Mustafa Gültekin
Şu, Ali Babacan var ya,
Zekasını siyasete yansıtan, sempati değeri yüksek ve giderek daha da yükselen yeni nesil bir siyasetçi… Nitekim, bu yüksel sempatiyi, uzaktan dinleyen AK Partililerin sayısı ise her geçen gün biraz daha artıyor.
Bu köşenin takipçileri hatırlayacaktır.
Ali Babacan’ın, siyasi lider olarak Bursa’ya ilk gelişini bu köşeden okudular. Ve tabii ki; Babacan’ın ilk Bursa performansını da yine, “Babacan’ı uzaktan dinleyen AK Partililer!” başlıklı yazımdan takip ettiler.
Ve bugün…
Deva Partisi Lideri Ali Babacan, bir kez daha Bursa’daydı. Partisinin, İnegöl kongresine katılmak için geldi. Uzaktan izledim. Babacan, AK Parti’nin kalesinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok fena bombaladı.
Mesela,
Erdoğan’ın, “ekonomistim” diyerek kurduğu, “faiz sebep, enflasyon sonuç” önermesini, “Erdoğan sebep, enflasyon sonuç!” olarak güncelledi ki; bu söylem, tıpkı, “128 milyar nerede?” gibi bir döneme damga vuracak slogana dönüşürse hiç şaşırmayacağım… Nitekin, Erdoğan’ın, “sebep” olarak gösterdiği faiz oranı Avrupa’nın en yükseği.
Ali Babacan,
Ekonomideki bu yaman çelişkiyi, öyle net, anlaşılır bir dille izah etti ki; (benzetmede hata olmaz ve bir de Erdoğan, ‘Ömer Metaforu’nu çok kullandığı için kullanıyorum) tıpkı Hz. Peygamberi öldürmek için yola çıkan Hz. Ömer’in İslam’a ikna olması gibi, Babacan’ı, önyargıyla dinlemeye gelenlerin bile alandan ikna olarak ayrıldığına şahit oldum.
Nasıl ikna olmasın,
Çarşı-pazar zaten yanıyor. Babacan ise, “bakın, ilk defa, Türkiye’den çıkan doğrudan sermaye, Türkiye’ye giren doğrudan sermayeden daha fazla…” diyerek yangının sebebini izah ediyor. Dahası, mevcut yönetimin hem döviz kurunu, hem faizi hem de enflasyonu aynı anda artırmayı başardığına dikkat çekip, “ben bunca sene bu ülkenin ekonomisini yönettim. Hayatımda, inanın, başka ülkeleri de izliyorum, bu kadar akıl dışı, bilim dışı bir ekonomi yönetimi görmedim, böyle bir şey yok…” diyerek dinleyenlerin adeta beynini tokatlıyor.
Açık söylemek gerekirse,
Bu akıl dışılık sadece ekonomi yönetiminde yok. AK Parti’nin birçok yerinde adeta “ur” gibi zuhur ediyor bu yaklaşım. Bakın bir örnek vereyim. Sosyal medyada çok sık rastlıyoruz. Ülkede ne zaman AK Parti’nin aleyhine bir durum gelişse birileri sahne alıyor ve Erdoğan’ın Batılı liderler karşısında bacak bacak üstüne attığı görselleri paylaşıp, bu hal ile Türkiye’nin yıllanmış ezikliğinin giderildiğini iddia edip, Erdoğan’a yakası açılmamış övgüler düzülüyor. Bir bakıma, “dünyayı kurtaran adam” muamelesi çekiliyor ve herkesin de ısrarla buna inanması isteniyor. Tamam, devlet başkanımızın, kibirli Batılı liderler karşısında sergilediği özgüvenden biz de memnun oluruz. Ama aslolan bu değil. Yani, nasıl oturduklarından çok ne konuştukları bizi daha çok ilgilendiriyor.
Oysa,
Avrupa’da en yüksek faizin olduğu, aynı anda dövizin ve enflasyonun da çıldırdığı bir ülkede, domates alamayan vatandaşın pazarcı karşısında ezikliği yenilmedikçe, kirasını ödeyemeyen insan ev sahibi karşısında ezildikçe, çocuğuna harçlık veremeyen babanın evladının önünde yerin dibine girdikçe, sosyal medyada aşırı övgüyle paylaşılan o görsellerin hiçbir kıymeti yok. Hatta sanılanın aksine ters etki bile yapıyor. Biliyor musunuz? Erdoğan’ı haddinden fazla överek aslında ona kötülük ediyorsunuz. Açık söyleyeyim, bunu komiklik olsun diye yapıyorsanız hiç komik değil. Yok, ciddi olarak yapıyorsanız da gerçekten çok komik. Bilin isterim.
SON SÖZ:
Pandemi koşullarında, eğitimin bile uzaktan yapıldığı bir dönemde, liderlerini Bursa’da ağırlayıp, il binasının açılışını azımsanmayacak bir kalabalıkla yaparak ilk sınavından anlının akıyla çıkmayı başaran İl Başkanı Serkan Özgöz ve arkadaşları, bugün ikinci sınavlarını da başarıyla verdiler diyebilirim. Siz gördüklerinize bakarken ben sizler için görmediklerinizin peşine düştüm. Yine, diyebilirim ki; Ali Babacan’ı, (şimdilik) uzaktan dinleyen AK Partililerin sayısında hızlı bir artış var. Hatta, “Çılgın bir senaryodan bahsedeceğim!” ve “AK Parti’nin iktidar bileti Babacan’ın elinde!” başlıklı yazılarımdan sonra, Babacan’ın, Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olması ihtimaline karşılık kafası karışan AK Partililerin daha bir can kulağıyla dinlediğini gördüm.