Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, 2023 yılının ilk dört ayında kırmızı ve beyaz ete çeşitli gerekçelerle enflasyon oranın çok çok üstünde zam yapılmasına tepki göstererek, bunun ahlaki olmadığını söyledi. Hizmet verdikleri paydaşlarını da uyaran Başkan Dönmez, ekmek ve ilave ürünler ile hizmet ve yatırım maliyetleri hariç sadece 4 çeşitten oluşan 1 öğün yemeğin fiyatının 55- 60 TL’nin altında olmasının mümkün olmadığını belirterek, “Buradan bir daha uyarıyorum, ucuza aldığınız menülerde ne aldığınıza ve yediğinize dikkat edin. Gerekirse laboratuar analizine gönderin ve sonuçlarını değerlendirin” uyarısında bulundu. Dönmez, fırsatçılara karşı devletin daha etkili denetimler yapması ve et sektöründe sabit fiyat uygulanması gerektiğini de vurguladı.
BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, kırmızı ve beyaz etteki temelsiz fahiş fiyat artışlarının endüstriyel yemek sektörüne ciddi darbe vurduğunu dile getirdi. Kırmızı ve beyaz etin yanı sıra gıda fiyatlarındaki yüksek artışları ‘Reel enflasyon değil, ahlak enflasyonu’ olarak yorumlayan Dönmez, her yıl ramazan ayı öncesinde başlayan ve kurban bayramı sonuna kadar devam eden süreçte, kangren haline gelen bir sorunla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çekti. Coşkun Dönmez, yılın ilk 4 ayındaki enflasyon artışının yüzde 18 olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
“Ramazan ayı öncesi ve sonrasında devam eden süreçte, hem kırmızı et, hem bayat ete yüzde 100’e varan zamlar yapıldı. Kırmızı etteki bahane, şap hastalığı gösteriliyor. Peki, beyaz ette ne oldu da TÜİK’e göre enflasyon yüzde 15,21 iken et fiyatları yüzde 100 artıyor? Daha öncede dile getirdiğimiz gibi bunun adı maalesef ahlak enflasyonudur. Ramazan ayını, kurban bayramını fırsat bilen bazı kesimler, enflasyonun çok çok üstünde zam yaparak haksız kazanç sağlıyorlar. Et ve gıda da adeta vurguna dönen bu sürece karşı maalesef ciddi önlemler alınmıyor. Yüksek fiyat artışları hem vatandaşı, hem de girdi maliyetleri yükselen endüstriyel yemek sektörünün belini büküyor. Maliyetlerin bu derece kontrolsüz arttığı bir ortamda, sektör olarak bu artışları müşterilerimize izah etmekte güçlük çekiyoruz.
“Yediklerinizi tahlil ettirin!”
Maalesef herkes olayın farkında ancak iş ticarete geldiği zaman rekabet kuralları işliyor. Kalite ikinci planda kalıyor. Zaman zaman sektörümüzde rekabetin fiyatla yapıldığı durumlarda ne gibi suiistimallerle karşılaşılabileceğini ifade etmiştim. Hizmet alımlarında, fiyatın yanında alınan gıdanın gıda kodeksine uygunluğuna bakılması elzemdir. Çünkü mevcut et fiyatları ile bugün için sadece 4 çeşitten oluşan 1 öğün yemeğin fiyatının 55-60 TL’nin (ekmek, ilave ürünler ve hizmet/yatırım hariç) altında olması mümkün değil. Bazı merdiven altı firmaların maliyetlerini düşürmek için çeşitli katkı maddeleri kullanarak insan sağlığına dikkat etmediklerine üzülerek tanık oluyoruz. Buradan tüm hizmet alan paydaşlarımıza sesleniyorum. Ne aldığınıza ve yediğinize dikkat edin. Gerekirse laboratuar analizine gönderin ve sonuçlarını değerlendirin.
Öte yandan, kendimizi hizmet alan tarafına da koyduğunuzda işlerin pek iç açıcı olmadığını da görebiliyoruz. Seçim süreci, dövizin baskılanması, faizler vs. vs. ama hiçbir şey sağlıklı ve güvenli gıdanın önüne geçmemeli. Seçim sürecinin bir an evvel sonuçlanmasını ve piyasaların bir dengeyi bulmasını bir an önce temenni ediyoruz.”
“Sektöre uygun fiyatlı et verilmeli”
Başkan Dönmez, ahlak enflasyonuna karşı alınması gereken önlemlere de değindiği açıklamasında, Ramazan ayında İstanbul’da kırmızı et ürünlerine yönelik sabit fiyat uygulamasının tüm ülkede yaygınlaştırılması gerektiğini savundu. Sabit fiyat uygulamasının kapsamının genişletilmesini ve endüstriyel yemek sektörüne de öncelik verilmesini isteyen Başkan Dönmez, “Piyasanın dengelenmesi için uygulama genişletilmeli ve endüstriyel yemek sektörü faydalandırılmalıdır. Bunun için sektör dernekleriyle işbirliği yapıyoruz. Ayrıca, beyaz et üreticilerinin maliyet artışlarının çok üstünde fiyat artışına gitmesinin önüne geçilmesi gerekir.” dedi.