Mustafa Arı
1986 yılından itibaren 01-07 Ekim tarihleri arası Camiler Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Camiler Allah’ın anıldığı, birlik ve beraberlik içerisinde Allah’a ibadet edildiği yerlerdir. Camiler, zengin-fakir, köylü-şehirli, amir-memur, işçi- işveren, resmi-sivil, yaşlı-genç, siyah-beyaz, yerli-yabancı… Herkesi bünyesinde toplayan mekanlardır.
Siyasetin asker ocağına, okula ve camilere girmesine karşıyım. Bir de her Cuma yardım toplanmasına ve cami kapısı bilmeyenlerin Diyaneti eleştirmelerine karşıyım.
Camiler Kabe’nin birer şubesi gibidir. O yüzden Kabe’yi ziyaret edenlere Allah’ın ikramının olduğu gibi camileri ziyaret edenlere de (ibadet edenler) ikramı vardır.
İnsanların giderek yalnızlaştığı ve bireysel sorunlarıyla baş başa bırakıldığı çağımızda; cemaat namazları vesilesiyle günde bir kaç kez bir araya gelebilmek, her bir Müslüman için ne büyük bir rahmettir.
Dini, sosyal ve kültürel bakımdan cami, İslam tarihi boyunca bir eğitim-öğretim ve kültür merkezi olmanın yanında bir devlet müessesesi olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Din konusunda toplumu aydınlatma ve eğitim öğretim faaliyetlerinin gerçekleştiği mekânların başında gelen camilerde bu faaliyetler hutbe, vaaz, cami dersleri, yaz Kuran kursları vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Çocuklarımızı camilere alıştıralım Onların temiz kalplerine, din, iman, vatan, bayrak, millet sevgisini yerleştirelim. Süslü süslü nice camilerimiz var ama içinde cemaat az.
Din görevlilerinin hizmet ve faaliyetleri cami içinde olduğu gibi cami dışında da toplumun bütün kesimlerine yöneliktir. Din görevlilerimiz dini ve milli değerlerimizi halkımıza aktarmakta, milli ve manevi değerlerine bağlı, vatanını ve milletini seven bireyler yetiştirilmesi için çaba göstermektedirler.
Bazı cemaat camiye yalın ayak gelmektedir. Bu doğru değildir. Çıplak ve özellikle ıslak ayaklar varsa halılara mantar mikrobunun bulaşmasına sebep olmaktadır.
Din görevlilerine gelince: Bilgili olmalı. Cemaatle münasebetleri iyi olmalı. Kılık kıyafeti temiz ve düzgün olmalı. Mütevazi, güler yüzlü, hoş sohbet ve hoş görülü olmalı. Camide söylediklerini sosyal hayatına yansıtmalı. Vazifesine bağlı olmalı, zamanında vazifesinin başında olmalı. Konuşmalarında kırıcı olmamalı. Cami dışında da herkesle selamlaşmalı. Cemaat arasında namaz kılan kılmayan ayrımı yapmamalı. Kırıcı olmamalı. Gençlere önem vermeli, gruplar oluşturmalı Ailesiyle örnek olmalı. Kötü yerlerde bulunmamalı. Şüpheli şeylerden kaçınmalı. Ziyaretlerde bulunmalı. Sağlık hizmetlerine katılmalı.
Tüm halkımızın ve din görevlilerimizin camiler ve din görevlileri haftasını kutluyorum. Günahsız günler temennilerimle…
CAMİ ADABI
Kur’an-ı Kerim’de: “Ey Ademoğulları, her mescide gittiğinizde en güzel elbiselerinizi giyinin.” buyurmaktadır. (Araf Suresi 31)
Camiye en güzel ve en temiz elbiselerimizi giyerek gitmeliyiz. Camiye mümkün olduğunca sağ ayakla girilip, sol ayakla çıkılır. Camilerimize “Besmele çekerek” girilmelidir. Namaz kılanların önünden geçilmemelidir. Ön saflar boş iken, arka saflarda namaza durmak hiç doğru değildir. Ön saflarda namaz kılmak daha faziletlidir.
Daha fazla sevap kazanayım diye ön safa geçmek için cemaate eza ve eziyet vermek, onları çiğneyerek ön safa geçmek de doğru değildir.
Camilerimizde ezan okunurken, vaaz edilirken, hutbe ve Kur’an-ı Kerim okunurken konuşmak doğru değildir. Sessizce bunları dinlemek gerekir.
Camilere girilirken mutlaka telsiz ve cep telefonları kapatılmalı veya sessiz konuma getirilmelidir. Çünkü namaz esnasında çalan cep telefonları, camide namaz kılan bütün cemaatin dikkatini dağıtmakta ve cemaatin namazının huşusunu azaltmaktadır.
Yine camilere sarımsak-soğan vs. sebzeler yenilerek gelinmemelidir. Çünkü soğan ve sarımsak türü sebzeler etrafa rahatsız edici kokular veren sebzelerdir. Sevgili peygamberimiz: “Kim soğan ve sarımsak yerse, bunların kokusu geçinceye kadar camiye gelmesin.” buyurmuşlardır.
Kısaca, camilerimizde, namazın huşusunu azaltacak, insanları rahatsız edecek ve insanların dikkatini namazdan başka yönlere sevk edecek fiil ve davranışlardan kaçınmak gerekir.