Mustafa Arı
Dinimiz, insanların ayıplarını araştırmayı ve kişilerin gizli hallerini ortaya çıkarmayı yasaklamıştır. Günümüzde gazete ve televizyon kanallarında insanların özel hayatını anlatan programların, toplumun ahlaki yapısındaki yozlaşmayı hızlandırdığı dikkatlerden kaçmamalıdır.
Bir insanın ayıbını yüzüne vurmak, o kişiyi toplum içinde ciddi yaralamakta ve olumsuz davranışların çıkmasına sebep olmaktadır.
Müslüman, bir ayıp işlendiğini gördüğü takdirde o kimseyi küçük düşürmek, şahsiyetini aşağılayıcı bir tavırla onu rezil etmekte bulunmamalıdır. Her insan hata yapabilir, ayıp bir şey işleyebilir. Bu durum onun ayıbının yüzüne şamar gibi vurulmasını gerektirmez.
Böyle yapan Müslümanlar da insani ilişkilerde tebliğ ve irşadın metodunu bilmiyorlar demektir. Ayıbı yüze vurmaktansa bir kenara çekerek tatlı bir dille konuşarak uyarmalıdır.
Bir hata görüldüğünde, bir ayıp işlendiği takdirde mümine düşen görev hatayı yüze vurmak değil, rencide etmek veya tahkir etmek hiç değil, yapılan hataları örtmeye çalışmaktır. Başkalarının ayıp ve kusurlarını örtmek ve gizlemek toplumu ve insanları kötülüklerden korumak için işlenen ayıpları örtmek ahlaki faziletlerin başında gelir.
Kur’an-ı Kerim’de: “Müslümanların ayıplarını (ve gizli şeylerini) araştırmayın” (Hucurat Suresi: 12) Peygamberimiz de bir hadisinde: “Birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayın” buyurmaktadır.
Her kim bir Müslüman kardeşinin ayıp ve kusurlarını örterse da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir. Ayıpların araştırılıp ortaya dökülmesi; insanları birbirine düşürmekten, aralarında kin ve düşmanlık tohumları ekmekten, fenalıkların yayılmasından başka bir şeye yaramaz.
Peygamberimiz ve ashabı, kimsenin ayıplarını araştırmamış ve araştıranları da şiddetle kınamıştır. Yine Peygamberimizin verdiği bir habere göre, “Din kardeşini bir suçundan dolayı ayıplayan kimse, o suçu (günahı) kendisi de işlemedikçe ölmez” uyarısını unutmamak gerekir.
Toplum içinde yardımlaşmak, birlikte iyi geçinmek, yapılan fenalıkları ve ayıpları açığa çıkarmak, hataları yüze vurmak değil de hataları örterek arkadaşlığı, dostluğu kuvvetlendirmek, dostça yaşamayı isteklendirmek ayıp ve günahları teşhir etmeden önlemek gibi insanî ve İslami faziletlerimizi belirtmektedir. Mevlana kusurları örtmede gece gibi olun demiştir. Biz anne ve babalara düşen görev çocuklarımızı bu ahlak üzerine yetiştirmemizdir.
TEMİZLİK BİLİNCİ
Kur’an’ın ilk inen ayeti oku, ikinci inen ayetlerde ise Allah’ı yüceltme, uyarı, temizlik ve sabır emredilmektedir. “Elbiseni temizle, nefsini arındır. (Müddessir süresi: 1-4)
İslamiyet maddi ve manevi temizliğe büyük önem vermiştir. Maddi temizlik gözle görünen beden, ev, mabet, çevre temizliğini kapsar. Manevi temizlik ise gözle görünmeyen arınmayı, inanç, kalp ve ahlak temizliğini kapsar.
Maddi temizlik beden temizliğidir. Her Müslüman sağlıklı yaşayabilmesi ve toplumda saygın bir insan olabilmesi için beden temizliğine önem vermelidir. Her Müslüman’ın her hafta yıkanması, boy abdesti alması bedenini yıkaması Allah hakkıdır ve toplumsal bir görevdir. Her insan kendi temizliğinden sorumlu, anne- baba ve öğretmenler çocuklara temizlik alışkanlığı kazandırmalarından sorumludurlar.
El, yüz, ayak ve cilt temizliği için günde beş defa alınan abdestle yerine getirilebilir. Dişleri fırçalamak ağzı temizler. Peygamber efendimiz: “Ümmetine güçlük verecek olmasaydım, her namaz öncesi dişlerin fırçalanmasını emrederdim.” buyurmuş.
Avret temizliğine de önem verilmeli, çünkü namazın geçerli olabilmesi için hadesten ve necesetten temizlik önemlidir. İdrarın vücuda ve elbisemize sıçramamasına dikkat etmeliyiz.
Kabir azabının çoğu idrar yüzünden olacağını Peygamber Efendimiz bildirmiştir. Bir gün iki kabre uğramış: “Bu iki kabirde yatanlar azap görmektedir, biri üzerine idrar sıçramasından diğeri koğuculuk gıybet yapardı.” buyurmuşlar.
Çevre temizliği de çok önemlidir. Çevre, Allah’ın bize bir lütfü ve emanetidir. Çevreyi kirletmek emanete hainlik etmektir. Çevreyi, mabetleri, ortak kullanılan alanları temiz tutmak kirletmemek, görüntü ve ses kirliliğine meydan vermemek dini bir görevdir.
Hastane, okul, cami gibi ortak kullanılan yerler temiz tutulmalıdır. Mesela; camiye kirli çorap ve çıplak ayaklarla gidilmemeli, çünkü halılar kirletilir ve mantar gibi hastalıklar bulaştırılabilir. Allah temizdir, temizliği sever. Temizlik imandandır.