Saadet Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Aygül, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Yaptığı basın açıklamasında konuşan Aygül, Türkiye gündeminin her zamanki gibi çok yoğun olduğunun altını çizerek, “Ayasofya, pandemi, çoklu baro, esnafların sıkıntıları, genel ekonomik sıkıntılar ve sınavlar gibi uzayıp gidiyor. Ancak bugün gündemde olmayan mevsimlik tarım işçileri konuşmak istiyoruz. Diğer konular defalarca işlendi ve işlenmeye de devam edecek. Mevsimlik tarım işçilerinin sorunları ise kutuplaştırıcı bir üslupla bakıldığı için belki de hiç gündem olmayacak. Ancak gerek ülkemiz için gerek çalışan kardeşlerimiz için oldukça önemli olduğuna inanıyoruz.” dedi.
Mevsimlik tarım işçilerinin ortak özelliğinin geçimlerini sağlamak için tarımsal iş imkânı olan yörelere göç etmek olduğunu ifade eden Aygül şöyle devam etti: “Aileler iklim ve zamana bağlı olarak birden çok bölgede ve farklı üretim alanlarında çalışabilmektedir. Ülkemizde bu alanda çalışanların tam sayısına ulaşmak mümkün olmasa da farklı kaynaklardaki veriler baz alınarak her yıl yaklaşık yarım milyon ile 1 milyon insanın emek yoğun bitkisel üretim alanlarında mevsimlik gezici tarım işçiliği yaptığı söylenebilir.”
Aygül, “Genellikle Doğu ve Güneydoğu bölge illerinden göç sürecine katılan mevsimlik gezici tarım işçileri Türkiye’nin yaklaşık 50 ilinde yılın belirli zamanlarında toprak hazırlığı, ekim, dikim, çapalama, ot alma, ilaçlama, sulama ve hasat gibi başlıca işlerde çalışmaktadırlar. Ortalama çalışma sürelerinin 6-7 ay olduğu görülmektedir. Güney illerinde iklim koşullarının etkisiyle yılın bütün aylarında tarımsal üretim olduğundan daha uzun çalışma süreleri söz konusudur.” değerlendirmesinde bulundu.
Mevsimlik tarım işçiliğinin iş gücündeki en kırılgan sektörlerin başında geldiğini belirten Aygül, “Bu sektördeki önemli meselelerden biri çocuk işçiliğidir. TÜİK 2019 verilerinde, Türkiye’de yalnızca 2019’un dördüncü çeyreğinde 5-17 yaş aralığında 720 bin çocuğun çalışmak zorunda bırakıldığı görülmektedir. Söz konusu yaş grubunda çalışan çocukların yüzde 64,1’i tarım sektöründe çalışmaktadır. 2016 yılında hazırlanan bir rapora göre mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının yüzde 68’i haftada 7 gün ve yüzde 45’i günde 11 saatten fazla tarlalarda çalışmaktadır.” dedi.
Türkiye’de 2019 yılında en az 60 çocuk işçi hayatını kaybetmiş ve bu ölümlerin yüzde 60’ı tarım iş kolunda gerçekleşmiştir” diyen Mustafa Aygül şöyle devam etti: “Aileleri ile tarlada çalışan çocukların yüzde 50’si okulu tamamen terk etmişken, geri kalanlar ise okula düzensiz olarak devam edebilmektedir. Türkiye, 35 OECD ülkesi içinde çocukların fırsat eşitliğinde 34’üncü sırada yer almaktadır. Mevsimlik tarım sektörü nedeniyle okulla bağları tamamen kesilen veya okuldan uzaklaşan çocuklar ve çocuk işçiler sıralamadaki kötü yerimizin en önemli nedenlerinden birisi olarak ifade edilebilir.”
