Daha önce gazeteniz YÖREM’in defalarca gündeme taşıdığı, Mustafakemalpaşa Sulama Birliği sahası içinde yer alan ve Karacabey’in Bakırköy ile Uluabat Mahalleleri’ndeki çiftçileri de yaklaşık 10 yıldır olumsuz etkileyen, sulama suyundaki bor madeni sorunu çok sayıda çiftçiden gelen şikayetler sonunda nihayet çözüldü.
Adeta zehir salan borlu suya bir an önce çare bulunması gerektiğini yıllardır dile getiren bölge çiftçisi, bu önemli gelişme sayesinde rahatladı. Hatırlanacağı üzere, normalde ppm değeri 1-2 olması gereken sulama suyunda, geçtiğimiz Temmuz ayında yapılan analiz ölçümleri sonrası 17,4 ppm gibi ciddi bir oran ortaya çıkmıştı. Söz konusu bölgede 100 bin dönümün üzerinde ekili alan, bu borlu su ile sulanıyordu. Analizler sonrası ortaya çıkan rapor ise durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Bu şekilde çiftçiler zehirli su ile ürünlerini suluyor, bu sular ürünlerde verim artışını önlediği gibi buradan yetişen ürünler de zehirli bir şekilde vatandaşların sofralarına kadar giriyordu. Mustafakemalpaşa Sulama Birliği sahası içinde yer alan bu arazilere söz konusu zehirli suyun, Kütahya-Emet üzerinde bulunan maden ocakları ile Mustafakemalpaşa Kestelek madenlerinin bor kalıntılarının neden olduğu iddia edilmişti.
İşte böylesine tehlikeli borlu suyu çiftçilerden kurtarmak adına iktidar ve muhalefet partilerinin yöneticileri ile milletvekilleri Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın da katkılarıyla konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun sık sık gündeme taşıdığı bu ciddi soruna AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve eski Devlet Bakanı Hakan Çavuşoğlu da el atarak çiftçileri büyük bir dertten kurtardı.
Karacabey’in tarımda duayen ismi ve eski Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca, alınan tedbirler sayesinde sudaki bor oranı 17.4’ten makul seviye kabul edilen 2.7’e düştüğünü kaydetti. Sorunun Kütahya-Emet üzerinde bulunan maden ocaklarından kaynakladığının tespit edildiğini vurgulayan Karaca, “Bölge çiftçimizin kanayan yarası haline gelen bu sıkıntıdan bizleri kurtaran eski Bakanımız Sayın Hakan Çavuşoğlu’na, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Sayın Orhan Sarıbal ile CHP Bursa Milletvekili Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu’na, Bursa Valimiz Sayın Yakup Canbolat’a ve emeği geçen herkese bölge çiftçimiz adına teşekkür ediyorum.” dedi.
Öte yandan, Olay Gazetesi Köşe Yazarları’ndan duayen gazeteci Ahmet Emin Yılmaz da, 5 Eylül tarihli köşe yazısında bu önemli gelişmeyi kamuoyuyla paylaştı. “Çiftçi rahatladı: 160 bin dekar araziyi borlu su sulamayacak!” başlığı altında konuyu irdeleyen Ahmet Emin Yılmaz, köşe yazısında şunları kaydetti:
“Konu…
Vali Yakup Canbolat başkanlığında yapılan ve iktidar partisi AK Parti Bursa milletvekilleriyle yatırımcı bakanlıkların Bursa bürokrasisini bir araya getiren toplantıda gündeme geldi.
Onu da…
Geçmiş dönem Başbakan Yardımcısı olan, AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu’nun açıklamasıyla 1 Ağustos günü bu sütunlara taşıdık.
O yazıda…
Mustafakemalpaşa ve Karacabey ovalarında toplam 160 bin dekarın sulandığı sudaki sorunu Çavuşoğlu şöyle açıklamıştı: “Mustafakemalpaşa Güllüce sulamasıyla ilgili yoğun çaba sarf ediyoruz. Fakat suda bor madeni var. O boru enerjiye dönüştürürken sulamada suyun mahsule zarar vermesinin önüne geçecek alternatifleri konuştuk.”
Doğrusu…
Çavuşoğlu bu açıklamayı yapana kadar yarısı Mustafakemalpaşa, yarısı da Karacabey ovalarında toplam 160 bin dekar arazideki ürünlerin zehir içeren borlu su ile sulandığını bilmiyorduk.
Sorunun 10 yıllık geçmişini de, Çavuşoğlu’nun açıklaması üzerine arayan Karacabey Ziraat Odası’nın efsaneleşen eski Başkanı Nuri Karaca’dan öğrendik.
2 Ağustos günü bu sütunlarda Karaca çarpıcı dille çiftçinin kâbusunu anlattı: “Dünya sudaki bor oranını milyonda 1-2 kabul edilebilir buluyor. Fakat suyu analiz ettirdiğimde 17.3 oranında bor, yani ppm çıktı. Mustafakemalpaşa ve Karacabey ovalarında 160 bin dekar arazi bu zehirle sulandığı için mahsul yüzde 50 zarar görüyor.”
Şu sözleri de dikkat çekiciydi: “Sulama Birlikleri seçimle gelen çiftçilerce yönetilirken, seyreltme ile bor oranı yüzde 4’e düşmüştü. Memur yönetimiyle oran yüzde 17.3’e çıktı.”
Aradan bir ay geçti…
Nuri Karaca bu kez sesinden belli olan coşkusuyla aradı.
“Sayın Hakan Çavuşoğlu Bakanıma bölgemiz çiftçileri teşekkür ediyor” diye başlayıp şunu söyledi: “Alınan tedbirler işe yaradı. Güllüce’den tarlalarımızı suladığımız sudaki bor oranı 17.4’ten makul seviye kabul edilen 2.7’e düştü.”
Şunu vurguladı: “160 bin dekar arazi borlu suyla sulanmaktan, mahsulümüz zarar görmekten kurtuldu. Emeği geçen herkese minnettarız.”
Sorunun kaynağı Emet’te Nuri Karaca ile sohbette, suya zehirli borun nasıl karıştığını da konuştuk.
Sorunun kaynağını net bir şekilde gösterdi: “Sorunun kaynağı Emet’te. Bor tesisi atıklarını akarsuya bırakıyor, o su ovaları zehirliyor.”
Anımsıyoruz da…
80’li yılların başlarında yine o bölgedeki bor ve kömür madenleri cüruflarını dereler Uluabat’a taşıyınca su seviyesi 6 metreye düşmüştü.
O dönem, Bursa Valisi olan Zekai Gümüşdiş’in çabasıyla işletmeler çökeltme havuzları kurmuş, suya bor ve kömür karışması önlenmişti.”