Mustafa Arı
İnsanı cennetlik yapan ahlakıdır, güzel huylarıdır. Cehennemlik yapan da ahlakıdır, kötü huylarıdır. Üç insanın duaları kabul olmaz denilmiştir. Haram yiyenin, gıybet edenin, kalbinde kin ve hased bulunanın… Hased insanın sevaplarını da yok eder. Dinimizce hased haramdır. Gıpta (imrenmek) ise mubahtır.
Dinimiz gıybet, iftira, yalan, nifak, fitne, fesat, haset ve benzeri söz, fiil ve davranışları yasaklamıştır. Fesat ve kıskanç kişiler başarımızı, yaşamımızı kıskanırlar. Yediğimizi, içtiğimizi, giydiğimizi kıskanırlar, kendinden başkasını düşünmezler, art niyetli olurlar, kimsenin iyiliğini istemezler, çevresindekilere daima zarar verirler. Her şeyin altında bir şey arar kötü düşünürler.
Fesat insan, bulunduğu ortamı kendi menfaatleri uğruna çekilmez hale getirirler. Kendine rakip olarak gördüğü insanlara durmadan saldırırlar. Hz. Yusuf’u kardeşlerinin kıskançlık yüzünden kuyuya attıklarını biliyoruz. Kıskançlık. Başkasının iyiliğini istememektir. Kıskanmak yerine, örnek olmayı denesek, kıskanmak yerine paylaşmayı denesek belki içten içe büyüyen fesatlık da son bulur. Fesatlar kimselerden Allah’a sığınmalıyız.
Kimi insanlar bal yapan arı gibidirler. Hep güzel şeyler yapmaktan zevk alırlar, topluma hizmet etmekten mutluluk duyarlar. Kimileri de zehir yapan yılan gibidirler. İtişip kakışma, kavga, dalaşma başlatabilirlerse bundan da sevinip mutluluk duyarlar zevk alırlar. Çünkü menfaatlerini toplumda çıkaracakları kavga ve karışıklık üzerine kurmuşlardır. Hep karışıklık çıkarmak için fırsat kollayan fesatlar başkalarının mutlu ve huzurlu olmalarından rahatsız olurlar, hemen bir fitne ateşi yakmayı planlarlar.
Peygamberimiz: “Bir insanın kalbinde iman ile hased bir arada bulunmaz” demiştir.
Hz. Ali: “İkiyüzlünün dilinde tat, kalbinde fesat gizlidir” demiş. Rabbimiz bizleri kötü huylardan arındırsın. Allah bizi güler yüzlü, kalbi fesat insanlardan korusun.
ALDATMAK VE HİLE
Aldatmak; kandırmak, hilekarlık, sahtekarlık, yalancılık, düzenbazlık anlamlarına geldiğini biliyoruz. Aldatmak; karşı tarafı yanıltmak, hile ve oyuna getirmek, dolandırmak, sözünde durmamak demektir.
Evet, aldanmak yanılmaktır. Her insan başka insanlar tarafından aldatılabilir. Aldatmak elbette iyi bir şey değildir. Akıllı insan da ancak bir sefer aldatılabilir. Aldatana “Yuh sana” İkinciye aldanırsa “Yuh bana” demeli. Bir Müslüman bir yılan deliğinden kendini iki defa ısıttırmaz. Görülüyor k; aldatmak karşıdakinin elinde, aldatılmamak da sizin elinizdedir. Aldatan bir suç işlerken, aldanan hem aldanma hem de aldatanlara yaşama fırsatı sunma suçunu işlemiş olur.
Hile, İnsanları aldatmaktır. Hile, gerçeği gizlemek veya olmayanı varmış gibi göstermekle olur. Bir menfaat için gerçek dışı söz sarf etmek hiledir, aldatmadır. Bir malın kusurunu bile bile gizlemek hiledir. Bir malda olmayan bir özelliği sırf beğendirmek için varmış gibi göstermek hiledir, günahtır, haramdır.
Hilekarlar için Yüce Allah Kur’an’da: 1- Eksik ölçüp tartanların vay haline, 2. Ki onlar, insanlardan ölçerek aldıklarında noksansız alırlar. 3-Kendileri onları ölçtüklerinde veya tarttıklarında eksiltirler. (Mutaffifîn süresi:1-3)
Müslüman içi ve dışı bir olan insandır. Diğer insanlara farklı davranıp onları aldatmaz. Hilekarlar için Peygamberimizin bir sözü var. Buyuruyorlar ki: “Bizi aldatan bizden değildir.”
Hile ile rızık artmaz. Malın bereketini giderir. Hile ile azar azar biriktirilen şeyler, ansızın gelen bir felaketle, birden bire giderek geride yalnız günahları kalır.
Aldatmak, ölçüde, tartıda, sözde, işte, bir bakışta, sahte bir tebessümde, velhasıl bütün ilişkilerde gerçeği büyük bir ustalıkla gizlemekle olur. Böylesi hilekar kimselere yazıklar olsun. Foyaları ortaya çıkmazsa ahirette, çıkarsa hem dünyada hem ahirette rezil olurlar.
Netice olarak aldatma ve hile Müslümanlık vasfıyla bağdaşmaz. Mümin, hile ve aldatmanın, onun hayatında yer almaması gerekir. Dünyanın geçici olduğunu, yaptığı her şeyden ahirette sorguya çekileceğini düşünerek adımlarını atması, hayatını Allah’ı ve ahireti hesaba katarak sürdürmesi gerektiğini unutmamalıdır.