Dündar Özseçen
1 Nisan günü Korona falan dinlemedi benim Karacabeyli çiftçi kardeşim! Havaların ısınması, toprağın tava gelmesi ile daldı tarlasına. Traktörlerin homurtuları sardı her yanı, özene bezene hatasız hazırlandı toprak ana… O yüzden çiftçinin ışıl ışıldı gözleri. Çünkü dünyayı kasıp kavuran bu salgın sonrası üretilecek her ürünün para edeceğini umuyordu. “İnşallah kazançlarımız iyi olur” diyerek üretime başladı çiftçi kardeşler…
Karacabey Ovası’nda çiçekler açıyordu adeta! Önce karpuz fideleri toprakla buluştu. Sonra aynı sıra ile kırmızı altının yeşil fideleri doldu. Bir taraftan havalar yağışlı mı yağışlı, Mayıs ayının ortalamasının üstünde toprakla buluşan fideler ısınmayan havadan dolayı pek iştahlı.
Bu arada kış aylarında ekimi yapılan soğan ve bezelyenin hasatları geliverdi. Ancak fiyatlar hiç de umulduğu gibi olmadı. Soğan üreticilerinin yüzleri asıldıkça asılıyor, her geçen gün umutlar tükeniyordu ve Karacabey soğan üreticisi pes ederek ürününü toprağa gömme kararı veriyordu.
O günlerde onların sesi olmak için Karacabey Belediye Başkanı Sayın Ali Özkan ve AK Parti İlçe Başkanı Sayın Ertem İşcan kardeşime; “Sizler soğancı ailelerin çocuklarısınız. Soğan üreticisini yalnız bırakmayın” diyerek yardımlarını talep etmiştim. Belki çaba harcadılar bilemiyorum.
Bu arada bezelye her yıl olduğu gibi üreticisini pek üzmedi.
Karacabey Ovası’nda mısırlar boylanıyor, karpuzlar köklerini uzatıyor, domatesler filiz verirken, maalesef hastalığın biri gidiyor yenisi geliyordu. Yağışın getirdiği rutubet ve nem, domateste virüs, mantar vs. ne bulursa tarlaların üstünü sardı.
Yüzler yine asılmış, umutlar tükenirken Karacabey Ovası’nda çiçekler yine açmaya başlıyordu çünkü karpuz fiyatları bayır köylerdeki satışlarla iyi haberlerin öncülüğünü yapıyordu. Köylerde karpuzun 6-7 bin liraya satıldığı haberleri Karacabey çiftçisine doping etkisi yapıyordu. Bu arada kavunda da büyük sürprizler yaşandı, kavun üreticinin yüzünü güldürüyordu.
Ama bu sevinçli ve neşeli ortam uzun sürmedi, çünkü Ağustos ayının başında Ege’den gelen haberler domateste işlerin hiç iyi gitmediğini, fiyatların sözleşme fiyatı olan 50 kuruşun altına 30 kuruşlara kadar düştüğünü doğruluyordu. Büyük bir panik yaşadı çiftçimiz. Çünkü bu fiyatlar Karacabey çiftçisinin sonu demekti.
Daha sonra toplum kuruluşları, Karacabey yerel medyası hep birlikte Karacabey tarım emekçileri için mücadeleye soyundu. Tam fiyatlar dip yapmışken, ortaya Türk Şeker çıktı ve Hızır gibi fiyatlara alım yaparak bir istikrar getirdi. Karacabey’imizde yeni bir çiçek açtı. Türkiye’mizin en eski örgütlü kurumu olan Türk Şeker, domates üreticisini ölümün eşiğinden döndürdü.
Türk Şeker’in bu işe girmesine öncülük eden başta Bölge Milletvekili Mustafa Esgin olmak üzere, emeği geçen her kişi, kurum ve kuruluşa teşekkür ederim.