Mustafa Arı
Malumunuz olduğu üzere, bu mesele efkar-i umumiye’de (kamuoyunda) çok tartışıldı. Şiddetle karşı çıkanlar oldu ki, ben de bu cenahta idim – ve yine şiddetle sahip çıkanlar oldu.
Bizim karşı çıkmamızın sebebi, sözleşme mukaddimesinde zikredilen “kadının korunması” kılıfı altında, aile birliğinin külliyen berhava ediliyor olması idi. Sözleşmede “koca”, kadının “eşi” olarak değil, “rakibi” ve hatta “düşmanı” gibi görülüyor ve kabul ediliyor olmasıydı.
Bunun haricinde bizim inancımızda ve kültürümüzde “sapıklık” olarak gördüğümüz ‘eşcinsellik’in, artık ‘meşruiyet’ kazanmış olması hasebiyle, ictimai hayatın bütün ahlaki kıymet hükümlerinin yok ediliyor olması idi.
Bu sözleşmenin İstanbul gibi İslam Dünyası’nın en gözde ve muteber bir şehrinde imzalanması, Batı Dünyası’nın bize attığı bir ‘gol’ idi. Hatırlayınız, o vakitler Dışişleri Bakanı, ‘stratejik derinlik’lerden bahseden Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı da Abdullah Gül’dü.
O dönemde Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözleşmenin mahiyeti hakkında kafi derecede bilgilendirilmediği kanaatindeyim.
Sözleşmenin tasdiki ve muteakiben tatbikatına başlanmasından sonra arızalar kendisini göstermeye ve efkar-i umumiyede tepkiler ortaya çıkmaya başladı. Nitekim, yaşanan hadiseler gösterdi ki, ‘itiraz edenler’ haklı imiş. Cumhurbaşkanımız, bu haklı itirazlara kulak verdi ve nihayet neşteri vurarak sözleşmeyi fesh etti.
Fesih için bugüne kadar niçin beklendiğinin cevabı uzundur.
Başımızdaki insanların Din – Devlet – Vatan – Millet sevgileri ve sadakatleri, hiçbirimizden daha az değildir. Ama onlar ‘devlet yönetiyorlar’, sırtlarında yumurta kufesi var. Bazı şeyler “ha” diyince olmuyor.
Onlar, bilhassa böyle “nazik meselelerde” birçok parametreyi dikkate alıyorlar. Zamanı ve zemini, imkanı ve mümkünü gözetiyorlar. Keza, fitneye yol vermemek için, “maslahat ve muvazene”yi gözetiyorlar. Bütün bunlara biz “hikmet-i hükümet” diyoruz.
Sözleşmenin feshi için en münasip vakit olarak, 20.03.2021 gecesi takdir edilmiş ve yaraya neşter atılmıştır.
Zararın neresinden dönülse kardır diyoruz ve Cumhurbaşkanımızı bu güzel ve isabetli kararından dolayı tebrik ediyoruz.