Ahmet Aygün Ata
“Özgürlük ve bağımsızlık benim özyapımdır” özdeyişi bin yıllar boyunca özgür ve bağımsız yaşayan Türk ulusunun özbenliğidir, ulus bilincidir, devlet bilincidir. Devletin her alanda tam bağımsız olması Gazi Mustafa Kemal Atatürk için olmazsa olmazdır, yarındır, yaşamdır. Ekonomik bağımsızlığı ise şöyle tanımlamıştır; “Ekonomik bağımsızlığı olmayan uluslar tam bağımsızlıktan söz edemez.”
Bağımsızlık Savaşı başlattığı yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun tam bağımsızlığından söz edebilir miyiz? Sömürgecilerin yönetiminde bir devlet maliyesi. Çıkan tuzun bile parasının sömürgeci devletlerin olduğu yokluk yoksulluk içinde bir ulus! Eğitim sistemi sömürgecilerin elinde ve azınlıkların silahlı karargahı. Türk ulusuna kıyımlar yapıyor, yakıp yıkıyor.
Bu durum ve koşullar altında Bağımsızlık Savaşı verdi Türk ulusu! Gazi Mustafa Kemal Atatürk ulusuna inandı, güvendi. İçindeki cevheri uyandırdı. Önce özgür ve bağımsız topraklarımıza ulaştık. Ardından ekonomik bağımsızlığı kazanmak uğruna yokluklar içinde ekonomik devrimler yaptık.
Bugün yurdumuz aynı Osmanlı Devleti’nin son günlerinde olduğu gibi iktidarlar eliyle sömürgecilerin cirit attığı, neyi satıp satamayacağımıza sömürgeci devletlerin karar verdiği durumdadır. Ülkemizi, iktidarların güdümünde olduğu sömürgeci devletler dış alımlar cenneti durumuna getirmemiş midir? Zehirli ve GDO’lu tohum ile kuşatılmadık mı? Doyan ve doyuran ülke iken dış alımlarla ulusal varlıklarımız peşkeş çekilmiyor mu? Topraklarımız yabancı işgali altında değil mi?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz 100 yıl öncesinden ne uyarılarda bulunmuş, okuyalım…
“Sömürgeci devletlerin, devlet ve ulusumuzun yaşamına açıkça kastetmeleri sonucunda geçerli savunma için toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, şimdiye dek çeşitli gerekçelerle açıkça ve zımnen ilan ettiği erek ve mesleğini bir kere daha tüm dünyaya sunmak için şu bildiriyi yayınlamaya gerek görmüştür. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusal sınırlar içinde yaşam ve bağımsızlığı sağlamak ahdiyle kurulmuştur. Dolayısıyla yaşam ve bağımsızlığını biricik ve kutsal emel bildiği Türkiye halkını sömürgecilik ve anaparacılık (kapitalizm) boyunduruk ve zulmünden kurtararak, irade ve egemenliğinin sahibi kılmakla ereğine ulaşacağı kanaatindedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusun yaşam ve bağımsızlığına suikast eden sömürgeci ve anaparacı düşmanların tecavüzlerine karşı savunma ve bu ereğe aykırı hareket edenleri cezalandırma azmiyle kurulmuş bir orduya sahiptir.” (18 KASIM 1920 HALKÇILIK BİLDİRİSİ – (ATABE, c10,s102, Askeri Tarih Belgeleri Dergisi,sayı 79, sayfa 92-94)
Ulusal bağımsızlık bir yaşam sorunudur
“Özgürlük ve bağımsızlık benim özyapımdır. Ben ulusumun ve büyük Atalarımın en değerli miraslarından olan bağımsızlık aşkıyla yaratılmış bir adamım. Çocukluğumdan bugüne dek ailevi, özel ve resmi yaşamımın her evresine yakından tanık olanlarca bu aşkım bilinendir. Bence bir ulusta onurun, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi, kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla olabilir. Ben birey olarak bu saydığım özelliklere çok önem veririm ve bu özelliklerin kendimde varlığını savlayabilmek için ulusumun da aynı özellikleri taşımasını temel koşul bilirim. Ben yaşayabilmek için kesinlikle bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu nedenle ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur. Ulus ve ülkenin çıkarları gerektirdiği takdirde insanlığı oluşturan uluslardan her biriyle uygarlık gereklerinden olan dostluk ve siyaset ilişkilerini büyük bir duyarlılıkla beğenirim.
ANCAK BENİM ULUSUMU TUTSAK ETMEK İSTEYEN HERHANGİ BİR ULUSUNDA BU ARZUSUNDAN VAZGEÇİNCEYE DEK AMANSIZ DÜŞMANIYIM.” (22 Nisan 1922 Hakimiyeti Milliye Demeç – Yayınlanma 24 Nisan 1922 – Numara: 167 Sayfa: 1)
Kurtarıcı aramak zamanı değildir. Kurtarıcımız Türk ulusuna 100 yıl önce yolu çizmiş, vasiyet etmiş, miras bırakmıştır. O yol Kamalizm’dir. Uygulayacak Ulusalcı, Devletçi, Cumhuriyetçi, Halkçı, Laik, Devrimci bir hükümet ivedi koşuldur.