Mustafa Arı
Müslüman Bir Toplumu Çökertmek İstiyorsanız?
Önce ev hanımlığını ve anneliği değersizleştirin ki evde ana kalmasın. Evde ana kalmayınca nesiller televizyonun ve internetin emzirip büyüttüğü ruhsuz, kimliksiz ve merhametsiz nesiller olarak yetişir.
Bir Toplumu Yıkmak İstiyorsanız?
O toplumun babalarını borca, kredi kartı batağına, geçim derdine, işsizliğe ve açlığa mahkûm edin ki ne eşlerine, ne evlatlarına, ayıracak vakitleri kalsın. Taksit ödemekten, kira derdinden, çocuklarının okul masraflarını düşünmekten başka bir şey düşünmeye mecalleri kalmaz.
Bir Toplumu Çürütmek İstiyorsanız?
Evliliği pahalılaştırıp, nikahsız birlikteliği ucuzlatın ki genç nesiller haram yollara tevessül etsin. Zinayı kolaylaştırıp evliliği zorlaştırın ki nesiller, flörtün, ahlaksızlığın pençesinde eriyip gitsin.
Bir Toplumu İfsad Etmek İstiyorsanız?
Helal lokmayı ve helal kazancı zorlaştırın ki midelere giren haram lokmalarla o toplumun kimliğini, özünü, karakterini değiştirebilesiniz. Faizli esnaf kredileriyle, evlilik ve düğün kredileriyle besler, faizin tozuna bulaştırın ki o toplum Allah’ın yardımını kaybetsin. Midelere giren haram lokmalar, duaların ve ibadetlerin kabul olunmasına engel olsun.
Bir Toplumu Bitirmek İstiyorsanız?
O toplumun alimlerini, hocalarını, imamlarını itibarsızlaştırın ki toplumu derleyip toparlayacak, onlara rehberlik edecek, istikamet belirleyecek olan âlimlere güven kalmasın. Onları kendi aralarında birbirine düşürün, halkın önünde tartıştırın, her birine farklı bir şey söyletin ki halkın nazarında itibarları zedelensin.
Bir Toplumu Mahvetmek İstiyorsanız?
Öğretmenleri itibarsızlaştırın ki öğrencileri bile onları ciddiye almasın ve onların üzerinde hiçbir yaptırımları kalmasın. Sonunda ne bir nesil yetiştirebilecek heyecanları, ne toplumu ıslah edebilecek aşkları, ne de zorluklarla başa çıkabilecek azimleri kalsın.
Bir Toplumu Perişan Etmek İstiyorsanız?
O toplumu dizilerden, yarışma programlarından, yemek, evlilik ve magazin programlarından başlarını kaldıramayacak hale getirin ki gerçek hayatla bağları kopsun. Diziler vesilesiyle ahlaksızlığı yasak aşk, zinayı seviyeli birliktelik, aldatmayı sıradan bir iş olarak gösterin ki toplumun temelleri sarsılsın.
Bir Toplumu Çözmek İstiyorsanız?
Peygamberi dini alanın dışına itin ki halkın İslami yaşamında yegâne örnek ortadan kalksın. Sürekli bize Kuran yeter deyin ki Peygamberin sözünün yerine kendi aklınızı koyup toplumu istediğiniz gibi yönlendirebilesiniz ve Kitap’ı kafanıza göre yorumlayabilesiniz. Bidatleri ve hurafeleri yaygınlaştırın ki hakikati perdeleyebilesiniz.
Bir Toplumun Kökünü Kurutmak İstiyorsanız?
Özellikle sakallıların, başörtülülerin, namazlıların yalan söylemesini, iftira atmasını, haksızlık yapmasını, kul hakkına girmesini, sözünde durmamasını, borcunu ödememesini, harama bulaşmasını sağlayın ki toplumun Müslüman kimliğe zerrece güveni kalmasın. Müslümanlara olan güveni de bitirebilirseniz artık oturup rahatlıkla kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Çünkü hedefinize ulaşmışsınız demektir. (Alıntı)
GİDİŞATIMIZ İYİ DEĞİL!
Her şeyin temelinde din vardır. Günümüzde olaylara dini açıdan bakalım.
Maalesef eskisi gibi değiliz, çok değiştik. Samimi dostluklar, çıkarsız ilişkiler, Allah’a için sevmeler, Ashab-ı Kiram gibi birbirimizden ayrılırken ve’l asri süresini okuyanlar kalmadı. En küçük tartışmalar kavgalara dönüşür oldu. Trafikte terör estirir olduk. Toplu taşıma araçlarında yaşlılara yer gösterme yok oldu. Saygıyı, hoşgörüyü yitirdik.
Gördüğümüz kadarıyla namahremden sakınmalar, utangaçlıklar kalktı. Mâsivâdan sıyrılmış yürekler kalmadı. İslami olmayan flörtler arttı. Boşanmalar çoğaldı. Süs, lüks içimize işlemiş. Nefis ile barışık bahaneler, keşkeler çünkü’ler, ama’lar arttı. Her halimiz anlayana çok şey anlatır.
Hak ile batıl karıştırılıyor. Kur’an-ı Kerim’de: “İnsanlar hala gaflet içindedirler.” (Enbiya Suresi:1)
Televizyonlar her gün cinayet, tecavüz, taciz, zina, hırsızlık haberleri vermektedir.
İslam ahlakına ters düşen her şey, Televizyon dizilerinde özendirilmeye çalışılmaktadır.
İnsan onuruna yakışmayan her türlü pislik almış başını gidiyor.
Kul hakkı hiç hesap edilmiyor. Rüşvetin adı hediye olmuş, ticari ahlak aranır hale gelmiştir. Bazılarımız yaratılış gayemizin farkında değiliz. Ahiret unutulmuş, dünya metanın cazibesine kapılmış gidiyoruz. Ama yine de umutsuz olmayalım. Kurtuluşa erenlerden olmak için insanları Allah’a kitabına, Rasulüne dönmeye çağıralım. Biz kendimizi değiştirmezsek Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmez.
Gidişatımız hayra alamet değil! Özümüze dönmemiz lazım. Rabbimizin huzuruna çıkınca nasıl cevap vereceğiz.
“İnsanlar hüsrandadır ancak iman edenler, salih amel işleyenler, hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna” (Asr Suresi)