Yüksel Baysal
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, iki gecedir kendisi açısından doğru bir strateji ile ‘seküler’ iş insanlarının oluşturduğu örgütlerle iftarını açtı. Önce Buğra Küçükkayalar’ın başkanlığında yeni bir heyecan dalgası yaratan BUSİAD üyeleriyle bir araya geldi, ertesi akşam da Genç iş insanlarının örgütü GESİAD ile iftar sofrasına oturdu.
GESİAD buluşmasını izledim. Önce Başkan Murat Kaya konuştu. Ekonomiye ilişkin eleştirilerini nazik bir dille yaptı:
“Pandemi ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle dünyada pek çok ülke üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. Hammadde tedarikinde yaşanan sıkıntılar ve girdi maliyetlerindeki aşırı fiyat artışları iş dünyasının önünü görmesini engelliyor. Siyasi istikrar kadar ekonomik istikrarın da yatırımcı ve girişimci için önemli olduğunu unutmamalıyız. Bu zor dönemde girişimcinin, yatırımcının özetle iş dünyasının ayakta durabilmesi, rekabete dayanabilmesi için taleplerinin gereken ölçülerde karşılanması gerektiğini düşünüyoruz.”
Peki karşılanıyor mu?
İftardan sonra kahve içtiğimiz NOSAB Başkanı Erol Gülmez, “Üretim sürecinde enerji kullanan işletmelerin maliyeti hammadde maliyetini yakaladı. Örneğin 1 milyon lira ödeyen firma doğalgaz yüzde 500 arttığı için 5 milyon lira ödemeye başladı. Böyle nasıl rekabet edeceğiz” dedi.
Sonra kürsüye Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş çıktı. Bursa ile ilgili genel bir ufuk turu yaptı. Gerek BUSİAD’da gerekse GESİAD’da konuşmasının genel çerçevesini izlediğim kadarıyla Başkan Aktaş da ‘Bursa’nın sanayileşmesi lazım’ akımına kendini kaptırmış görünüyor.
Nitekim BUSİAD’daki konuşmasında resmi sanayi bölgelerinin Bursa’nın 0.8’ini kapladığını, diğerleriyle birlikte bu oranın yüzde 2 olduğunu söyledi. Almanya’da bu oranın daha yüksek olduğunun altını çizdi.
Oysa kaçak ve çarpık yapılarla (Bu arada fabrikalarla) Bursa yağmaya açık bir şehir! Almanya’da kişi başına düşen yeşil alanla, Bursa’yı da karşılaştırsak sonuç ne olur acaba?
Durun karşılaştırayım…
Bursa’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı 12 metre kare…
Avrupa’da bu oran 30 metre kare ama bazı şehirlerde 50 metre karenin üzerinde…
Almanya’ya gidip görenler hak verecektir, her yerleşim birimi yeşille çevrili…
Berlin’de bu oranın 38 metre kare olduğunun altını çizeyim.
Bursa’nın altına yerleştirilen yeni bomba!
Başkan Aktaş, Bursa’nın en büyük sanayi bölgesi olmaya aday TEKNOSAB’ı anlatırken 18 bin işçinin çalışacağını söyledi. Her bir çalışanın 10 nüfus getirdiğini varsayarak, şehrin batısında 180 bin kişilik yeni bir şehir ortaya çıkacağını söyledi.
Acaba o kadarla sınırlı kalır mı?
AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan Bursa yatırımlarını sayarken başka bir rakam dile getirdi: “Karayolları’nın öncelikli gündeminde iki projemiz var. Biri Çalı-Hasanağa Yolu’nun genişletilmesi. Diğeri de şu anda bazı fabrikaların üretime başladığı, nisan ayından itibaren de tüm fabrikaların çalışacağı, günde 2 binin üzerinde ağır vasıtanın giriş-çıkış yapacağı, 180 bin kişi istihdamlı TEKNOSAB’ın otoyola bağlanacağı kavşak.”
(18 bin mi, 180 bin mi?)
Çelişkili sayılar bir yana, Bursa ile Karacabey arasındaki fabrikaların, sanayi bölgelerinin yüzölçümleri artmaya devam ediyor. Gidişat o ki, bu bölgede ne tarım arazisi kalacak ne de o fabrikalar ile yerleşim yerleri için su yetecek!
Bursa trafik bakımından sıkışık, hava kirliliği üst düzeyde, su kaynaklarımız yetersiz…
Nitekim Başkan Alinur Aktaş Bursa için “Su fakiri!” nitelemesinde bulundu. Bunca kar yağmasına, kış olmasına karşın Aktaş, “Bugünleri ararız. Barajlarda doluluk oranımız yüzde 50 civarında. Şimdiden kuyu çakmaya başladık” dedi.
Nilüfer’in sınırlarına komşu Çınarcık barajında su var ama Bursa’ya iletilmesi için ‘isale hatlarının’ yapılması lazım.
Peki ne zaman yapılacak? Belli değil!
Başkan Aktaş bir de bilgi paylaştı: “Bursa’dan su alan 28 fabrika var. Uludağ’daki toplam suyun yüzde 2.7’sini kullanıyor.”
Gerçekten de önemli bir oran değil…
Ama Çınarcık barajındaki suyun yüzde 50’sinin TEKNOSAB’a geleceğini, Bursa’nın suyunun orada kullanılacağını kimse söylemiyor, üzerinde durmuyor.
En baştan itibaren yazdım, söyledim. Batı OSB adı verilen, bu nedenle izin alınmayan, sonra adını şaşalı bir şekilde yalan üzerine kuran Teknoloji OSB, Bursa’nın altına konulmuş bir dinamittir.
TEKNOSAB’da istediğini alan sanayici, Bursa’nın diğer bölgelerine, özellikle doğuya yöneldi.
Ne ala iş! Köylüden, vatandaştan araziyi topla…
Başkan Aktaş’ın 2018 yılındaki konuşmasından sonra bir grup sanayiciyi bir araya getir, ‘Organize Sanayi Bölgesi kuracağım’ de…
Arsa rantı yüz liraysa bin lira olsun!
İstediğin kişiye de bu arsalardan tahsis et!
Buna dur demenin bir zamanı gelmedi mi?
Daha ne kadar yağmalanacak bu şehir?
Oysa Başkan Alinur Aktaş’ın seçim dönemindeki söylemleri farklıydı: ‘İnsanı merkez alan, tarih, tabiat ve kültür odaklı mimariyle gelişen Yeşil Bursa’ diyordu.
Neden vazgeçti?