Çağdaş Türkiye’nin kurucusu, Büyük Önder ve Devlet Adamı Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 81. yılında tüm yurtta olduğu gibi geçtiğimiz Pazar günü Karacabey’de de saygı ve özlemle anıldı. Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayan anma töreni sonrası saat 09.05′te iki dakika boyunca siren ve araç klaksonlarının çalınmasıyla hayat durdu. Ata’mızın aramızdan ayrılışının hüznü ve burukluğu bir kez daha hissedildi.
Anma programına Kaymakam Dr. Yusuf Gökhan Yolcu, Belediye Başkanı Ali Özkan, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zehra Yılmaz, siyasiler, daire amirleri, askeri erkan, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile okul müdürleri, öğrenciler ve çok sayıda ilçe halkı katıldı.
Cumhuriyet Alanı’ndaki törenin ardından, Dayı Karacabey Anadolu Lisesi’nce Şükran Yemişçioğlu Kültür Merkezi’nde muhteşem bir programa imza atıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümsüzlüğe göç etmesi nedeniyle bir kez daha özlemle anılırken, Dayı Karacabey Anadolu Lisesi tarafından hazırlanan etkinlik kusursuza yakın başarıyla gerçekleşti.
Programın açılışında DKAL’li öğrencilerin duygu yüklü ‘Atatürk’e Özlem’ adlı şiirsel görseli ayakta alkışlandı. Atatürk’ün vefatından sonra ilk yayınlanan Cumhuriyet Gazetesi’nin tüm konuklara dağılımında ise duygu dolu anlar yaşandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Okul Müdürü Hüseyin Akbaba’nın günün anlam ve önemini belirten konuşması büyük beğeni topladı.
Akbaba konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Atatürk, insanlığın sevgisini kazanan tarihte ender rastlanan üstün bir kişilik, büyük bir komutan ve devlet adamıdır. Atatürk, “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir” ve “Ben ölürsem soylu milletimizin beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına eminim, bununla gönlüm rahat!” sözleri ile Türk milletine olan güvenini göstermiştir. Türk milleti de her geçen gün değerini daha çok anladığı Atatürk’ü O’nun büyüklüğüne yaraşır şekilde anmıştır ve anmaya devam etmektedir.
Kısa yaşamının en son anına kadar memleketine hizmet etmiş olan bu büyük lider; “Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar” diyerek kurduğu cumhuriyete sahip çıkılmasını ve bunun ise çok çalışılarak bilimde ileri bir seviyeye çıkılması suretiyle gerçekleşeceğini ifade etmiştir.
1938 Yılının acılarla dolu, matemli 11 Kasım akşamı Taksim meydanını dolduran binlerce Türk çocuğunun ağzından şu and fışkırıyor, dalga dalga bütün ülkeyi sarıyor, dünyayı etkiliyordu. “Biz, Türk gençliği, Ata’sının bıraktığı mirasa, O’nun Cumhuriyetine, O’nun İnkılâplarına, O’nun kudretli ve kuvvetli rejimine daima sadık, toprağına kanımızı, istiklâline canımızı vermeye şerefimiz, gençliğimiz, namusumuz ve Türklüğümüz namına bu yüce abidenin önünde söz verip and içiyoruz…” demiştir. O’nu sevmek, O’nu anmak kâfi değildir, bütün varlığımızla eserini yükseltmeye çalışmak gerekir. İcap ederse bu uğurda ölmek, ölümlerin en güzeliyle en şereflisidir. O’nun büyük eseri kurulurken sevine sevine canlarını veren kahramanlar, bizim en yüce örneğimizdir. Bizler bu Programın hazırlanmasında “Atatürk kimdir?” sorusunun cevabını yine Atatürk’ün yaptığı mülakatlarda, anılarda ve yaşanmışlıklarda aramaya çalıştık.
Atatürk’ün tüm yaşamı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeksizin bir uyum ve iş birliğinin yayılması yolundaki çabalarını dikkate alan UNESCO, doğumunun 100. yılı olan 1981 yılını Atatürk yılı olarak ilan etmiştir. Bu sonuç, O’nun tüm Dünya’da nasıl anlaşıldığının da bir göstergesi olmuştur.
UNESCO’nun BM Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü’nün 152 ülkesinin oybirliği ile yapmış olduğu Atatürk tanımlaması; “Atatürk kimdir? Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir inkılâpçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayırımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu.” Bu programın hazırlanmasına büyük emek veren öğretmen arkadaşlarımı, sevgili öğrencilerime ve destek veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederim.
Büyük kurtarıcımız ve liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk! Sen ebedi mekânında rahat uyu! Bizler emanet ettiğin Türkiye Cumhuriyeti’ne her zaman olduğu gibi gönülden sahip çıkacak ve sana layık bir ulus olmaya devam edeceğiz. Ruhun şad olsun.”
Program Atatürk’ün hayatının anlatıldığı slayt gösterisi ile devam ederken, öğrencilerin “Cumhuriyet Kadınları” isimli drama gösterisi büyük beğeni topladı.
Türküler eşliğinde Atatürk ile ilgili anıların canlandırılması etkinliğinde de öğrencilerin performansı tam not aldı.
Program DKAL’in Anıtkabir ziyareti ile ilgili video sunumu ile devam etti. Sanatın her dalına önem veren Ulu Önder Atatürk’ün gözde Zeybek oyununu oynayan 11 /A Sınıfı’ndan Yunus Emre Bozan isimli öğrenci büyük alkış aldı. “Atatürk kimdir?” sorusuna en güzel yanıtı veren öğrencilerin sergilediği dört dörtlük program izleyenleri mest etti.
Katılımcılardan tam not alan program resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere Kaymakam Dr. Yusuf Gökhan Yolcu, Belediye Başkanı Ali Özkan ve Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zehra Yılmaz’ın ödüllerini takdim etmesiyle son buldu.