Tarım işçilerinin çalışma ortamlarının da uygun olmadığına dikkat çeken Mustafa Aygül, “Yapılan işin biçimine göre işçi sağlığı ve iş güvenliği esaslarına uygun biçimde gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmadığı dile getirilmektedir. İş olduğu ve hava koşulları izin verdiği sürece haftanın yedi günü ve günde ortalama 10-11 saat çalışılmaktadır. İşçilerin konakladığı yerler insani koşullar açısından uygun olmadığı gibi birçok sosyal probleme ve sağlık problemine de sebep olmaktadır. Özellikle ana yol ve sulama kanalı çevresine kurulan çadır alanları çocuklar açısından önemli riskler oluşturmaktadır. Elektrik kullanımı sınırlı, temiz suya erişim problemli ve güvenlik açısından aydınlatma ise neredeyse hiç bulunmamaktadır” dedi.
Tarım işçilerinin günlük yevmiye ile çalıştıklarını hatırlatan İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Aygül, “TÜİK’in son açıklanan verilerine göre, 2019 yılında bir önceki yıla göre mevsimlik tarım işçilerinin ücretleri ortalama yüzde 17,1 artarak 87 TL olmuştur. Ancak Kalkınma Atölyesi’nin 1 Haziran 2020 tarihinde yayımlanan raporuna göre, ulaşım maliyetlerindeki artış yevmiye artışının üzerinde seyretmektedir ve 2019 yılında sadece yolculuk masrafları için geçen yıl 17 gün çalışılması gerekirken bu yıl aynı masraf kalemi için 50 gün çalışılması gerekmektedir. Ayrıca kanunen tarım aracılarının işçilerden ücret talep etmemesi gerekirken, 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre işçi ücretlerinin yaklaşık yüzde 10’u komisyon olarak tarım aracılarına ödenmektedir. Komisyon kesintileri işçi ile aracı arasındaki patronaj ve sömürü ilişkilerinin boyutunu göstermektedir.” diye konuştu.
Aygül, “Bu şartlar altında bakıldığında; Türkiye’de mevsimlik gezici tarım işçiliği temel insani hakların ve yaşam biçiminin henüz sağlanamadığı görülmektedir. Kişilerin çalışmaktan doğan sosyal güvence başta olmak üzere ücret düzeyinden çalışma gün ve saatlerine kadar birçok haktan yetersiz yasal düzenlemelerden dolayı yoksun bırakıldığı, çoğunlukla enformel bir şekilde emek arz ve talebinin karşılandığı, çocuk işgücü varlığının ve pratiğinin yüksek olduğu bir yapıdır.” ifadesini kullandı.
Mevsimlik tarım işçileri için alınması gereken önlem ve yapısal değişikliklerin çok boyutlu ve aktörlü olması gerektiğine vurgu yapan Aygül, yapılması gerekenleri şu maddelerde özetledi:
“Denetleme ve yaptırım yetkisine sahip bir koordinasyon kurumu işlevselleştirilmeli.
Ekonomik önlemler açısından çiftçiye ürün desteği, pazara sorunsuz erişim, işçiye ayni ve parasal destek sağlanması mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı maddi problemleri hafifletecektir.
Salgın sonrası risklerin devam ettiği göz önüne alınırsa sağlık önlemleri açısından mevsimlik tarım işçilerine yönelik bilgilendirme-farkındalık çalışmalarının artırılması, hijyen malzemelerinin temini, sağlık taramalarının yapılması, acil durum sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalıdır.
Altyapı ihtiyaçları bakımından mevsimlik tarım işçileri için korunaklı çadırlar, elektrik ve temiz içme suyu, kişi sayısına uygun olarak tuvalet ve banyolar, çevresel ilaçlama, rutin dezenfeksiyon ve çöp toplama hizmetleri temin edilmelidir.
Sosyal yardım hizmetleri olarak gıda desteği, gebe, lohusa, bebek, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanmalıdır.
Mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik iş güvenliğinin artırılması, tarla çalışma koşullarının iyileştirilmesi, maske ve eldiven temini, sosyal izolasyonun ve sosyal mesafenin sağlanması önem arz etmektedir.
Mevsimlik tarım işçileri ile beraber gelen çocukların eğitimlerini devam ettirebilmeleri için uygun ortam sağlanmalı.”