. Salıca, “ Arkadaşlar dediler ki, 14 bin oyla seçim mi kazanılır? 14 bini beğenmediler, kaç olsun dedik. 700-800 bin olsa iyi olur dediler, 800 binden daha fazla oy farkıyla İstanbul’da seçimi kazandık. Seçimin neden tekrar edildiği sorusunun yanıtını Binalı Yıldırım’ın sözüyle öğrenmiştik, ‘çünkü çaldılar’ demişti. Aradan bu kadar zaman geçti. İktidardasınız, kim çaldıysa, bulun, çıkarın.” şeklinde konuştu.
“CHP iktidara yürüyor”
17 Aralık’la başlayan süreçte ortaya dökülen kimi tapelerde adı geçen Egemen Bağış’ın bir süre adı unutturulduktan sonra terfi ettirilip büyükelçi olarak atanmasını da eleştiren Salıcı, Türkiye’nin önünde bugünden tarihi 2023 olarak bilinen bir seçim olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: “Bu seçim belki 2023’te olacak belki daha yakın bir tarihte olacak. Şu anda seçilmiş olan belediye başkanlarımız üzerinde önemli bir görev var. CHP’li başkanların yönetemez dedikleri, beka meselesine dönüşür dedikleri CHP’li başkanların nasıl yönetebileceğini, toplumun dar gelirli kesimlerine nasıl sahip çıkabileceğini göstermeleri lazım. Bu sorumlulukla görevlerini yapıp toplumun bütün kesimlerine hizmet edecek sosyal demokrat belediyecilik anlayışını yerleştirmeleri lazım.”
Dış politikada, eğitimde, toplumsal barışta, ekonomide çok ciddi sorunlar olduğunu vurgulayan Salıcı, toplumsal kucaklaşmayı sağlayacak CHP’li kadrolarla bu sorunları aşmanın mümkün olacağını kaydetti. Salıcı şöyle dedi: “O sandık, çok uzağa gidemez. O sandık 2023’ten daha uzağa gidemez. O sandık buraya gelecek. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı da o sandığa gömülecek.”
Belediyelere kayyım atanması
3 belediye başkanının görevden alınmasına itiraz eden CHP’nin “Sizin HDP’ye sempatiniz var!” eleştirileriyle karşılaştığını hatırlatan Salıcı, “Mesele HDP’ye sempati duyma duymama meselesi değil.” dedi.
AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na başbakanlıktan el çektirildiğinde de, AKP’li belediye başkanları istifa ettirildiğinde de CHP’nin bu uygulamaları eleştirerek itiraz ettiğini vurgulayan Salıcı şunları söyledi: “6 Mayıs’ta İstanbul halkının iradesine çökmeye çalıştılar mı? Çalıştılar. Biz buna karşı çıktık mı, çıktık. Seçilmiş belediye başkanlarının yargı kararı olmadan görevden alınmasına da karşı çıkıyoruz. Biz hangi partili olduğuna bakmıyoruz. Bizim bir demokrasi anlayışımız var. Biz yapılan iş demokratik mi değil mi, ona bakıyoruz. AKP ısrarla kutuplaşma anlayışı yürütmeye çalışıyor biz de ısrarla kucaklaşma anlayışımız üzerinden hareket ediyoruz. İktidara geldiğimizde de bu anlayışla hareket ederek, 82 milyonu bir ve bir arada tutarak, kimseyi ötekileştirmeden bu ülkeyi yöneteceğiz.”