Mustafa Arı
Akıl bize yol gösterir. Onunla doğru ile yanlışın, gerçek ile yalanın ayırımını yaparız. Aklı kullanarak bir konuda düşünce yürütür, konuşur, tartışır, analiz yapar ve sonuç çıkarırız. Söylediğimiz sözleri akıl süzgecinden geçirmeliyiz.
Bizi yaratan, yaşatan konuşma kabiliyeti veren Allah hakkında konuşurken çok dikkatli olmalıyız. Yukarıda Allah var demek yanlıştır. (Allah yukarıda, aşağıda, ileride, geride değildir, mekandan münezzehtir)
“Allah’ım bizi de gör artık. Burası Allah’ın unuttuğu yer. Allah yazdı ise bozsun. Allah gelse bile seni elimden alamaz. Allah bizi unuttu. (Unutmak fanilerin işidir) Bu işte bir Allah’a birde sana güveniyorum. (Güven hususunda Allah ile o kimseyi ortak kılmak demektir) Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz. Bundan iyisini Allah bile yapamaz.”
İnsanların birbirine sarfettiği sözler
“Seninle cennete bile girmem. Cehenneme kadar yolun var. Yüzünü gören cennetlik. Allah belanı versin. (Bir iş yaparken) Ben bunun Allah’ını yaparım. Allah’ın belası. Allahın cezası. Biz de yalan çok. Yalandan kim ölmüş. Fala inanma falsız kalma. (Fala bakmak, baktırmak haramdır, gaybı, geleceği Allahtan başka kimse bilmez) Kahpe felek. Adaletin bu mu dünya.”
Kaderle ilgili sözler
“Kader utansın. Böyle kadere lânet olsun. Kaderi kötüymüş. Kaderin oyunu. Kadersizim. Kaderim kader değilmiş. Alnına kara yazı yazılmış.”
Şarkılarımıza – Türkülerimize girmiş olan tehlikeli sözler
“Kahpe kader. Secde ettim taparcasına. Bir sana taptım bir de Tanrıya. Kuluna kul oldum severek taptım. Tanrım Madem unutacaktın beni neden yarattın. Alıştım kaderin zulmüne artık. Rabbim adaletin bu kadar mı? Sensiz cennet bile sürgündür bana. Bu Allah’ın kudretini inkâr anlamına gelir.”
Bu sözlerin birçoğu imanı alır götürür. Tövbe etmeyi gerektirir. Bilmeden söylemekte de büyük günahtır. Bu ve buna sözlerden sakınmak gerekir. Çünkü İslam’da cehalet- bilmemek özür değildir. Bu sözlere din kültüründe “Elfaz-ı Küfür” denir.