Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. İktidarın suni gündemler ile sık sık gündemi değiştirdiğine dikkat çeken Koçak, ne olursa olsun Türkiye’nin ve insanların gerçek problemlerinin gündemden düşmediğini ifade ederek, “Gerçek gündemler konuşulmasın diye, her gün bir başka suni gündem üretiliyor ve adeta bir ‘sis bombası’ sürekli olarak gündeme atılıyor. İşte bu haftanın sis bombası da aslında bir milletvekilinin darp edilmesi de önemli bir gelişme ama gündem dışında oluşan konu ise ‘marketler zinciri’ üzerinden kopartılan fırtına oldu. Ekonomimiz alev almış, kriz her geçen gün daha da derinleşiyor ama krizle mücadele etmesi gerekenler, krizi değil algıyı yönetmenin peşinde koşuyorlar.” dedi.
İktidar kanadının yaptığı zamlara dikkat çeken Başkan Koçak, üretim maliyetlerinin kısa sürede üç kat artırıldığını ifade ederek, “Siz elektriğe, gaza ardı ardına zam yapacaksınız, üretim maliyetlerini üç ayda üç katına çıkaracaksınız; sonra ekmek fiyatları artınca fırıncıyı, gıda fiyatları artınca marketçiyi suçlayacaksınız. ‘Üç harfli marketleri’ fırsatçılık yapmakla suçlayacaksınız. Çok net ifade ediyoruz ki: Bu ülkedeki en büyük fırsatçı, bu iktidarın bizzat kendisidir! Evet, bu ülkenin bir ‘üç harfli sorunu’ var. O üç harfliler de AKP’dir, MHP’dir ve maalesef RTE’dir! Bu ülkede; zamlarında, enflasyonunda, hayat pahalılığın da, yolsuzluğun ve yoksulluğun da tek sorumlusu maalesef bizzat Cumhurbaşkanı ve ortaklarıdır.” ifadelerini kullandı.
İktidarın gerçeklerin üstünü örtmek için her zaman başka yerleri sorumlu tuttuğunun altını çizen Koçak, şimdi ise zincir marketlerin bu yüzden gündeme geldiğini ifade ederek, “Ekonomi yönetimindeki akıl dışı politikalarının üstünü örtmek için ortağı ile birlikte, enflasyonun sebebi olarak zincir marketleri gösteriyorlar. 2010 yılında zincir marketlerin gerekliliğine vurgu yapan Sayın Erdoğan, şimdi ‘gölge boksu’ yapmak ve yeni hayali düşman bulmak için adeta bu marketleri karşısına almış gibi görünüyor. Marketler taşlanıyor, çalışanlar belediye ekipleri tarafından azarlanıyor, mafyavari kişilikler yalnızca hükümetin yol açtığı pahalılığı raflardaki mallara yansıtmak durumunda kalan iş adamlarına hakaretler yağdırıyor. Maaşlı trolleri, kadrolu gazetecileri, sadakatli yorumcuları hayat pahalılığının tüm sorumluluğunu zincir marketlere yıkma gayreti içinde bulunuyorlar. İnsanlara çözüm yollarını gösteremeyenler; ancak insanları tehdit eder, çözümü tehditte arar hale geldiler.” diye konuştu.
Bahse konu olan marketlere zaten gitmeyen tuzu kuruların bu marketler için boykot çağrısında bulunduklarını belirten Zeynel Abidin Koçak, birkaç marketle dahi başa çıkamayan iktidarın durumunun beceriksizliğinin endişe verici olduğunu ifade ederek, “İktidar, bu marketlerdeki fiyatların pahalılığı artırdığını ileri sürüyor. Peki, Tarım Kredi Kooperatifi’ne bağlı olan marketlerdeki fiyatlar, zincir marketteki fiyatlardan çok mu farklı? 25 kalemlik bir alışveriş sepetinde Tarım Kredi marketlerindeki fiyatlar ile malum marketler arasında yalnızca 25 kuruşluk bir fark var. Sadece ‘25 kuruşun siyaseti’ni yapıyor bu arkadaşlar. Enflasyon bunu da etkiledi, eskiden olsa 3 kuruşluk siyaset derdik bu yaklaşımlarına. Kira fiyatlarında da ev sahiplerini suçlamıştı aynı iktidar. Çözümü de yüzde 25 sınır koymakta buldu. Peki devlet kurumları ve vakıflara ait lojmanlarda ev kiraları neden yüzde 100’e artırıldı.” dedi.
Saadet Partisi iktidarında yapacakları düzenlemelere ilişkin açıklamalarda bulunan İlçe Başkanı Koçak, yaşanan bütün sıkıntıların başında ahlaki ve manevi tahribatın geldiğini ifade ederek, “Maalesef bugün, bu ülkede inançlı insanların itibarı ciddi manada zedelenmiştir. Bütün sıkıntıların başında ahlaki ve manevi tahribat gelmektedir. Türkiye’yi bu vizyonsuzluktan, bu krizden çıkarmak için 2023 yılı bir fırsattır. Türkiye’nin çok açık ve net olarak söylüyoruz Millî Görüş anlayışına ve Saadet Partisi’nin vizyonuna bugüne kadar hiç olmadığı kadar ihtiyacı vardır. Bizim vizyonumuz; ‘Kardeşçe Yaşanılan Bir Türkiye’dir. Kimsenin kimse üzerinde tahakküm kurmadığı, insanlarımızın kendi inanç ve düşüncüleri ile özgürce ve kardeşçe yaşayacağı bir Türkiye inşa etmek zorundayız ve biz bunu başarmakta da kararlıyız.” dedi.
