Hasan Çamoğlu
“Büyük İskender, Sezar, Napolyon ayağa kalkın! Mustafa Kemal geliyor.”
Yukarıdaki sözleri bir İtalyan Profesör Mustafa Kemal’in ölümü üzerine söyler.
Bir yanda kendi dönemlerinde dünyaya hükmedenler, öte yanda bir imparatorluğun küllerinden devlet kuran bir Mustafa Kemal.
Ve bu komutanlar Mustafa Kemal’i ayakta karşılayacaklar öbür alemde.
Profesörü etkileyen Mustafa Kemal’in hangi yanıydı, bunu bilmiyorum ama bana göre;
“Ayağa kalkın” denilenler gittikleri yerlere kan ve gözyaşı götürmüşler, Mustafa Kemal ise tam tersi bir ulusun gözyaşını dindirmişti.
SATILMIŞ
Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı derken 3 milyon askerimizden ancak 300 bini köyüne döner. “Döner” demesi kolay. Ne acılar yaşandı, onu ne kadar biliyoruz, kaçımız biliyor?
Şimdi anlatacaklarım yaşananlardan sadece biri.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in Han Duvarları’ndan…
Terhis edilen asker uzun bir yolculuktan sonra memleketine yaklaşır. O gece Pozantı’da bir handadır. Duyar ki yıllarca kendisinden haber alamayan eşi bir başkası ile evlenmiştir.
Kaldığı odanın duvarına yazar:
“Garibim namıma KEREM diyorlar
Hastayım derdime verem
Aslı’mı el al almış harem
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmışım ben”
Akşamı sağ giren Satılmış’ın sabah ölüsü çıkar handan.
Sonuçta bedenlerini cephelerde yitirenlerin olsun, köylerine dönenlerin olsun her birinin nice hikayeleri vardır.
Acaba kaç Satılmış da vardır?
TEŞEKKÜRLER
Büyük savaş biter, sonunda koskoca bir imparatorluk kül olmuş, Anadolu’da avuç içi (480 bin km) yer kalmıştır. Şimdi bir varlık yokluk savaşı başlar.
Önce millet hazırlanır, sonra Meclis, daha sonra da ordu…
Ve başlayan bu mücadelenin adıdır Türkiye Cumhuriyeti.
Ve sahibi Meclis’tir, halktır.
Belki de akıl dolu bir mucizedir Mustafa Kemal’i profesörün gözünde büyüten. Teşekkürler profesör.