Mustafa Arı
İnanan ve güzel amel işleyen kimselere cennet vaat edildiği gibi kafir ve günah işleyen kimselere de cehennem vaat edilmiştir. “Cehenneme en fazla girmemize sebep olan nedir?” diye sormuşlar. Efendimiz: “Ağız ile cinsel organ” diye cevap vermiş.
Kur’an-ı Kerim’den edindiğimiz bilgilere göre Allah cennet ehli ile Cehennem ehlini şöyle konuşturuyor. Cennet ehli Cehennem ehline sorar; “Sizi Cehenneme sokan nedir?”
Cehennemlikler derler ki: “Biz namaz kılanlardan değildik. Yoksulların karnını doyurmazdık. Batıla dalanlarla birlikte olurduk. Hesap verme gününü inkar ederdik. Sonunda bize de ölüm gelip çattı. Artık onlara şefaat edebilecek olanların aracılığı yarar sağlamaz.” (Müddessir süresi:38-48)
Kur’an-ı Kerim’de ayetlerle sabit olan cehennemlikler şöyle bildiriliyor:
1- Allah’a ortak koşanlar. 2- Allah’a ve Resulüne asi olanlar. 3- Ahireti inkar edenler. 4- Ayetleri yalanlayan ve büyüklenerek onlardan yüz çevirenler. 5- Allah’a ibadetten yüz çevirenler. 6-Kitabı ve Resullere gönderileni yalanlayanlar. 7- Allah yolundan alıkoyanlar. 8) Kâfirler. 9- Kıyameti inkâr edenler. 10- Cehennemi yalanlayan fasıklar. 11- Din hesap gününü inkâr edenler. 12- Büyüklük taslayanlar. 13- Müsrifler, ölçüyü taşıranlar. 14- Büyük günah işlemekte direnenler. 15- Mal toplayıp sayan ve malının kendini ebedi kılacağını sananlar. 16- Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamayanlar. 17- Yeryüzünde haksız yere şımaranlar ve böbürlenenler. 18- Allah yolunu eğip bükmek isteyenler. 19- Zalimler. 20- Azgınlar. 21- Dalalet üzere olan atalarını takip edenler. 22- Arkadan çekiştirip yüze karşı eğlenenler. 23- Yoksulu doyurmayanlar. 24- Batıl ve boş işlerle uğraşanlar. 25- Namaz kılmayanlar.
Ömer bin Abdülaziz şöyle buyurmuş: “Ahirette nereye gitmek istiyorsanız, hazırlığınızı ona göre yapın. Ahirette istemediğimiz bir hayatı yaşamak ya da yaşamamak herkesin kendi elindedir. Cehennemden uzaklaştıracak bir hayat yaşamak gerekir.”
ZALİM VE ZULÜM
Zalim: Haksızlık ve zulüm eden, merhametsiz, gaddar kimse demektir. Zalim, Allah’ın lanetlediği, zulmeden kimse demektir.
Zulüm: Haksızlık, eziyet, işkence, baskı, adaletsizlik demektir. Zulüm, haddi aşmak, kötü, kaba davranmak ve insanları sıkıntıya sokmak, eza cefa vermektir. İslam zulmü asla kabul etmez, haram kılmıştır. İslam’da öç alma yoktur. Allah’a havale edilecektir. Cezalandırma yetkisi ve hakkı kula ait değildir. Zulmün ömrü kısadır. Cenabı Allah, zalime mehil verir, ama zalimin yaptığını yanına bırakmaz. Zalim, lanetli kimsedir: Kuran’da: “Allah’ın lâneti, zalimlerin üzerine olsun“ buyrularak zalime lanet okunmuştur. (A’raf süresi:44)
“Zalimler iflah olmaz” (Yusuf süresi:23)
“Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.” (Bakara süresi:258)
Atalarımız: “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” demişler.
İnsanlara zulmetmeyi, ancak kalplerinde Allah korkusundan mahrum olanlar ahirette hesaba çekileceği gerçeğini düşünmekten mahrum olanlar yaparlar.
İnsan insana, görevli halka, aile reisi ev halkına, yönetici, idaresi altındakilerin işlerin görmek ve onlara hizmet etmekle görevlidirler. Halka görevini yapmayan, onlara zulmetmiş olur.
Derler ki dünya dört şeyle ayakta durur. Alimlerin ilmi, Salihlerin ibadeti. Cömertlerin sahaveti, (el açıklığı, muhtaç olanlara çok ihsan etmesi) Devlet adamının adaleti.
Peygamberimizin ifadesiyle: “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez.”
Nefsine zulmetmez. Halka zulmetmez. Çocuklarına zulmetmez. Eşine eziyet verip zulmetmez. Hiçbir canlıya zulmetmez. Zulüm kötüdür. Zulmeden kötü, sevimsiz bir insandır. Eğer eşimize, arkadaşımıza, çevremize zulmetmiş isek hemen helalleşme yoluna gidilmelidir.
Peygamberimiz: “Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyamet günü gelmeden önce o kimseyle helalleşsin. Yoksa kendisinin salih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir.) Şayet iyilikleri yoksa kendisine zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.”
Gerçek Müslüman, çevresine dili ve eli ile zararlı olmayıp faydalı olan; yanlış yapmışsa hemen yanlıştan hicret eden yani tövbe edip yanlıştan uzak duran kişidir. Müslüman elinden ve dilinden Müslümanların zarar görmediği kimsedir. Muhacir ise, Allah’ın yasakladığı şeylerden hicret eden, uzak duran kimsedir.
Devlet malını haksız yere yiyen veya çalan kimse de zalimdir. Devlette görev yapanların, hangi şekilde olursa olsun, elde ettikleri haksız kazançlar, haramdır. Çünkü kamunun mallarında toplumun her ferdinin hakkı vardır. Kul hakkını haksız kullanmak zulümdür.
Vatan şairimiz M. Akif Ersoy’un meşhur bir sözü vardır: “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.”
Hani ne derler: “Zulm ile abad olanın, ahiri berbad olur.” Rabbim, bizleri ne zulmedenlerden ne de zulme uğrayanlardan eylemesin.