Karacabey İlçe Müftüsü Naci Yalçınkaya, Ramazan Ayı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. “Manevi yaralarımızı şifalı atmosferinde iyileştireceğimiz, bunalan ruhlarımıza huzur bulacağımız, ibadet ve kulluk sayesinde özümüzle barışacağımız; var oluşun sır ve hikmetini kavrayarak kulluk şuuruna ereceğimiz çok mübarek bir zaman dilimine girdik.” diyen Müftü Yalçınkaya, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“İki cihanın önderi Peygamber Efendimizin duası üzerimizde tecelli etti. Recep ve Şaban aylarını birer birer yaşayarak, mağfiret okyanusu Ramazan-ı Şerif’e ulaştık. Rabbimiz bize bir Ramazanı daha yaşama bahtiyarlığı lütfeyledi. Eriştiren Rabbimize sayısız hamd ve şükürler olsun. Mevla’mız cümlemize hayırlı ve mübarek eylesin. Bütün ehl-i imana huzur, sağlık, bereket ve mağfiret getirsin.
Vefat eden ehl-i imana Rabb’imiz mağfiret buyursun. Ramazan-ı Şerif’e erişen bütün iman sahiplerine sağlık, huzur, ibadet ve takva ile ihya etmeyi nasip eylesin. Haziran-Temmuz dönemine denk gelen bu sıcak ve uzun günlerde oruç tutacak cümle kardeşlerimize Cenab-ı Allah, kuvvet, metanet, dayanma gücü ve sabır ihsan eylesin. Bir an olsun, meşakkate, zorluğa ve darlığa düşürmesin inşallah. Hastalığı ve sağlık problemleri sebebiyle oruç tutamayacak olan kardeşlerimize Mevla’mız, acizlik vermesin. Onlara da dayanma gücü lütfeylesin. En kısa zamanda oruç da tutabilecekleri dirlik ve şifa ihsan eylesin. Hem hastalarımıza, hem de hasta yakınlarına Yüce Allah kolaylıklar nasip eylesin.
İnsan herhalde Ramazan’a bir defa girer ve artık hiç çıkmaz. Ramazan’a girdiğinde onunla sırlanır ve insanın kendisi mücessem bir Ramazan olur. Ramazan’ı anlar, Ramazan’daki şuuru yakalar ve Ramazan’a anlam veren Kur’an’la bütünleşerek mahza Ramazan olur. Girer Ramazan’a, ama bir daha herhalde çıkmaz. Kuran’a uymakla, Kuran’a göre yaşayıp Kur’an’laşmakla, rahmete, mağfirete, kurtuluşa erişiriz. Eğer Kuran’a uyarak Ramazan’ı idrak edersek Ramazan’dan bir daha çıkmayız.
Artık bir dilim ekmeğin, bir zeytin tanesinin, birkaç damla suyun ne kadar büyük bir nimet olduğunu anlayacağımız kadir ve kıymet bilme mevsimine eriştik. Ramazan, Kur’an sayesinde ramazanlaşan bir aydır. Ramazan, Kur’an’la açıklanabilen bir aydır. Ramazan, Kur’an’la mana bulan bir aydır. Oruç da, teravih de, iftar da, sahur da, fitre de, zekât da… Her şey, Kur’an’laşmak için birer basamak hüviyetindedir.
Taha Suresi’nin baş tarafında yer alan “Biz Kur’an’ı sana güçlük çekesin diye değil, onu ancak Allah’tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik” ayet-i kerimesinden anlıyoruz ki Kur’an, Ramazan ayı, Kadir Gecesi Allah’a inanan ve Allah’tan korkanlara emanet edilir ve onlara verilir. İnananlar da, Ramazan’a, Kuran’a sarılır. Ramazan oruçlarını Kur’an’ı ve Kadr’i tutar, feyiz ve rahmetini idrak ederler ki oruç, Kur’an ve Kadir de onları tutar ve bir daha ne oruç ne Kuran onları bırakır, ne de onlar oruç ve Kur’an’ı bırakırlar.
Her yıl özel bir gündem ve belirgin bir tema ile Ramazan ayını kutlayan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, bu yılın Ramazan teması olarak “Üzerinde her canın hakkı var” olarak belirlemiş, hak duyarlılığı ve hak kavramının medeniyetin en merkezi olduğu vurgulanmıştır.
Mübarek Ramazan’a anlam katan en yüce sebep mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bu ayda indirilmiş olmasıdır. Bu ayda inananların bir araya gelerek karşılıklı Kur’an-ı Kerim okumaları, ‘mukabele’ adını verdiğimiz Kur’an’la yenilenme faaliyeti, Peygamber Efendimizden başlayarak bu güne dek devam eden en önemli Ramazan ibadetlerindendir. Müftülüğümüze bağlı bütün camilerde mukabele okunacaktır. Camilerde okunacak mukabelelerin vakitleri, cami girişlerinde cemaatimize ilan edilecektir.”