Elazığ’da yaşanan deprem sonrası iktidarın siyasi bir hınçla hareket ettiğini iddia eden Saadet Partisi Karacabey İlçe Mahalli İdareler Başkanı Süleyman Bakar, Elazığ’ın Sivrice dahil merkez belde belediyelerine göre en ağır hasar tespit edilenin Yazıkonak Belediyesi olmasına rağmen, diğer bütün belediyelere bakanlık yardım ve ödenek gönderildiğini, ancak Yazıkonak Belediyesi’nin es geçildiğini söyledi. Bakar, “Çünkü o belediye AK Partili değil, Saadet Partili. Bu yapılan partizanlığın dik âlâsıdır. Deprem üzerinden siyasi hınç olmaz! Deprem üzerinden siyasi hesap görülmez!” dedi.
İktidarın salgın günlerinde bile “Ya bendensin ya değilsin” zihniyeti ile hareket ettiğini vurgulayan Bakar, Merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesinde gerçekleşen deprem sonrasında yaşananların bu zihniyete örnek olduğunu belirtti. Bakar, “Elazığ’ın Sivrice dâhil merkez belde belediyelerine göre en ağır hasar tespit edilen belediyesi olan Yazıkonak Belediyesi adeta yok sayılıyor. Diğer bütün belediyelere Bakanlık tarafından yardım ve ödenek gönderilirken, Yazıkonak Belediyesi’nin es geçilmesi kabul edilemez. Böyle yapmalarının sebebi çünkü o belediye AK Partili değil Saadet Partili. Bu yapılan partizanlığın dik alasıdır. Deprem üzerinden siyasi hınç olmaz! Deprem üzerinden siyasi hesap görülmez! Bunun adı en hafif tabirle vicdansızlıktır! İktidarın bu konudaki tutumu toplan yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağına dair bizleri endişelendiriyor.” diye konuştu.
Muhalefet belediyelerine yönelik iktidar kanadı tarafından yapılan ‘paralel yapı’ suçlamalarına da değinen Süleyman Bakar, “Sayın Cumhurbaşkanı, bu söylemi önceki hafta yaptığı ‘Ulusa Sesleniş’te biraz daha ileri taşıyarak ‘PKK/FETÖ’ imasında dahi bulundu. Hâlbuki Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasına; ‘83 milyon bir ve beraberiz, aynı toprakların insanıyız, aynı milletin evlatlarıyız’ minvalinde ifadeler kullanarak başlamıştı. Ancak ne yazık ki; konuşmasının sonunda yine ayrıştıran, ötekileştiren bir üslupla çok ağır ifadeler kullandı. Gerçekten hayretler içerisinde kalıyoruz. Ne diyeceğimizi, nasıl yorumlayacağımızı bilemiyoruz! ‘Artık bu kadarı da olmaz, ya bu kadar da ileri gidilmez herhalde’ dediğimiz ne varsa gün gün gerçekleşir hale geldi.” ifadesini kullandı.
Vatandaşın, Cumhurbaşkanı’ndan artık kavga söylemini değil, müjdeli haberler beklediğini vurgulayan Bakar, “Unutulmamalıdır ki; siyaset dilinin kamplaştırılmasından, devlet kurumları arasında bir çatışmanın körüklenme heveslerinden bu ülkenin kazanacağı hiç ama hiçbir şey yoktur. İktidar olarak artık muhalefet belediyeleri ile uğraşmak yerine, salgınla mücadeleye etmeye öncelik verin. Geçmişte şikâyet ettiğiniz ne varsa; kendinize yapılan tüm yanlışları, bugün o günleri bile aratacak bir zihniyetle siz muhaliflerinize uyguluyorsunuz! Ekmek üzerinden siyaset yapılmaz! Yardıma muhtaç insanlara ulaşacak yardımların önünü kesme gayretlerinden vazgeçin! Sizin gibi düşünmeyen herkesi ‘hain/paralel, şucu/bucu’ diye yaftalamaktan bir an evvel vazgeçin. Hiçbir mesele, alınacak oylar, elde edilecek makamlar/mevkiler, insanlarımızın derdine çözüm üretilmesinden önemli değildir.” eleştirilerinde bulundu.
Saadet Partisi Mahalli İdareler Başkanı Süleyman Bakar, sözlerinin sonunda ise şunları kaydetti: “Keşke şöyle olsaydı; Düşünün ki Sayın Cumhurbaşkanı, bütün parti liderlerini davet etmiş, pandemiyle ilgili Türkiye’nin eylem planını paylaşıyor ve istişare ediyor, her liderin görüşünü alıp, böylelikle süreçte atılacak adımları daha da güçlendiriyor. Sadece ama sadece vatandaşlarımızın derdini çözmeyi merkeze alan bir süreç işletiliyor. İktidar partisinin yöneticileri günlük siyasetle uğraşmak yerine, sadece bu sürecin eksiklerini gidermeye yönelik gayreti ortaya koyuyor. Basını yasaklarla susturmak yerine, sürece katkı sağlayacak şekilde ve vatandaşın sesi olan yayınlar yapmalarından memnuniyet duyuluyor. Sayın Cumhurbaşkanı, ekranlara çıkmış; kuşatıcı, sahiplenici, samimiyetle ve iyi niyetle hazırlanmış güzel sözlerle milletimizin tümüne sesleniyor.”