Mustafa Arı
Günümüzün büyük kısmını insanlarla birlikte geçiriyoruz. En fazla ihtiyacımız olan şey, birlik ve beraberlik ruhudur.
Hani nasıl ki saatin küçük bir dişlisi kırılmış olsa o saat, zamanı bir daha asla doğru göstermez. Çare saatte kırık olan dişliyi onarmaktır. İşte insanca yaşamanın, huzura kavuşmanın yolu da birlik ve beraberlikten geçiyor.
Birlik ve beraberlik içinde birbirimizi daha çok dinlemeliyiz, dinlemezsek ipi kopan tespih taneleri gibi dağılır, gideriz.
Peygamberimiz birlik beraberlik içinde olmamızı bir Hadisi Şeriflerinde şöyle dile getirmiştir.
“Size birlik halinde bulunmanızı tavsiye eder; ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zira şeytan, yalnız başına yaşayan insana yakın olup, beraber bulunan iki kişiden uzaktır. Kim Cennetin ta ortasında yaşamak isterse, toplu halde bulunmaya baksın.”
Her insan, zaman zaman başka insanların yardımına, desteğine ihtiyaç duyar. Yaşadıklarından ve çevresinden mutlaka etkilenir. İnsanlar, birbirlerini rakip değil, dost olarak görmelidir. İnsani değerler tek bir kişi tarafından tesis edilemez. Herkesin birlikte çalışması gerekir. Değerli şeyler ancak birkaç insanın bir araya gelmesiyle elde edilebilir.
Atalarımız bunu “Bir elin nesi var iki elin sesi var” sözüyle çok güzel dile getirmişler. Bu atasözü bizlere yardımlaşmayı, fedakarlığı, dayanışmayı ve birlikten kuvvet doğduğunu hatırlatmaktadır.
Birlik ve beraberlik içinde olanlar karşılaştıkları en zor sorunları dahi kolaylıkla çözerler. Fikir birliği, gönül birliği ve eylem birliği içerisinde hareket ederek başarıya ulaşırlar. Dünyada birlik ve beraberlik içinde hareket etmeden başarıya ulaşmış ne bir aile ne bir şirket ne bir kurum vardır.
İnsanlık aynı gemide yol almaktadır. Tek vücut olmalı, binanın yapı taşları gibi birbirine tutunmalıdır. Birbirimizi uyarmak, eksikliklerimizi tamamlamak, birbirimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek ilahi bir emirdir.
Birlikte yaşamayı zorlaştıran tutum ve anlayışlardan uzak olmalıyız.
Nedir onlar: Bencillik, kibir, kendini üstün görmek. Adaletsiz davranmak. Kaba, katı, sert ve saygısız davranmak, zulmetmek, zararlı, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunmak. Kötülük peşinde olmak, günahları yaymak ve teşvik etmek. Ayıp ve kusur araştırmak ve ifşa etmek. Küçümsemek, hor ve hakir görmek. İçinde yaşadığı toplum bireylerine sırt çevirmek. ırkçılık yapmak. Nemelazımcılık anlayışı gibi…
Peki nasıl olmalıyız? Toplumda başkalarına zararımız dokunmayacak. Ülfet ve muhabbet duyulanlardan olacağız. Bize güvenenlere kol kanat gereceğiz. Hoş görüp affetmesini bileceğiz. Daima güler yüzlü, güzel sözlü olacağız.
Onun için bugün, dünkünden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız vardır.