Ahmet Aygün Ata’nın Kaleminden
“Hiç bir şey göründüğü gibi değildir” denebilir!
“Madalyonun diğer yüzü” denebilir!
“Buzdağının altında neler var” denebilir!
Ancak en doğrusu Maun Suresi’dir…
“Onlar ki namaz ile kandırırlar” desek AK Parti içinde ortakları MHP, BBP, HÜDA-PAR, Yeniden Refah ile destekçisi Vatan Partisi için de aynı şeyi söylemiş oluruz. Ve cuk diye oturmuş olur.
Emin olduğum şu var. Bir çoğunuz ya yandaş ya batıcı basından olan bitenleri okuyor ya da izliyorsunuz. Dolayısıyla İliç’te gerçekte ne olduğunu bilmiyorsunuz.
İliç’te AK Parti’nin eliyle Türk insanı, Türk tarımı, Türk ulusunun suyu, Türk ulusunun hayvanı yani doğası, yaşamı yok ediliyor.
İliç’e, Erzincan’a, Fırat Nehri’ne, Kırşehir’e, çevre il ve ilçelere ölüm getiren şirketlere ait bilgiler;
Altın madenini işleten şirket Anagold Madencilik, Çalık Grubu ile ortak oldu. 2000 yılında Ankara’da kurulan Anagold Madencilik, merkezi ABD’nin Denver şehrinde bulunan ve Kanada borsasında işlem gören Anatolia Minerals Development Limited’in Türkiye’de faaliyet gösteren bir alt şirketi olarak madencilik alanında çalışmaya başladı. Anatolia Minerals, Avustralya’nın en büyük üçüncü altın üreticisi olan Avoca Resources Limited’le birleşerek Alacer Gold Corporation’ı kurdu. 2009 yılında Berat Albayrak’ın CEO’luğunu yaptığı Çalık Holding’e bağlı Lidya Madencilik ile Anatolia Minerals’ın sahibi olduğu Alacer Gold ortaklığında Anagold Madencilik şirketi kuruldu. Alacer Gold, 2020 yılında Kanada merkezli madencilik şirketi SSR Mining’le birleştiğini duyurdu. Birleşme sonucu ortaya çıkan yeni oluşumun faaliyetlerine “SSR Mining” adı altında devam edeceği açıklandı.
Kanada’da siyanürle altın aranması yasakken, Türkiye’de siyanür kullanmaktan çekinmeyen Kanadalı şirketin geçen yıl 7,2 milyon dolarlık vergi borcunun silindiği ortaya çıktı. Anagold Madenciliğin Kanadalı ortağı SSR Mining’in Türkiye’de önceki dönemlerden kalan 8,6 milyon dolarlık vergi borcu bulunurken, şirketin 12 Mart 2023’te yürürlüğe giren yasa tasarısıyla yaptığı vergi affı anlaşması uyarınca 7,2 milyon ABD Doları tutarında vergi, faiz ve cezayı sıfırladığı, 8,6 milyon yerine 1,4 milyon dolar nakit ödeme yaptığı öğrenildi.
Altın çıkarmada kullanılan 40 küsur maddenin 25’i kanser yapıyor. 27 bin ÇED olumsuz rapor sayfasına, 50’ye yakın olumsuz rapora karşın buna görmez, duymaz, bilmez olmak için emperyal ile işbirliği içinde olmak gerekir ki, ülkemizde şu anda İçişleri Bakanlığı’nda kurulma kaydı bulunan 140 siyasi partinin ya emperyal kapitalizm, ya dinci gericilikle yoğunlukla doğrudan olmak üzere dolaylı olarak da bağ vardır.
Deprem uzmanları Erzincan’da fay hattı bulunduğunu, maden aramanın çok tehlikeli olduğunu söylemesine, raporlamasına karşın bir iktidar buna nasıl izin verebilir? Üstelik yerli ve milli(!) deyimi dillerine pelesenk olmuşken!
Gerçi nerenin yerlisi, kimin millisi olduklarını da bilmiyoruz ya…
Nereden mi belli?
Türkiye Cumhuriyeti topraklarına, sularına arsenik ve siyanürün yanı sıra 40 küsur madde salınıyor. İnsanımız kanser, hayvanlarımız telef, bitki örtüsü yok olurken; olacağı bilinirken bu 140 partiden gık çıkmadı. Veryansın edebilen 2-3 haber sitesi ve 1-2 gazete dışında yandaş ya da batıcı basından da gık çıkmadı.
Sorum okuyanlara, okuyup arkadaşlarına anlatacaklara…
Ne kadar Yurtsever ve Ulusseversiniz?
Nasıl olur da bu 140 partiden birine oy verebilirsiniz?
Nasıl olur da bu yandaş ve batıcı basına inanıp Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türk Ulusu’nu çaresiz bırakırsınız?
Nasıl olur da binlerce yurtsever subay ve aydın hapislerde tutsak edilirken, ranzalarda ölürken, çocuklarının cenazelerine gitme hakkı bile verilmezken, kanser edilip hastaneye götürülmezken nasıl sessiz kalabildiniz?
Son sözü bu kez ben etmeyeceğim. Kumpasa uğramış, Yazar Nihat Genç edecek; “Bu kadar sessizliği kaldırmıyor bu toprak, patlıyor işte!” Açıklama: Aşağıdaki fotoğraf Kırşehir Habertürk Gazetesi’nden alınmıştır. Kırşehir su kaynaklarının ‘altın’ uğruna ne duruma düşürüldüğünün kanıtıdır.