Mustafa Arı
Selam vermek, el sıkışmak (musafaha etmek), herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü olmak, insanlara eziyet vermekten kaçınmak, dargın durmamak, dostları arkalarından savunmak, yanınızda birisi kötülenirken ona izin vermemek, yaşlılara hürmet, çocuklara, düşkünlere merhamet ve şefkat göstermek, hayırsever olmak, yardım etmek, arka çıkmak, dostları ziyaret etmek, davetlere icabet etmek, komşuluk haklarını gözetmek, hastaları, huzurevlerini ziyaret etmek, cenazeleri teşyi etmek (uğurlamak), mezarları ziyaret etmek…
Bize özgü çok güzel hasletlerimiz var. Şimdi azalsa da Anadolu’muzun birçok yerinde evlerimizin bir odasının adı misafir odasıdır. Her an bir “Tanrı misafiri” gelir düşüncesiyle bu oda temiz bir şekilde hazır bekletilir. Yatılı kalma ihtimaline karşı yatak, yorgan, pijama daha önceden hazırlanır. Misafire banyo teklif edilir, öğün vakti olmasa da önüne yemek konur. Misafire harcama yaptırılmaz. Köylerde misafir/köy odaları vardır. İçerisi dayalı-döşelidir. Yemeğini ya köyün ileri geleni ya da komşular giderir. Camiye gelen bir yabancı olursa mutlaka birileri ona kimsin, necisin, gidecek yerin var mı diye sorar. Kalacak yeri yoksa evine götürür bu Tanrı misafirini.
Komşu ya da akrabanın düğünü olduğunda yatılı misafir gelme ihtimaline karşın düğün sahibine ‘evimiz müsait, misafir gelirse bizde kalabilir’ diye haber bırakılır.
Komşu ya da yakın akrabanın cenazesi var ise cenazenin techiz, tekfin ve defin işleri için yardımcı olunur, cenaze evine yemekler götürülür, acılarına ortak olunur. Yolda kalmış bir araç olursa geçenler yardım eder.
Başına bir sıkıntı gelene para teklif edilir, borç verilir. Yolda bekleyen, yürüyen biri varsa geçen araç durur, gideceği yere kadar götürür. Dargın kişiler bir araya getirilerek barıştırılır. Hayır ve hasenatta yarışılır. Yardım kampanyalarına öncülük yapılır. Say say bitmez bizim milletimizdeki güzel hasletler…
Güzel huylu insan, çevresine sevgi, saygı, hoşgörü ile bakar ve bu üstün değerler nedeni ile birlik, beraberlik, sevgi, saygı çoğalarak çevresine güzel örnek olur. Dolayısı ile güzel insanların yetişmesine vesile olur.
Günümüzde komşuluğun, sıla-i rahimin, dostluğun, arkadaşlığın bitmiş olması; herkesin birbirinden uzaklaşmasının sebebi Efendimiz (s.a.v.) in şu sözlerine dikkat etmeyişimizden kaynaklanıyor: “Gelmeyene git. Vermeyene ver. Sana zulmedeni affet.”
Dedik ya bu güzel hasletler şimdi azalsa da tekrar kazanmak için gayreti gösterelim. Kur’an ve Sünnet yaşanırsa, bu hasletler Müslümanları yine yüceltecektir.
Mevla’mız yeniden özümüze dönmeyi, güzel ahlak ile ön plana çıkmayı nasip etsin.
“İçinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimseler güzel ahlak sahibi olanlarınızdır.”