Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündemi değerlendirdi. Türkiye’de asıl gündem konusunun ekonomi olduğunu vurgulayan Koçak, ekonomik gidişatın her vatandaşın hayatında olumsuz bir etki bıraktığını kaydetti. Başkan Koçak, “İşsizlik, enflasyon, hayat pahalılığı, insanların her geçen gün düşen, azalan hayat standardı, tabii ki birbiri ardına gelen ölçüsüz ve amacı belli olmayan zamlar. Gün geçmiyor ki yeni bir zam haberi gelmesin. Her yeni güne yeni zamlarla uyanıyoruz. Her gece yarısı yeni bir zam haberi alıyoruz. Tehdit veya terbiye amaçlı olup olmadığını anlayamadığımız fahiş zamlardır bunlar.” dedi.
Memur ve emekli maaşlarına yapılan zamların yapılan diğer zamların yanında yetersiz kaldığını vurgulayan Koçak, “Eskiden kaşıkla verir, kepçeyle alırlardı. Şimdi ise memur ve emekli maaşlarına yapılan zamların, akaryakıt, doğalgaz, elektrik gibi kamu tarafından arz edilen ürünlere yapılan zamların yanında esamesi bile okunmaz hale geldi. Memurlarımıza verilen ek zam sadece yüzde 2,5. İlginçtir, bu küçücük zammı bile bu ayki ödemelere yetiştiremediler, belki de yetiştirmek istemediler. Diğer yandan faturalara gelen zamlar yüzde 50, yüzde 130 arasında! Hem de 2022 yılına merhaba dendiği ilk günlerde; hem de Ocak ayının şiddetli kış şartlarında.” ifadelerini kullandı.
Elektrik faturalarından kaldırılan TRT payını hatırlatan Zeynel Abidin Koçak, kaldırılan tutarın düşük bir ücret olduğunu belirterek, “Elektrik faturalarından 2 liralık TRT payını iktidar yıllar sonra davul zurna ile kaldırdı. Bunu da büyük büyük cümlelerle ‘müjde’ diye takdim etti. Katlanılması zor fahiş zamlardan sonra bu ay gelen yüzde 130 zamlı elektrik faturalarına memuru, emeklisi, esnafı ve sanayicisi ile insanımız nasıl tahammül edecek, iktidar da bunu nasıl izah etmeye çalışacak doğrusu merak ediyoruz.” dedi.
İktidar yanlısı A Haber’de yayınlanan bir programda Avrupa ülkelerinin enflasyonları ve Türkiye’nin enflasyonunun karşılaştırıldığını belirten SP İlçe Başkanı Koçak, “TÜİK makyajlı rakamlara rağmen, enflasyon son 30 yılın zirvesine çıkmış, bu arkadaşların yorumu; ‘ ABD ve Avrupa’da da enflasyon artıyor, var’ öyle diyorlar. Halbuki Avrupa ülkelerindeki ortalama enflasyon oranı sadece yüzde 4. İşte oranlar: İsviçre yüzde 1,5, Fransa yüzde 2,8, Danimarka yüzde 3,1, İsveç yüzde 3,3, İtalya yüzde 3,8, Yunanistan yüzde 5,1, İrlanda yüzde 5,1, Almanya yüzde 5,3, Hollanda yüzde 5,7. Bunların toplamı yani bütün Avrupa ülkelerinin enflasyon oranlarının toplamı sadece yüzde 35,7. İktidar yanlısı bir gazeteci bunların ortalama oranını alıp değerlendireceği yerde bunu Türkiye’deki yüzde 36 düzeyindeki enflasyon oranı ile eş tutma cehaletini gösteriyor. Hükümet de bu kafa karışıklığından son derece memnun.” diye konuştu.
Dövizin tekrar yükseldiğini ifade eden Koçak, dolar artınca gelen zamların geri alınmadığına dikkat çekerek, “Dövizin ateşi bir türlü düşmüyor; iktidardakiler ‘dış güçlerin oyunu’ diyor. 18 TL’yi aşan dolar karşısında ‘dış güçler’in oyunu diyenler, 12, 13 TL’ye gerileyince ‘Nasıl başardık, görüyor musunuz?’ diyerek bayram ediyorlar. Üstüne alkış bekliyorlar. Dolar 18 TL iken yaptıkları, düştüğü zaman da bir türlü geri almadıkları zamlar konusunu ise görmemezlikten geliyorlar. Görülmesini ve bilinmesini de arzu etmiyorlar. Hükümet en ufak olumlu bir gelişmeyi kendi başarıları olarak takdim etmekte gerçekten epey mahir. Aynı mahareti olumsuz gelişmelerin hepsini bir başkasına fatura etmekte de gösteriyorlar. Hükümetin propaganda aygıtını işletenler İkinci Dünya Savaşı propaganda tekniklerinden çok iyi ders almış görünüyorlar. Fakat ölçülü kullanılmayan bu tekniklerin geri tepebileceğini bilmelerinde fayda var.” ifadelerini kullandı.
İktidarın stokçulukla suçlayarak baskınlar yaptığını hatırlatan Koçak, sadece stokçuluk ile değil, diğer alanlardaki fahiş fiyat artışları ile ilgili olarak iktidarın neler yapacağını merak ettiğini belirterek, “Marketleri basarak soğan ve patatesteki fahiş zamlarla mücadele ettiği algısını oluşturmak isteyenler, akaryakıt ve faturalardaki artış konusunda ne yapacaklar acaba? Akaryakıt istasyonlarına baskın yapmayı da mı düşünüyorlar. Ya da elektrik faturalarındaki fahiş zamların sorumluları olarak sayaç okuyan personeli mi gösterecekler? Mesela artan kiraların sorumluları kim olacak? Ev sahipleri mi, yoksa emlakçılar mı? Bir başka ifade ile fiyatı artmayan pazarda hiçbir ürün kalmadı. Bugün fahiş zamdan nasibini almayan hiçbir şey yok.” şeklinde sözlerini noktaladı.