İsmail Hakkı Özsarı
Cinsel konuları aslında çok merak ederiz ama konuşmaya çekiniriz. Bu konuları konuşurken ya sıkılırız ya da güleriz. Nedeni hala gizlidir. Hala yasaktır da ondan.
Oysa cinsellik insanın dört temel içgüdüden birisi ve de açlık içgüdüsünden sonra en önemlisi. İşte doğal bir içgüdü olan cinselliği ayıpla-yasak arasında sıkıştırmakla yok sayamayız. Eşyanın doğası gereği sıkıştırılan şeyler gereğinden fazla kımıldar.
Kesin olarak inandığım; toplumumuzda erkeğiyle, kadınıyla yeterli bilimsel cinsel bilgilere sahip olmayışımızdır. Erkeklerimiz anlamaktan çok anlaşılmakla uğraşıyorsa nedeni ne olabilir?
Günde, haftada bir kadınla birlikte olma sayısının çokluğuyla övünen bir erkeğin bilinçaltında hangi güvensizlik duygusu yatıyor acaba? Kadının da erkeğinde kişiliğini anlamadan cinsel sorunları çözmek olası değildir.
Sevişmek paylaşmaktır. Duyguları, düşünceleri, acıları, umutları, sevinçleri, beklentileri, bugünü, geleceği, dünyayı paylaşmaktır. Sevişmek çiftleşmek değil, tekleşmektir. Sevişmek kadının verdiği, erkeğin aldığı bir eylem de değildir. Sevişmek insan beyninin, duygularının eylemidir. Yani cinsel organlarının değil.
Cinsellik bir erkeğin sokak kapısından girmesiyle başlar. Dışarıdan gelen erkek eşine sevgi gösterir, onu şefkatle öperse ve de özlediğini belirtirse kadını çiçeklerle taçlandırır. Yoksa daha eve gelir gelmez elindekileri eşine vermeye çalışan, “ne yemek var?” diye soran bir erkek, o kadından bir şey beklememelidir.
İyi de erkeğe böyle davranmayı kim öğretecek, erkek bunları kimden duyacak, kimden görecek, nasıl koruyacak? İşte erkeğin sorunu burada.
Bendeniz zaman zaman insanları bilgilendirmek, bilinçlendirmek amacıyla bu türden yazılar yazıyorum. Önceki bazı yazılarımda olduğu gibi sakın ‘edep yahu’ demeye kalkmayın.
Bilgiye, bilimselliğe dayanmayan, ondan bundan öğrenilen cinsel bilgilerin bir işe yaramayacağını çok iyi biliyorum. Bırakın bir işe yaramasını, böyle yarım yamalak bilgilerle insanların mutlu olmayacağını da düşünüyorum.
Cinselliğini doğallaştırmayan, bu konuda doğru bilgilerle donatılmayan toplumlarda sapkınlıklara daha sık rastlanır. İş geliyor, toplumun kişiyi cinsel bilgilerle donatmasına dayanıp kalıyor. Görev, konuyla ilgili uzmanlara ve onların kullandıkları medya araçlarına düşüyor.
Hiçbir şey yapılmazsa, yapamazsak gelin cinsel dünyamızı korkuların, tabuların, ayıpların, günahların yaşadığı bir korku tüneli olmaktan bir çıkaralım. Cinselliğimizden utanmayalım. Cinsel dünyamız, ortak dünyamızda birbirimize yardım edelim. Dikkatli olalım. İncelikli olalım. Heyecanı öldüren şey sıradanlaşmadır, aldırmazlıktır, umursamazlıktır. Eşimizle cinsel konuları konuşmaktan çekinmeyelim.
Ne demişler; “Bilene büyük tat, bilmeyene azap.”