Mustafa Arı
1-7 Ekim tarihleri arasında Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır. Cami, toplayan, bir araya getiren yer, toplanma yeri demektir. Camilerimiz ibadet etme, Allah’ı anma, eğitim-öğretim, birlik ve dirlik, huzur ve sükun mekanlarıdır.
Camiler geçmişe ve geleceğe açılan penceredir. Camide omuz omuza saf duran inananlar, hayatın yüklerini, sevinç ve kederlerini birlikte taşımayı öğrenirler. Caminin kapısı herkese açıktır. Müslüman da gönlünü herkese açar. Bu vesileyle birbirleriyle tanışır, konuşun, ısınır ve kaynaşırlar. Birbirlerinin problemlerinden haberdar olur, sevgi ve merhametle yardımlaşırlar. Camiler Müslüman için bir ibadet mekanı olduğu kadar aynı zamanda eğitim aldığı bir okuldur.
Camilerde insan olmanın yollarını ve esaslarını, camilerimizde yapılan telkin ve nasihatlerden öğrenmekteyiz. Camiler, insanlara helal ve haramın, güzel ahlakın, doğruluk ve dürüstlüğün öğretildiği, sevgi, saygı ve kardeşlik ruhunun işlendiği, vatan sevgisinin aşılandığı kutsal mekanlardır.
Camiler insanları sadece bedenen birleştiren yerler yanında aynı şekilde ruhları birleştiren, maneviyatı sağlamlaştıran, birlik ve beraberliğe katkı sağlayan mekanlardır. Camilerde ırk, mezhep ayrılığı, zengin fakir ayrımı, amir memur, işçi işveren ayrımı yoktur.
İstanbul’un Fatih ilçesi Sinan ağa mahallesinde, Osmanlılar döneminden kalma “SANKİ YEDİM CAMİİ” adında bir cami vardır. İsmiyle meşhur olan bu caminin yapılış hikayesi şöyledir.
18. yüzyılda yaşamış olan Keçeci Hayrettin Efendi, tasarrufu seven, nefsinin istediği her şeyi yapmayıp, vara yoğa para harcamayan bir kişidir.
Keçeci Hayrettin Efendi; çarşı pazara çıktığında zaruri ihtiyaçları haricinde para harcamaz. Bir şey yeme isteği olunca da “sanki yedim” deyip, o anda harcaması gereken parayı kesesinden çıkarıp bir kenarda biriktirip, tasarruf eder. Bir ömür boyu yaşadığı bu “sanki yedim”lerin sonunda biriktirdiği paralarla da adı geçen camiyi yaptırır.
Camiler; mihraplarıyla birer ibadethane, kürsüleriyle birer mektep, minberleriyle toplum ve devlet ile ilgili konuların halka duyurulduğu birer tebliğ merkezidir. Kabe’nin birer şubesidir.
Çocuklarımızı camilere alıştıralım. Camilere çocukların da getirilmesiyle, onların toplumsallaştırılmasına katkıda bulunulmuş olur. Ayrıca camiler, genç ve yaşlılar arasında bir köprü vazifesi görür. Onların temiz kalplerine, din, iman, vatan, bayrak, millet sevgisini yerleştirelim.
Allah’tan niyazımız, bizleri camilere layık cemaatler eylemesi ve bu mübarek yerlere maddi ve manevi emeği ve hizmeti geçen herkesi rızasına kavuşturmasıdır. Yine niyazımız camilerimizi cemaatsiz, minarelerimizi ezansız bırakmasın! Bu arada milletimizin dini ve manevi hayatına hizmet eden değerli din görevlilerimizin “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nı tebrik ediyorum.