Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tarım Politikalarından Sorumlu Başdanışmanı Orhan Sarıbal, “Çiftçilik mesleğinin önemi pandemi ile bir kez daha anlaşılmış oldu. Ancak AKP bir türlü çiftçimize hak ettiği değeri vermedi.” dedi.
Sarıbal, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) tarafından alınan kararla 1984 yılından buyana, her yıl 14 Mayıs’ın, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlandığını hatırlattı.
“Çiftçimizin kıymetini bilmeliyiz” diyen Sarıbal, “Çiftçimiz bugün 84 milyon insanımız ile birlikte 5 milyona yakın sığınmacı, mülteci ve yabancı ile 45-50 milyon turisti besliyor. Üstüne ihracat için ürün yetiştiriyor ama AKP ülke çiftçisine hak ettiği desteği vermediği gibi ithalatı çiftçimiz üzerinde sopa olarak kullanıyor.” dedi.
AK Parti ile ülke çiftçisinin her yıl daha da kötüye gittiğini ve verdikleri emeğin karşılığını alamadıklarını belirten CHP’li Vekil Sarıbal, şöyle devam etti:
“AKP yönetiminin olduğu 19 yıllık süreçte ülke çiftçisi her geçen yıl kan kaybetmeye devam ediyor. AKP’den önce GSYH içinde tarımın payı % 10,2 iken bu oran %6,6’ya düştü.
Tarımda 2 milyon 742 bin kişi işsiz kaldı. 654 bin üretici Çiftçi Kayıt Sistemi’nden ayrıldı. Tarımsal desteklerden 210 milyar alacağı varken, çiftçinin bankalara olan borcu 2,4 milyar liradan 142 milyara yükseldi. 35 milyon dönüm tarım arazisi üretimden çıktı. Üstüne üstlük çiftçilerin sosyal güvencesi olan BAĞ-KUR primleri arttırılıyor. 2008 yılından itibaren her yıl prim ödeme gün sayısı bir gün artırılarak prim ödeme tutarı yükseltildi. Tüm bunlar gösteriyor ki çiftçilik kan kaybediyor, AKP oldukça kan kaybetmeye de devam edecek.”
Tarımda yeterli üretim olmadığını ve ithalatla gıda ihtiyacınının sağlandığını iddia eden Orhan Sarıbal, AK Parti döneminde yapılan ithalata ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“AKP uyguladığı politikalarla tarımda ithalatçı bir ülke haline geldi. AKP’nin iktidar olduğu günden bugüne tarımsal ürün ithalatına 117 milyar dolar ödendi. Bu sürede ülkemizde yetişmesi mümkün olan 74 milyon ton buğday ithalatına 19.4 milyar dolar,5 milyon ton arpa ithalatına 1.2 milyar dolar, 5,8 milyon ton pirinç ve çeltik ithalatına 2.7 milyar dolar,23,3 milyon ton mısır ithalatına 5.4 milyar dolar,14,6 milyon ton pamuk ithalatına 24.4 milyar dolar, 4 milyon ton mercimek ithalatına 2.7 milyar dolar ödendi. Bitkisel ürün ithalatında liste birçok ürünle uzarken, aynı dönemde 8,5 milyon büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatına 7.7 milyar dolar ödendi. Yetmedi 300 bin ton kırmızı et ithalat edilerek karşılığında 1.4 milyar dolar ödendi.”
Sarıbal, tarımsal üretimin devamlılığı için Avrupa ve diğer gelişmiş ülkeler başta olmak üzere bütün dünya ülkelerinin çiftçisine büyük destekler verdiğini, ülkemizde ise çiftçinin gereken desteği almadığını söyledi.
Avrupa’da 1960 yılında Ortak Tarım Politikası (OTP) ile başlayan süreçte birlik bütçesinden yaklaşık % 75 pay alan tarım sektörünün günümüzde de % 40’ı aşan oranda pay aldığını ifade eden Sarıbal, “Avrupa Birliği ülkeleri pandemi öncesinde çiftçisine yıllık 60 milyar avro destek verirken, pandemi ile birlikte bu miktarı daha da arttırdı. Ülkemizde ise üreticimizin ürünü tarlada kalırken, tarımsal destekleme bütçesinden hak ettiğini alamadı. Son iki yıldır yaşadığımız yağış düşüklüğünün sonucu olarak tarlalarımızın kurumaya başladığı bu dönemde çiftçimiz desteksiz bırakıldı.” ifadesini kullandı.
“Hak ettiği değeri vereceğiz”
Çiftçilerin tüm bu olumsuzluklara rağmen yağmur, çamur demeden tarlasında, bağında, bahçesinde, ahırında ve ağılında üretim yaptığını ifade eden Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP iktidarında çiftçiye hak ettiği değeri vereceklerini belirtti. Sarıbal, şunları söyledi: “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz açısından da kritik öneme sahip tarım sektörünün önemi Cumhuriyet’in ilk yıllarında görülmüş ve ekonominin lokomotifi olmuştur. Ülkemizin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk tarıma verdiği önemi anlatabilmek için;’Milli ekonominin temeli tarımdır’ demiştir. Tarımı yeniden ekonominin lokomotifi yapmak için Atatürk’ün, “Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür” sözünü ilke edinerek hak ettiği değere kavuşturacağız. Bu anlayışla sadece bir gün değil her gün kıymeti bilinecek çiftçimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyorum!”