Mustafa Arı
Bursa Ulu Camii’ne gidenler kıble tarafında “vav” harfini görmüşlerdir. Ulu Cami’nin her duvarında Vav harfi yazılıdır. Bakın bu harf ne anlama geliyor. Bursa Ulu Camii’nde yer alan ve duvarda asılı olan yedi vav hattının sırrı şu şekilde anlatılır.
İnsan vav şeklinde doğar, doğrulunca kendini elif sanır. İnsan hayatı boyunca hep iki büklüm yaşar, oysa en doğru olduğu gün ölür. Allah’a kulluğun manası vav’dadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir. O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarı ise vav kainatın kendisidir.
Rabbimiz bizim her zaman vav gibi mütevazı olmamızı ister. Vav harfi, Allah’ın Vahid ismini ve birliğini simgeler. Vav harfi, Ebced hesabında 6 rakamına denktir, imanın 6 şartını temsil ettiği söylenir. Harfi med olduğu gibi, kasem harfidir. Aynı zamanda, iki cümleyi veya özneyi bağlayan bağlaçtır. Vav harfi, Tezhib sanatı ile süslenmiş ve ucuna Lale motifi işlenmiştir. Lale süsleme sanatında Allah’ı simgeler. Allah’ın birliğini anlatır.
Vav harfi ile başlayan kelimelere dikkat edildiğinde hepsi sorumluluk gerektiren işlerdir. Bu meslekler ve işler; ”Vali, Vezir, Veli, Vekil, Varis, Vasi, Valide, Vaad etmek vb.
Peygamberimiz Hz. Muhammed şöyle şekilde buyurmuştur. “Yedi vav dan sakınınız, ihtiyaç olmadığı halde vav’ların işaret ettiği mesleklere yönelmeyiniz.”
Bu önemli bir nasihattir. Peygamberimiz sorumluluğu olan şeylerden sakınma noktasında uyarıyor ve “Vavlardan sakının, çekinin” diyor. Örneğin, Vali olmak, veli olmak, varis olmak, vekil olmak, vezir olmak, vakıf malını değerlendirmek. Vallahi yemininde bulunmak vazifeleri yerine getirirken hassas olmamız ölçülü davranmamızı tavsiye edilmektedir. Yüce Rabbimiz yarattığı kullarının vav gibi mütevazı olmasını ister.
Hz. Musa dal olmuştur ama Firavun gözünü Elifliğe dikmiştir. Hz. İbrahim ateşte vav olmuştur, Nemrut ise bizzat ateşe odun olmuştur. Hz. Yunus, vav olmuş ve balığın karnında ancak kurtulabilmiştir.
İnsan iki büklüm olunca rahat eder anne karnında. Yatarken bile iki büklüm oluruz. Vavın elifle münasebeti ne kadar iyiyse ne kadar uyumluysa, kainatın dengesi de o kadar düzgün ve iyi olur. Manayı bilmeyenler hiçbir zaman vav diyemez her zaman vay der. Buna anlamca vaveyla denir. Yani vav olamadıkları için feryat edenlerin haline vaveyla denir.
Elif bir ağaç ise insan onun dalıdır. Azrail budadıkça nefesleri daha gür çıkar insanların sesleri. Her insan dal olur ve o ağaçtan eliften beslenir. İnsan en sonunda Vav olur ve o ağacın gölgesine sığınır. Ve insana seslenir elif, hem dal ol, hem vav ol der.
Başkasının önünde eğilmek ne zordur. Birilerinin emri altına girmek ne kadar ağırdır. Zordadır insan sığınacak yeri yoktur. Evrene ve seslere kulak verenler duyar yeniden o kutlu çağrıyı “Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir.” Sonra çağırır insanı, belki cennet kokusunu duyurmak içindir bu davet, belki kendi yanına çağırıyordur. “Secde et, yaklaş!” Eğil bana ve ben senin başını göklere erdireyim, yıldızları ayağına sereyim, sana gezmekle bitiremeyeceğin cennetler, sayamayacağın nimetler vereyim. Secde et, vav…