Hububat sektörünün en önemli organizasyonlarından TUSAF 16.Uluslararası Kongre ve Sergisi ile Cenevre’de düzenlenen Global Grain Kongresi’nin ardından, dünyanın farklı pazarlarından buğday başta olmak üzere tahıl, yem grubu ve yağlı tohum tedariki yapan Taban Gıda’nın CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, sektörü bekleyen gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Hasat zamanından bu yana ekmeklik una gelen yüzde doksan zam nedeniyle fırıncılar zor günler geçiriyor. Sürekli artan un fiyatları ve diğer girdiler karşısında zarar eden fırıncılardan kepenk kapatmak zorunda kalanlar oldu. Fırıncılara ilave tüm sektör paydaşları da yükselen fiyatlar yüzünden sıkıntılı günler yaşıyor. Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı ülkemizdeki sektör paydaşlarının bu durumdan daha da fazla etkilenmesine sebep oluyor.
“Geçtiğimiz günlerde Antalya’da Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) iş birliği ile düzenlenen Türkiye Hububat Kongresi’nde ve İsviçre’nin Cenevre şehrinde düzenlenen Global Grain Konferansı’nda birçok ülkeden değerli katılımcılarla bir araya gelerek, sektörü değerlendirme ve sorunlara çözüm yolları arama fırsatı bulduk” diyen Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, “Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de tarımsal emtia fiyatları son yılların en yüksek seviyelerinde seyrediyor. Global Grain Konferansı’nda uluslararası sektör temsilcilerinin de benzer kaygılara sahip olduğunu gördük. Başta buğday olmak üzere, önümüzdeki günlerde tarımsal emtia fiyatlarının artışı devam edecek gibi görünüyor. Özellikle dünyanın en büyük buğday ihracatçısı Rusya’nın yılbaşı itibari ile uygulayacağı kota, fiyatların artış hızını destekleyecek gibi duruyor. Yakın zamanda buğday metrik ton fiyatı 400 USD üzerini görür diye tahmin ediyoruz.” dedi.
“Düşük fiyatlı hammadde satışı aynı zamanda ekim yapacak çiftçinin de gözünü korkutuyor, ekim miktarlarının azalmasına sebep oluyor.”
TMO’nun özellikle ekmek, makarna ve yem fiyatlarının daha da yükselmesini önlemek amacı ile çeşitli adımlar attığını belirten Hasan Hacıhaliloğlu, “Aldığı önlemlerin başında piyasa fiyatlarının neredeyse yarı fiyatına piyasaya sunduğu hammadde satışları geliyor. Ancak piyasaya sunduğu bu satışları çeşitli taahhütlere dayandırması piyasada kafa karışıklığına sebep oluyor. Örneğin TMO’nun istemiş olduğu çok düşük fiyatlı satış taahhüdünü destek verdiği tonaj ile üretilebilecek miktar için değil de tüm fabrika kapasitesi için istemesi birçok üreticinin bu desteği kullanamamasına sebep oldu. Bu durum piyasa hammadde satış fiyatlarının daha da yukarı çıkmasına yol açtı. Bu şekilde düşük fiyatlı hammadde satışı aynı zamanda ekim yapacak çiftçinin de gözünü korkutuyor, ekim miktarlarının azalmasına sebep oluyor. Düşük fiyatlı hammadde satışı yerine, sıkı kontroller eşliğinde üreticilerin piyasaya sundukları son ürünlere destek verilmesi her açıdan çok daha faydalı olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Çözüm kendi ihtiyaçlarımızı üretebilmekten geçiyor”
“Ülkemiz un, makarna ve yem üretimi konusunda çok ciddi kapasitelere sahip” vurgusunda bulunan Hasan Hacıhaliloğlu, “Yine sektörde bu alanlarda alt yapı ve öz sermayeleri çok kuvvetli birçok üretici firma bulunuyor. Bütün bunları düşündüğümüzde sorunumuz hiçbir zaman tedarik konusu olmayacaktır. Asıl dillendirilmesi gereken sorun, fiyat artışları konusu olmalıdır. Her ne kadar sektörde bu dalgalanmaları kaldırabilecek birçok firma olsa da, ticari faaliyetlerini sürdüremeyecek firmalar da olacaktır. Özellikle ekmek fiyatlarını belli seviyede tutma çabası, fırıncıların çok zor günler geçirmesine sebep oluyor. Çözüm kendi ihtiyaçlarımızı üretebilmekten geçiyor. Bu kadar stratejik olan ürün gruplarının ihtiyaçlar odağında yeteri kadar üretilebilmesini sağlayacak tüm destek ve planlamalar en kısa zamanda hayatımıza girmeli. Umarım en kısa zamanda daha kalıcı daha planlı adımlar atılarak sektör sorunları çözüm yoluna sokulabilir.” ifadelerini kullandı.
Un fabrikası arayışı başladı
Pandemi özellikle tarımsal emtiada ülkelerin stok tutma kapasitesini yukarılara taşıdı. Buğday geçtiğimiz yılın ve bu yılın kilit ürünü oldu. Üretimde ilk sırada olan Çin gibi ülkeler daha fazla stok yapmaya başladı. Dünyada buğday üretiminde ilk 3’ü Çin, Hindistan ve Rusya paylaşıyor. Türkiye’nin ortalama üretimi ise 15 milyon ton.
“Unda 2005’ten bu yana dünyada ihracatçı ülkeler arasında ilk sıralardayız” diyen Taban Gıda CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, “Makarna ihracatında da İtalya’nın ardından ikinci sıradayız. Son yıllarda bisküvi üretiminde de üst sıralara çıktık. Katma değerli üretim ve ihracat açısından Türkiye’nin bu başarısı son derece değerli. Eskiden ülke olarak buğday üretiminde kendi kendimize yetiyorduk. Sadece ihraç edilecek ürünü üretmek için gerekli buğdayı dışarıdan alıyorduk. Şu anda ihracat yapabilmek için ithalat şartı var. Önce hububatın ithal edilmesi sonra ihracat yapılması gerekiyor.” diye konuştu.
Öte yandan, üretim hamlesi yapmayı da planları arasında ön sıralara yerleştiren Taban Gıda yurtiçi veya yurtdışında 1000 ton/gün kapasiteli bir un fabrikası yatırımı için fizibilite çalışmalarına başladı. Asya, Afrika, Avrupa pazarlarında 20‘ye yakın ülkede faaliyet gösteren ve buğday başta olmak üzere tahıl, yem grubu ve yağlı tohum tedariki yapan Taban Gıda, 3 yıllık süreçte üretim, lojistik ve depolama alanında toplam 100 milyon dolar yatırım yaparak yurt içinde üstlendiği liderliği global pazarlara da taşımayı hedefliyor.