Ahmet Aygün Ata
Em-As-Ya (Emniyet-Asayiş-Yardım’ın kısaltılmış).
Planlarına göre askeri birlikler hemen sorumluluk bölgelerine dağılırlar, malzemelerin dağıtımından, kurtarmadan, hırsızlık ve can emniyetine karşı güvenliğin sağlanmasından sorumlu görevlerini yerine getirirlerdi. O birlikler, o bölgenin birlikleri oldukları için sorumluluk bölgeleri olan söz konusu bölgeleri çok iyi bilirlerdi.
“EMASYA Planları” olsaydı;
“Allah’ın bir kulu gelmedi”, “Açız, yardım edin, kurtarın”… diye haykıran olmazdı.
Aileler yanında hemen askerleri bulurlardı. Göçük altında kalanları umutsuzca kurtarmaya gelecekleri beklemezlerdi. Yıkıntılar altında inlemeleri duyulup da kurtarıcı bulamamanın ve kurtulacakken, inleye inleye ölmelerine tanık olunacak acılar yaşanmazdı.
Kısacası bu kadar ölü olmazdı.
Ele geçirilmiş yandaş televizyon kanalları, birkaç kurtarmayı ballandıra ballandıra veriyor. Ulusta kurtarma yapılıyor sanmazdı.
Şehirlerde bile gidilmeyen mahalleler, binalar verilmiyor ki ilçeler, köyler, hak getire!
1- EMASYA Planları’nda en uzak köylerin bile sahibi birlikler vardı.
2- Her türlü malzeme ve yiyecek oralara, anında ulaştırılırdı.
3- Erzurum depreminde bunlar aynı biçimde yapıldı.
4- Şu anda böyle bir organizasyon kesinlikle olmazdı.
Emniyet, Asayiş ve Yardım Planları
AKP’nin askeri birliklerin böyle afetlerde kullanılmasını ortadan kaldıran yasayı çıkarıp, “sen bu işlere karışma” diyerek ortadan kaldırdığı yasa çöpe atılmasaydı ne olurdu biliyor musunuz?
Her göçükte çalışan kurtarıcı askerler ve askeri makineleri görürdünüz. Sahipsiz göçük ve kurtarılmayı bekleyen, inleyen insanlar ve onlar için bir şey yapamayıp, çaresizce onları seyreden yakınları olmazdı.
İlçeler ve en ücra köyler, sahipsiz kalıp kurtarıcı beklemezlerdi.
Her göçüğün etrafında ve işyerlerinde hırsızlıklara, insan kaçırmalarına karşı, silahlı nöbetçi askerler görürdünüz.
Gelen yardım malzemelerinin toplandığı büyük bir depo ve oradan en ücra köylere kadar, çadır, yatak, soba, yiyecek, giyecek gibi gerekli malzemelerin ailelere isim isim verilen ve miktarları ile listelerini de tutan bir dağıtım sistemini görürdünüz.
Göçük başlarında başta Askeri ortopedi doktorları olmak üzere, Askeri Sağlık Sistemi’ni görürdünüz.
Askeriye’nin kontrolündeki Ana Depo’dan başlayan, Kızılay’ın aşçılarının ve askeri birlik seyyar mutfaklarının pişirdikleri yemek sistemlerini görürdünüz.
“Ne olursunuz, bizleri de görün, kurtarın” diye yalvarmalar görmezdiniz.
Kurtarılanların, boşu boşuna ölenlerin yanında devede kulak olduklarını görmezdiniz.
Yağmalama ve hırsızlık vakalarını göremezdiniz.
Olabilecek insan kaçakçılıklarını görmezdiniz.
Hiçbir hırsızlık ve Kızılay mallarının satıldığı dedikodusu olmayan 1983’deki Erzurum Depremi’nde yapılanları inceleyin.
EMASYA 2010’da böyle kaldırılmıştı
Dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında 7 Temmuz 1997 tarihinde imzalanan ve ismi “Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı Arasında 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/d Maddesi Gereğince Alınması Gereken Müşterek Tedbirlere İlişkin Protokol” olan, ancak kamuoyunda “EMASYA” olarak bilenen protokolün bugün yürürlükten kaldırıldığını duyurmuştu.
Atalay, bu konuda Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşme yaptığını belirterek, “Bunun ortak imza ile yine yürürlükten kaldırılmasını kararlaştırmıştık” dedi.
Beşir Atalay, sözlerine şöyle devam etti: “Arkadaşlarımız bir araya geldiler. Bugün ortak imzayla yürürlükten kaldırdılar. Bildiğiniz gibi protokolü 1997 yılında Genelkurmay Harekat Başkanı ile İçişleri Bakanlığı’nın o zaman ki Müsteşarı imzalamıştı. Şimdi de yine aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Sayın Korgeneral Mehmet Eröz ile Bakanlığımız Müsteşarı Sayın Osman Güneş imzalayarak tutanağı yürürlükten kaldırmış oldular. Bu hem Genelkurmay Başkanlığımıza, hem de il valililerimize bugün gönderilmiştir.
Peki, AK Parti’nin EmAsYa’yı kaldırma nedeni neydi?
AB ve ABD asker sayısını azalt deyip taaaak diye buyruğu yerine getirirken düşüncesi ne ise…
Askerlik süresini indirirken ne ise…
FETÖ ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpaslar kurmasının nedeni ne ise…
Askeri okulları kapatma amacı ne ise…
Askeri Hastaneleri kapatırken amacı ne ise…
Askeri Okullara FETÖ’yü yerleştirirken amacı ne ise…
Bugün SADAT adlı kurumu Türk Ordusu’nun içinde eğitim verdirir duruma getirme amacı ne ise…
Askeri Okullara, hastanelere, birliklere dini siyasi ideoloji olarak sokma amacı ne ise…
Türk Ordusu’nu ne kadar çok ülke sorunlarından uzak tutma amacı ne ise EMASYA’yı kaldırma sebebi de oydu!
Çünkü AK Parti başında “TÜRK” adı, “TÜRK ULUSU” olan her şeye karşıdır. Özellikle koruyup kolladığı, dinimizde ise sonradan yer alan (bi’dat) cemaat, tarikat, vakıfları güvence altına almak içindir. Bu nedenle Türk ordusunun iç güvenlikteki görevini kaldırmıştır.
Nedir bu görev?
Dini kullanarak bölücülük yapanlara, gösteri yapanlara, övenlere, yardım ve yataklık edenlere, devlete sızmalarına, dini cep doldurma yolu olarak seçmelere karşı yani Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup kollamasının önüne geçmek için verilmiş bir görevdi bu! Başka nedeni yok!