Mustafa Arı
İktisat ölçülü davranmak, Kur’an’ın ifadesi ile orta yolu takip etmek, israftan kaçmak ve aşırılıktan sakınmaktır. Kanaat ise kararını bilmek elindeki ile yetinmektir.
İktisat ve kanat iki büyük hazinedir. Bu hazinelere zenginler daha muhtaçtır. İktisadın zıttı israftır, israf ise haramdır. İsraf, maddi manevi bütün cevherlerini boşa harcamaktır. Haram yollarda kullanılan her şey israf edilmiş demektir.
Kanaatin zıddı ise doyumsuzluktur. Doymayan mide değil, nefistir. İsraf ve doyumsuzluktan kurtulamayan huzur bulamaz. Kanaat eden kimse az ile yetinir. İktisat eden geçim sıkıntısı çekmez. Kanaat hiç tükenmeyen bir hazinedir. Zenginlik mal çokluğu ile değildir, asıl zenginlik gönlün zengin olmasıdır. Allah’ın taksimine razı olan insanlar en zengindir. İktisat ve kanaat, nefsi dizginlemek ve kalbi rahatlatmak içindir. Bu da huzurla ibadet için lazımdır. Hedef; keyif değil kulluktur.
Kanaat etmekle hiç kimse canından olmadı. Hırs ile hiç kimse sultan olmadı.
Kanaatkar insan lüks ve konfor içinde yaşamak için mal toplamaz, çalışır ihtiyacı kadar harcar, az ile yetinir, fazlasını ise Rabbimizin rızasını kazanma yolunda kullanır. Allah dünyalık isteyene dünyalık verir, ahiretlik isteyene de ahiretlik verir. Bu hususta Peygamberimiz: “Kim dünyayı haddinden fazla severse ahiretine zarar verir. Kim de ahretini çok severse dünyasına zarar verir. Bu duruma göre baki olan ahiret hayatını geçici olan dünya hayatına tercih edin.” buyurmuştur.
Namazların sonunda okuduğumuz şöyle bir duamız vardır; “Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.”
Demek ki yaşantımızda kanaatkar ve iktisatlı olmak zorundayız.
TEŞEKKÜR ETMEK
Hayatımızda minnet duyduğumuz şeyler için teşekkür ederiz. Bu güzel sözü söylemenin önemli yerleri vardır. Bu güzel sözü etmekle bir şey kaybetmeyiz.
Gün içinde başımıza iyi bir şey geldiğinde teşekkür ederiz. İçtiğimiz su, yediğimiz yemek, teneffüs ettiğimiz hava için teşekkür ederiz. Hatırımızı sorana, gönlümüzü hoş tutana teşekkür ederiz. Başta ilk teşekkür edeceğimiz anne babamızdır. Çünkü onlar dünyaya gelmemize sebep olmuşlardır. Teşekkür etmek de edilmek de insanın mutlu eder.
Teşekkür etmek bize çok şey kazandırır. Sosyal bağlarımız güçlenir. Güven kazanırız. Olaylara pozitif bakmaya başlarız. İtibar görmeye başlarız.
Bir hediye aldığımızda, doğum günümüzde, mutlu ve sıkıntılı günlerimizde arayanlara teşekkür ederiz. Bu güzel sözü herkese söyleyebiliriz.
Mesela: Sizi okutan öğretmeninize, hocanıza, doktorunuza, yolculukta otobüs şoförüne, sokakları temizleyen çöpçüye, maçınızın yöneten hakemlere, telefonla hatırınızı soranlara, doğru haber yazan gazetecilere, iltifat aldığımızda teşekkür ederiz. İltifat eden kişiye saygımızı ifade etmiş oluruz.
Evet. Size bir şey ikram edildiğinde, hediye aldığınızda yine teşekkürü borç biliriz. Aslında teşekkür edecek çok şey var.
Peygamberimiz: “İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a şükretmiş olamaz” buyurmuş.
Her zaman iyilik sahiplerine teşekkür ediniz. Her şeyin sahibine de şükrü ihmal etmeyelim. Bu yazımı okuduğunuz için de ben sizlere teşekkür ederim.