Mustafa Arı
Yazıma; “Su, Ateş, Ahlak” örneğini vererek başlamak istiyorum.
Suya sormuşlar: -Kaybolursan seni nasıl bulacağız?
Cevap: -Nerede bir şırıltı, çağıltı duyarsanız ben oradayım.
Ateşe sormuşlar: -Seni yitirirsek ne yapalım?
Ateş: -Bir duman gördüğünüz yerde ben varım.
Sıra ahlaka gelince, cevap şu olmuş: -Beni kaybederseniz, bir daha kesinlikle bulamazsınız!…
Her Müslüman iyi ve kötünün ne olduğunu bilir. Kısaca; iyi kavramı, ahlak bakımından olumlu bir anlam taşırken, olumsuz bir çağrışım uyandıran nesne, istek ve davranışlar bütünü de kötü olarak tanımlanır. İyi ve kötü ahlaktan bahsedeceğiz.
Ahlak iyi ve kötü olmak üzere iki kısma ayrılır.
1- İyi ahlak; Kuran’a, Sünnet’e ve aklıselime uygun olan söz, fiil ve davranışlardır. Güler yüzlü olmak, insanlara iyilikte bulunmak, onlara eza ve sıkıntı veren şeyleri yok etmektir.
2- Kötü ahlak ise; Kur’an’a, Sünnet’e ve aklıselime uygun olmayan söz, fiil ve davranışlardır. İnsanların ırzı, namusu, şeref ve haysiyeti de tecavüzden korunmuştur. İftira etmek, gıybet yapmak, sövmek, alay etmek suretiyle başkasının namus ve şerefine saldırmak, hakarette bulunmak Müslümana yakışmayan kötü huylardır ve büyük günahtır. Kötü ahlak kişiyi, yalnız, dostsuz, arkadaşsız bırakır.
Toplumda ahlak bozulmaya yüz tuttu mu o toplumda bir çatışma ve şiddet zuhur eder ve huzur, güven kalmaz.
Güzel ahlak sahibi olan kişiler hem kendisine, hem ailesine, hem de topluma faydalı olur. Güzel ahlak sayesinde insanlar ferdi, ailevi ve sosyal hayatta; sevgi, saygı, doğruluk dürüstlük, şefkat, merhamet, adalet, kanaat, sabır, şükür, yardımlaşma, fedakarlık, mütevazılık, cömertlik gibi güzel davranışlarla mutlu ve huzurlu olurlar.
İslam ahlakında; torpil, fırsatçılık, stokçuluk, fahiş fiyata satma, gramdan ve kaliteden çalma ve aldatma yoktur. Mümin, mümin kardeşini aldatmaz, aldatamaz.
İnsan ne kadar İslam’ın emir ve yasaklarına uyarsa o nispette güzel ahlak sahibi olur. Ne kadar emir ve yasak ihlal ederse o nispette Kuran ahlakından uzaklaşmış olur.
İnsanı ahlak sahibi yapan; Allah, sevgisi, Allah korkusu, Allah tarafından sürekli murakabe altında bulunma, ahirette bütün söz, eylem ve davranışlardan sorguya çekilme, neticede iman ve itaatine, inkar ve isyanına göre cennet veya cehenneme gitme inancıdır. Bu inanç, Kuran’ın her tarafında sık sık vurgulanmış ve insanların Kuran ahlakına sahip olmaları amaçlanmıştır.
Siyasetçiler de ahlaklı olmalı, yani doğru, dürüst, çalışkan, adaletli ve güvenilir olmalıdır. Halkı en iyi şekilde idare etmeli, halkın huzur ve refahı için elinden geleni yapmalıdırlar. Halkın maddi-manevi faydası için elinden geleni yapmayan siyasetçileri Allah sevmez, insanlar da sevmez.
Ahlaki yozlaşmaya karşı gereken tedbirler alınmalı. İyi arkadaşlarla beraber olmalı, kötü huyları değiştirmeli ve iyi ahlaklı olmaya gayret edilmelidir. Çünkü güzel ahlak sahibi olan insanları Allah ta sever insanlar da sever. İyi ahlak sahibi olanın hayatı mutlu ve huzurlu olur. Güzel ahlaklı olmak, birey ve toplum için çok önemli bir özelliktir. Güzel davranışların toplumda yaygınlaşması, insanların bir arada barış, huzur ve güven içinde yaşamasına sebep olur ve insanlar arasında, sevgi, saygı ve dostluk bağları güçlenmiş olur. Ahlak kurallarını çiğnemeyelim, çiğnersek ahlak bozulmaya yüz tuttu mu o toplumda bir çatışma ve şiddet zuhur eder ve huzur, güven kalmaz.
Dünya ve ahirette mutlu, huzurlu olmak istiyorsak; kötü ahlaklı değil, güzel ahlak sahibi olmaya özen gösterelim.
Ne mutlu güzel ahlak sahibi olup İslami anlayış ve yaşayış üzere olmaya gayret edenlere..!