Saadet Partisi İlçe Sekreteri Adil Çalık yaptığı basın açıklamasında gündemi değerlendirdi. Çalık, “Kıdem tazminatında hak kaybına neden olacak, kıdem tazminatının temel unsurlarına zarar verecek bir girişimde bulunulmamalıdır.” dedi. Ekonomik sorunlar ve vatandaşın geçim sıkıntısını dile getiren Adil Çalık, koronavirüs salgınının etkisinin azalmasının ardından başlatılan normalleşme sürecini de değerlendirdi. Saadet Partisi olarak hükümete tavsiye ve uyarılarda bulunduklarını hatırlatan Çalık, kapsayıcı düzenlemelerin gerekliliğine vurgu yaptı.
Türkiye’nin ekonomik teşvik adımlarında benzer ülkelere kıyasla geride kaldığını savunan Çalık, “Yıllardır yanlış politikalar nedeniyle bir çıkmazda olan ekonomi, koronavirüs salgını nedeniyle daha da kırılgan bir hale geldi. Salgından ekonomik olarak en olumsuz etkilenen toplum kesimlerine dönük daha fazla doğrudan gelir desteğine ihtiyaç bulunmaktadır. Böyle zor bir dönemde istihdamını azaltmayıp koruyan işletmeler normalleşme sürecinde ilave teşviklerle desteklenmelidir. Bu itibarla üretim sektöründeki istihdamın yarısından fazlasını sağlayan KOBİ’lere geniş destekler verilmelidir. Üreticilerin temel girdilerinden dolaylı vergiler azaltılmalı ve dönemsel muafiyet sağlanmalıdır. Temel tüketim maddelerindeki KDV ve ÖTV yükü azaltılmalı ve böylece piyasadaki daralma yavaşlatılmalıdır.” dedi.
Çalık, tartışılan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne işaret ederek, “Kıdem tazminatını fona aktarmayı öngören tasarı, işçileri endişeye sevk etmiştir. Bu salgın döneminde ülkemizin yaşadığı ekonomik ve sosyal zorluklar içerisinde kıdem tazminatı konusunun gündeme gelmesi yerinde ve uygun değildir. Çalışma hayatının huzurunu bozacak, kıdem tazminatına darbe vuracak bir düzenlemeden uzak durulmalıdır. Mevcut sistem içerisinde işçilerin kıdem tazminatı hakkına ulaşmasında bazı yasal boşluklar ile işverenlerin birtakım olumsuz uygulamaları nedeniyle çeşitli zorluklar bulunmaktadır. Bu zorlukları aşmak için kapsayıcı düzenleme yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Adil Çalık, “İktidar yetkilileri olumlu ekonomik sonuçların görüldüğünü iddia etse de, gördüğümüz tek şey yüksek hayat pahalılığı, her kesimi vuran borç yükü ve artan işsizliktir. Sanayi üretimi Nisan ayında yıllık yüzde 31,4 azalarak tarihi düşüşlerinden, rekor daralmalarından birini yaşamıştır. Türkiye, ekonomik anlamda bir çıkmazın içindedir. Bunu atlatmak için üretim seferberliği başlatılmalıdır. Kaynaklarımız betona değil, sanayiye, teknolojiye, tarım sektörüne aktarılmalıdır. İsraf ve yolsuzluğun önüne geçilmelidir. Ek kaynaklar devreye koyulmalıdır.” diyerek üretim, istihdam ve ihracat odaklı bir ekonomi anlayışının benimsenmesi gerektiğini vurguladı.