Ekonomide kaynakları gösterişe değil üretime tahsis edeceklerini ifade eden Koçak, iktidarın uyguladığı anlayışın tam tersini uygulamaya alacaklarının altını çizerek, “İtibarımızdan tasarruf ederek, kaynakları kendi şahsi çıkarlarımıza değil, milletin cebine aktaracağız. Maalesef geçmişte Sayın Cumhurbaşkanı ‘itibardan tasarruf olmaz’ demiş, bizim anlayışımız ise bunun tam tersi. Biz itibar için beş kuruş harcamayacağız, milletimizin gelirini artırmak için çalışacağız. Tüketime ve gösterişe ayrılan kamu kaynaklarını, üretime ve istihdama yönlendirerek, hızlı ve yaygın bir kalkınma hamlesi başlatmakta kararlıyız! Eğitimden istihdama, kamu ihalelerinden atamalara kadar her alanda adam kayırma, torpil ve iltimas ortadan kaldırılacak; liyakati esas alan adil bir anlayış hâkim kılınacak. İster bize yakın olsun ister olmasın; iş mutlaka ehline verilecek.” ifadelerine yer verdi.
Adaletin herkes için sağlanacağına dikkat çeken Başkan Koçak, temel ölçünün hak ve adalet olacağının altını çizerek, “Tüm devlet organları üzerindeki hukuk, mutlak bir egemenliğe kavuşturulacaktır. Şahıslar değil, hak ve adalet kâmil manada tesis edilecek. İktidarımızda hiçbir şart ve konjonktürde hukuk kuralları ve evrensel hukuk ilkeleri çiğnenmeyecektir. Bu anlayış çerçevesinde; ‘kuvvetler ayrılığı ilkesi mutlaka uygulanacaktır’. Yeni cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte Meclis’in, yürütme üzerindeki denetim gücü elinden alınmış, yürütmeyi denetlemesi gereken yargı da maalesef yürütmenin etkisine girmiştir. Sultanlarda dahi olmayan bir yetki ile bu ülkenin yönetilmesine biz kesinlikle müsaade etmeyecek ve imkân vermeyeceğiz.” dedi.
Özelleştirmeler ile devletin elinden çıkarılan milli kuruluşların tekrar kurulması için çabalayacaklarına dikkat çeken Koçak, emeklilerin de yüzlerini güldürmek için çalışacaklarını belirterek, “Özelleştirme adı altında, milletin tasarrufları ile oluşturulmuş milli kuruluşlar şaibeli bir şekilde yabancı ve yerli tekellere haraç mezat satılmıştır maalesef. Bunun neticesinde tüm birikimlerimiz milletimizin elinden çıkarılmış bulunmaktadır. İktidara gelince kolları sıvayacak ve bu tesislerimizi sil baştan tekrar inşa edeceğiz, bu konuda kararlıyız. Ülkemizin en önemli ve maalesef en mağdur kesimlerden birisini emeklilerimiz oluşturmaktadır. İktidarımızda; açlık sınırı altında aylık alan emeklimiz kalmayacaktır. Emeklilerimizin maaşlarına her yıl “refah payı” adı altında, en az o yılın büyüme oranı kadar ilave zam yapılarak, ekonomik büyümeden pay almaları sağlanacaktır.” diye konuştu. Kadına şiddet vakalarının da önüne geçileceğini ifade eden Koçak, şiddet konusunda asla taviz verilmeyeceğini belirterek, “Şiddet mağdurlarının mağduriyetlerini gidermek adına, uygulamada mevcut olan her türlü yasal engeli ortadan kaldırmak için gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılacaktır. Bu çerçevede bir aile stratejisi geliştirmekte de kararlıyız. Sağlam bir aile yapısı, ülkede huzur, barış ve dayanışmanın teminatıdır. Bu yapıyı korumak ve güçlendirmek için her türlü tedbiri almakta kararlıyız. Aile kurumunun güçlendirilmesi milli bir görev olarak benimsenecek ve bu amaçla bir ‘aile stratejisi’ geliştirilecektir. Birinci dereceden çocuğa ve aileye zeval getirebilecek ahlakı tahrip edici unsurların önüne geçmek için tıpkı Milli Güvenlik Kurulu gibi ‘Aile, Çocuk ve Kadını Koruma Yüksek Kurulu’ oluşturulması mutlaka gündeme alınacaktır. Milli güvenliğimiz ne kadar önemli ise toplumumuzun önemli olması da o kadar önemli.” şeklinde sözlerini noktaladı.