Kanada’da ‘ANCA Uluslararası Otizm Festivali’nde uluslararası büyük ödülüne layık görülen, “Küçük Şeften Büyük Lezzetler” adlı yemek kitabının yazarı, otizmli aşçı Fehmihan Kanberoğlu, ünlü bir “şef aşçı” olma yolunda önemli aşamalar kaydediyor.
Demokrasi ve Atılım Partisi Karacabey İlçe Başkanı Şaban Önen, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü kapsamında Mudanya İlçe Başkanı Dilek Durak ile birlikte Kanada’da düzenlenen otizmli gençler festivali aşçılık yarışmasında dereceye giren Fehmihan Kanberoğlu’nu Mudanya’daki evinde ziyaret etti. Fehmihan Kanberoğlu’nun annesi ve aynı zamanda Bursa Otizm Derneği Başkanı Emel Kanberoğlu’nun da yer aldığı ziyarette, otizmli bireylerin topluma kazandırılması için ‘farkındalığın’ gerekli olduğu vurgulandı.
Otizm hakkında dikkat çeken ve önemli bilgiler paylaşan Bursa Otizm Derneği Başkanı Emel Kanberoğlu, herkesi otizme karşı farkında olmaya davet etti. Duygu yüklü bir açıklama yapan Kanberoğlu, şunları kaydetti: “Doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen sözlü ve sözel olmayan iletişim bozukluğudur Otizm. Sanki dili var konuşamıyor, gözü var görmüyor, kulağı var ama sizi duymuyor. Sarılmak istiyorsunuz kaçıyor, yanınızda ama değilmiş gibi başka bir boyutta yaşıyor sanki.
Bundan tam 19 yıl önce tanıdığım, hayatımızı altüst eden bir gündü. İlk duyduğumuzda, çok ağır bir yük ve şok anı, yaşam boyu sürecek olmasını öğrenmek ve bu durumu yıllarca kabul edememek daha da acı. Duyar duymaz yaşadığımız o derin üzüntü ve ben nasıl kurtarırım yavrumu onun telaşı. İnsanüstü çaba, uykusuz geceler, sürekli gözü yaşlı hasretle yavrusunun ağzından çıkacak bir kelimesini duyabilmek için harcadığımız bitmek, tükenmek bilmeyen yorucu yıllar. Ama ne çaba, bir kelimesini duyduğunuzda, ya da bir şeyi öğrendiğinde, dünyaları verseler, yerine hiçbir şeyin koyulamayacağı mutluluğun adı.
İşte bu yüzden hayatımızın akışı, nefes alışımız, sabrımız, güçlü oluşumuz. Çünkü bizler en kıymetlilerimizle sınanıyoruz. Ne emekler, ne yangınlar var hepimizin içinde, içimizi yakan durum otizm. Ve biliyorum ki bütün kader arkadaşlarım ve anneler, benim gibiler, güçlüler, hepsi birer savaşçı, hepsi birer kahraman. Bitmek tükenmek nedir bilmezler ve asla utanmazlar, onlara kınayan gözlere bakarlar hayretle. Siz bilseydiniz eğer onların melek olduğunu, sevgilerini, cennet kokularını duysaydınız, imrenirdiniz. Onların bize ikram olduğunu anlardınız. Bir tek kaygı duyarlar yavruları için o anneler. Ben olmazsam ne olur, kim yavrumu korur diye.
Otizm sen nasıl bir illetsin. Kovalıyorum gitmiyorsun. Bocalıyorum pes etmiyorsun. Benim en kıymetlimi aldın elimden. Nasıl bir girdapsın. Sen çeksen de yavrumu kuyulara bırakır mıyım sanıyorsun. Yüreğimle savaşıyorum ben otizm. Yazıyorum, anlatıyorum seni bak. En güçlü silahım kalemim. Ben olduğum sürece, anlatacağım herkese. Zamanla anlayacaklar, farkına varacaklar. Senden kurtulmak için Otizm, erkenden yol alacaklar.”