Ahmet Aygün Ata
“Soframızda olanlar için çiftçiye, hayvan yetiştiricilerine müteşekkir olmak boyun borcumuzdur.”
“ON YILLARDIR İHANETE UĞRAYAN, SIRTINDAN HANÇERLENEN, GİTTİKÇE SAYILARI YOK EDİLEN TÜRK ÇİFTÇİSİ, TÜRK HAYVAN YETİŞTİRİCİSİNİN BİR AVUÇ KALANLARINA BİN SELAM OLSUN…”
40 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığını, kurucu değerlerini, ekonomisini, tarımını, hayvancılığını, eğitim ve öğrenimini, sağlığını, iç ve dış güvenliğini ortadan kaldırmaya yönelik emperyal kapitalist tasarının son uygulayıcısı mevcut iktidardır. Ve dilerim sonuncusu olur. Soylu Türk ulusu bu iktidarları bir daha yaşamaz, görmez.
AK Parti’nin tüm ekonomik programı inşaat kesiminin üzerine kuruluydu. İktidarlarını sürdürmek, emperyalist tasarının yürütülmesini sağlamak için Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük gelişme yolu tarım ve hayvancılığa beton dökmekten çekinmediler, çekinmiyorlar.
İki milyona yakın ev fazlalığı varken orman, deniz kenarı, tarla gibi üretim ve gelir alanı ne kadar yer varsa hepsini imara açtılar. Buğday fışkıracak topraklardan beton fışkırıyor. Milyonlarca koyun, inek, manda yetişecek otlaklardan yokluk fışkırıyor.
Yapılan bir araştırma sonucu AK Parti’nin bu yıkım tasarısını ortaya koyuyor. İnşaat kesimine verilen teşvik ya da kredinin ‘yüzde biri’ ile “tam 4 milyon damızlık koyun” yetiştirebileceğini öğrendiğimde AK Parti’nin üretimi yok eden anlayışına karşı yüzlerce sözcük ve tümce yığıldı beynime. Tabii ki hepsi olumsuz!
Merinos cinsi koyundan her 100 adedinden 100-120, kıvırcık cinsinden 60-80 doğum olmakta. Yüzde on ile yirmi arası sapma yaşanabilir. Bu da bakım ve yetiştirilme alanlarından kaynaklanmakta. İki yılda 3 doğum yapabiliyorlar. Betona gömülen kredi ve teşvikleri gördükçe üretim yitiklerini, yetiştiricilerin yok edilmesinin vehametini daha iyi anlayabilirsiniz. Eğer hayvan sayımız artarsa ne mi olur?
Dış alım yapmayız. Dış güçler masalına inanmayız. Stokçular mazeretinin ardına sığınarak çiftçinin, tüccarın depoları basılmaz! Kendilerinin kurup kendilerinin rant elde ettiği 3 harfli market zincirleri tekelleşip devletin varlığını, ulusun üretim gücünü engelleyemez.
Oysaki saydığımız 4 madde AK Parti’nin kuruluş amacına da, varlığını sürdürebilmesine de izin vermez. Yalnız AK Parti’nin mi? AK Parti gitsin biz gelelim diyen aynı kaynaktan beslenen, emperyalizmin diğer piyonları muhalefet partileri de olmaz. Gerçekten ulusal, gerçekten Türk halkının iktidarı ya da muhalefet partileri olurlar.
20 yıldır verimli arazilere beton diktirmeleri yetmemiş olmalı ki, yeni ekonomik paket içeriği de beton dikmeye devam diyor. Dönüm başına verdikleri 100 ile 300 TL arası desteği davulla zurnayla, dilde Allah elde Kur’an ile duyuran AK Parti iktidarının küçük bir örnekle beton dökücülüğünü anlatalım.
500 bin TL’ye ev aldınız. KDV’si yüzde 18’di, 1’e indirdiler. 500 bin TL’nin 85 bini KDV idi. 5 bine indirdiler, yetinmediler teşvik veriyorlar. Yetinmiyor, kredi veriyorlar. Bilmem kaç on yıl ödemeli. Batık müteahhitleri, yandaşları kurtarıyorlar.
Betonun üretim gücü var mı? Yok!
Betonun yenme şansı var mı? Yok!
Ordu’da bu kış yol yapmak uğruna mahvettikleri arazilerde tam 180 toprak kayması oldu. Bunun Sinop’u var, Giresun’u var, Artvin’i var, Sakarya’sı var. Var, var, var, var. Ve canlarımız yitip gitti. Ve en verimli topraklarımız toprak kayması ile denize aktı. Ve yüzlerce hayvanımız sele kapılıp, toprak kaymasına kapılıp telef oldu.
Son teşvikte inşaat kesimine 50 milyar TL kaynak ayırdılar. Yeni beton gömme kaynağı. Toprak betona gark etti, kusuyor artık. “Ben anayım, üretirim, kısırlaştırmayın, yok etmeyin” diyor toprak.
AK Parti yöneticileri bu kaynağın yüzde 1’i yani 500 milyonu ile damızlık üretmek için ayırsa adedi 2 buçuk milyondan 20 milyon koyun edinilir. Bu iki yıl sonra 1 buçuk milyar TL olur.
Türkiye Cumhuriyeti neler mi kazanır?
Binlerce insana iş alanı sağlar. Ekonomiye artı katma değer getirir. Dış alım yapılmaz. Ülkemizi doyururuz. Yetiştiricimiz üretimden kaçmaz. Ekonominin ilgili alanlarında iş alanı artar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerinin en başında yer alan üretmek varken; Neden soylu Türk ulusunu emperyal kapitalizme teslim ediyorsunuz?
Dünümüze neden döktünüz?
Bugünümüze neden beton döküyorsunuz?
Yarınlarımıza beton dökmeye yeminli misiniz?
BETON AÇLIĞA ÇARE DEĞİLDİR!