Mustafa Arı
Evlilikte eşler birbirlerinin tercihlerine saygı duymalıdırlar. Evde ne erkeğin, ne kadının dediği olsun. Allah’ın dediği olsun ki o evde huzur bereket olsun.
Gençler evlenirken şöyle düşünmeli! Bir ailede vahiy, sünnet ve örfümüze dayalı bir anlayış ile Allah’ın dediği olmalıdır. Aile kurumunda işini, eşini ve aşını seveceksin. Eşine saygı göstereceksin, gereken yerde sabırlı olacaksın. Geçmiş tarihlerde cezaevine teravih namazı kıldırmaya gitmiştim. Teraviden sonra mahkumlarla çay sohbeti ederdik. Dedim ki; “Hayatınızın baharında niye cezaevindesiniz?”, “Ah Hocam dediler sabırsızlık ve bir an öfkemize hakim olamadık.”
Onlara şunu anlattım. “Bakınız evlilikte 5/S çok önemlidir. Bunlar; sevgi, saygı, sabır, sadakat ve sorumluluk. Haklısın hocam dediler.”
Maalesef boşanmaların sebeplerinden en önemlisi de sabırdır.
Ailede Deli-Veli oyunu oynayın dedim. Hanım kızıp deli olunca siz alttan alacak Veli olacaksınız. Siz kızınca hanımınız Veli olacak. Bu Deli-Veli oyununu evli gençlere şiddetle tavsiye ediyorum.
Evlilik namaz kılmak gibidir, kolay kolay bozulmamalıdır. İki tarafta samimi olmaya azami gayret göstermelidir. Evlenecek gençler evlenmeden önce eşini seçerken gözünü dört açmalı, evlendikten sonra yarı yarıya kapamalı ve bol bol empati kurmalı.
Şair Cengiz Numanoğlu’nun şu dörtlüğü aklıma geldi:
“Ne şan şöhret itibar ne bir erdem ne bakar
Görmedim bir yücelik haddini bilmek kadar.”
Çok uzun süre evli kalanlara rastladım. Hanede güleryüz, tatlı dil olunca yegane geçer akçedir, bir de zerafet. Gençler aile konulu kitapları mutlaka okumalı. Yine tekrar ediyorum bu zamanda boşanmaların sayısı nikahlananları geçmiş durumdadır.
Her iki aileden biri boşanıyor. Halbuki Talak (boşanma) Allah’ın sevmediği bir durumdur. Allah akıbetimizi hayır eylesin. Gençlerimize ahlak, feraset ve vasiyet lütfeylesin. Güçlü aile yapımızı bozmasın, bozdurmasın.
KALBİ HASTALIKLAR
Kalp Allah’ın nazargahıdır, ruhun sarayıdır, insanın aslıdır.
İnsanı insan yapan tüm hususiyetler kalpte toplanmıştır. İçine nur inmeyen kalp safiyetini kaybeder ve görevini yapamaz hale gelir. Böyle bir kalp inkarın, isyanın merkezi olur.
Kalp günah ile kirlenir, katılaşır tedavi edilmezse ölür, üzerine perde çekilir. Hak olan şeyleri görmez, işitmez ve anlamaz olur. Sonu ise felakettir. Kalbin hastalıkları Kur’an-ı Kerim’de, hadislerde ve büyüklerin sözleri ile güzel anlatılır.
Bu hastalıklar kibir, gurur, dedikodu, haset, kin, intikam, zulüm, riya, gaflet, günah, yalan gibi… Bu hastalıklardan kurtulmak ve terbiyesi insanın en birinci vazifesidir. Kalbini temizlemeyen insanın derdi hiç bitmez. Kalpler bu hastalıklar yüzünden körelebilir.
Hz Peygamber: “İnsan vücudunda bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün beden iyi olur. O kötü olursa bütün beden kötü olur. Bilirsiniz o kalptir” buyurmuştur.
Katılaşan kalp hastadır. Tedaviye muhtaçtır. Bunun tedavisi tefekkür, inanç, ibadetler ve güzel ahlakla olur. Nasıl ki topraktaki zararlı otlar ilaçlanmaz, temizlenmezse toprak güzel mahsul vermez; işte kalpteki kötü huylar da temizlenmezse güzel ahlak oluşmaz. Allah’tan sağlık sıhhat ve güzel ahlak istemeliyiz.
Kötü ahlakımızı iyi ahlaka çevirmeliyiz.