Karacabey Esentepe Mahallesi’nde bu yıl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı olarak yeni açılan Karacabey Belediyesi Anaokulu, öğrencilerin motivasyonunu artıran Montessori Eğitim Felsefesi’ni ilçede uygulayan ilk okul olacak.
Konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler veren Okul Müdürü Şenay Şanlı, öğrenci kayıtlarına devam ettiklerini belirterek, Montessori Eğitim Felsefesi’ni Karacabey’de ilk kez uygulayan okul olacaklarını ve bundan dolayı da mutlu ve heyecanlı olduklarını söyledi. Şanlı, “Bu felsefe Maria Montessori tarafından 1907 yılında çocukları gözlemleri sonucunda kendi eğitim felsefesini kurup geliştirmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu metot çocukların nasıl öğrendiklerini gözlemleyip, onlara yönelik materyaller üreterek iç motivasyonu geliştiren bir eğitim metodudur. Bu konuda önümüzdeki günlerde yapacağımız çalışmalar da ayrıca kamuoyu ile paylaşılacaktır.” dedi.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Emin Dingin ise, “İlçemizde ilk olarak Karacabey Belediyesi Anaokulu’nda uygulanacak olan Montessori Eğitim Felsefesi’ne göre eğitim yapılacağından, bu uygulamanın ne olduğunda dair velilerimiz bilgi almak amacıyla yoğun olarak Müdürlüğümüze müracaat etmekte ve kayıtlarda yoğun ilgi yaşanmaktadır. Karacabey Belediyesi Anaokulu binasının Müdürlüğümüze kazandırılmasında emeği geçen başta Karacabey Belediye Başkanı Sayın Ali Özkan’a ve okulun açılışı için yoğun çaba gösteren Karacabey Belediyesi Anaokulu Kurucu Müdürü Şenay Şanlı’ya çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Montessori Eğitim Felsefesi nedir?
Çocuklar karma yaş şeklinde aynı sınıfta beraber eğitim görürler. Karma yaş eğitimi, sınıf içindeki küçük çocukların büyük çocukları çalışırken izlemesini ve böylece ileride yapacağı çalışmalar hakkında fikir edinmesini, hatta potansiyeline göre ileri derecedeki çalışmalara daha erken geçmesini sağlar. Büyük çocukların da küçük çocuklara yardım etmesini, onlara ders sunmasını ve böylece öğrendiklerini pekiştirmesini ve liderlik vasfını kazanmasını sağlar. Bir çocuğun, bir çocuğa ders anlatması, iki tarafın da daha iyi öğrenmesini sağlayabilmektedir.
Montessori çevrenin özgürlükle ilişkisini ise şöyle açıklar: “Çocuklara onların enerjisi ve fiziksel yetenekleri için boyutlarına uygun bir çevre hazırlasalardı, çocuk özgür olabilecek ve eğitimsel problemlerin çözümüne doğru büyük bir adım atılmış olacaktı.”
Montessori, eğitimcinin eğitimi ve kişiliği ile yakından ilgilenmiş ve eğitimcilerin sadece onun metotlarını kullanmalarını yeterli görmemiştir. Montessori metodunda eğitimci rolü, yeni bir zemine oturtulmuş ve eğitimciye pasiflik rolü verilmiştir. Montessori’ye göre eğitimci, engelleri ortadan kaldıran, dolaylı yollardan bir otorite figürünü temsil eden ve çocuğun aktif olmasını sağlayan kişidir. Eğitimci, çocukla ilişkisini engelleyen zaaflarını yok etmek için kararlı bir şekilde ve metotları da göz önüne alarak kendini analiz etmelidir.
Montessori öğretmeni “Rehber” adını alır. Öğretmenler çocukların kendi gelişimi için potansiyelini kullanma fırsatı tanır. Ayrıca hazırladığı çevrenin çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarına karşılık vermediği zaman değişmesini de sağlamak öğretmenin görevlerindendir. Öğretmenlerin kendi içinde de birbirileriyle ilişki kurup, bilgi aktarımı sağlaması gerekir.
Montessori programındaki önemli karakteristik öğeler şunlardır: Gerçek materyaller, Ürün değil süreç odağı, Rekabet yerine işbirliği, Spontan etkinlikler, Akran öğrenmesi, Entellektüel gelişim için duyu- motor hazırlığı, Doğal sosyal gelişim, Gelişimsel ihtiyaçları desteklemek için biyolojik temeller, Sorumlu özgürlük, İçsel motivasyon, Çocukların özerkliğini geliştirmek, Yeteneğe dayalı başarıyı geliştirmek.
Montessori programlarında öne çıkan özelliklerin işlevsellik ve esneklik olduğu söylenebilir. Esneklik özelliğinin ön plana çıkmasının nedeni bireysel farklıkları temel bir unsur olarak dikkate almasıdır. Evrensel olarak yaygın bir metot olduğu için programların belirlenmesinde etki unsurlarının ağırlığı konusunda net bir söz söylemek söz konusu değildir.
Montessori Felsefesi’ni yansıtan okul öncesi eğitim programı amaçlarını şöyle belirtir: Öğrenmeye karşı ilgi uyandırmak, Konsantrasyon kapasitesini geliştirmek, Çocuğun doğasındaki öz-disiplin ve bağımsızlığı desteklemek, Çevresindeki dünyayı keşfetmesine olanak sağlamak, Öğrenme becerilerinin temellerini atmak, Başkalarına ve çevresine saygı duyma bilincini geliştirmek.
Montessori felsefesinin temeli; çocuğun ileride olacağı kişiyi, potansiyel olarak içinde taşıdığı düşüncesidir. Çocuğun bedensel, entelektüel ve duygusal potansiyeline tam olarak ulaşması için özgürlüğe ihtiyacı vardır. Bununla birlikte bu özgürlük, düzen ve öz disiplin yoluyla erişilecek bir özgürlük olmalıdır.
Montessori’ye göre çocuk, içi yetişkinler tarafından doldurulacak boş bir kase değildir. “Konsantre olabilme ve uzun süre yoğunlaşabilme, irade disiplini ve olumlu sosyal davranış, öğrenme hevesi ve düzenli düşünme, hissetme ve hareket etme” gibi özellikler, Montessori’ye göre ruhsal açıdan sağlıklı yeni çocuğun özellikleridir.