Mustafa Arı
İyilik sözcüğünü günlük yaşamımızda çok kullanırız. İyilik yapmak, insan olmanın hallerinden birisidir. İyilik yapılan kimsenin de teşekkür etmesi yine bir insanlık hali ve gereğidir. Bir şeyden veya bir kimseden bahsederken iyiden veya kötüden söz ederiz. Her zaman herkesten iyilik bekleriz. İyilerle beraber olmak isteriz. İyilik yapmanın yolları çoktur. Ama başlıca üç şekli vardır.
1- Yapılan bir iyiliğe karşılık iyilik etmektir. Yapılan bir iyiliğe en azından teşekkür etmek, ya da iyiliğe benzeri bir iyilikle karşılık vermek, insanın en doğal görevidir.
2- Karşılık beklemeden iyilik yapmaktır. Şüphesiz böyle davrananlar, daha üstün bir seviyede olan kimselerdir.
3- Kötülük edene iyilik etmektir ki, yapılan iyiliklerin en üst seviyesi de budur. Bu nedenle halkımız arasında, “İyiliğe iyilik her kişinin kârıdır. Kötülüğe iyilik ise, er kişinin kârıdır.” denilmiştir.
Hasta olduğumuzda sağlığın değerini anlayabiliyoruz. Sevilen bir insanı, kaybettiğimizde onun değerini ancak kaybedince anlıyoruz. İyi arkadaş insanın felahı, kötü arkadaş da helakıdır. İyi örnekler insanın iyi olmasını, iyi yaşamasını sağlar.
Bir insan günahkarlarla düşüp kalksa, kıyamette kötülerle beraber haşır olur. Bir insanın ameli de kötü olup, iyilerle beraber olsa, Allah onu iyilerle beraber haşr edecektir. Çünkü iyilerle beraber olanların üzerine Allah’ın rahmeti yağar. İyilerle beraber olanlara, Allah’ın melekleri de sevap yazar. İyilerle olmak, insana huzur verir. Şöyle derler:
Alimlerle olanın ilmi artar. Salihlerle olanın ibadeti artar. Takva sahipleri ile olanın günahtan kaçma arzusu artar. Günahkarlarla olanın günah işleme meyli artar. Zenginlerle düşüp kalkanın dünya sevgisi ve hırsı artar. Fakirlerle beraber olanın şükrü artar. Cahillerle, beraber olanın pişmanlığı artar.
İyilik isteyen iyilerle olacak, iyiliği iyilerle beraber olmakla elde edebilecektir. Kötülüklerden uzak kalmayınca da kötülüklerinden uzak kalamayız. İyilerle beraber olmamız için gereken uyarılar yapılmıştır.
Bir insanın iyi olduğunu nasıl anlarız?
Yaptığı işlerden, yaşayışından ve görünümünden iyi mi kötü mü olduğuna hükmederiz. Bir insan kötülüklerden kaçınıyor ve iyi işler yapıyorsa, o kimsenin iyi olma ihtimali fazladır. Müslüman sadece iyi olan değil, aynı zamanda başkalarının iyiliğini de isteyen, onlara iyiliği tavsiye eden, kendilerine iyilik için yol gösteren insandır. Hatta kötülükten sakındırmak da iyiliktir.
İyilik üzerine son söz; Yaptığın iyiliği hatırlama, unut, başa kakma! Gördüğün iyiliği unutma! İyilik yap denize at. Balık bilmezse halık (Yaradan) bilir.
TAVSİYELERİM VAR
Kulluk görevini hakkıyla yapabilmek için şu tavsiyelere uyalım. Her işimize besmele ile başlayalım. Ehlisünnet itikadını öğrenelim. Üzerimizde kul hakkı varsa ödeyerek hak sahibini razı edelim.
Az yemek, az uyumak, az konuşmak sünnettendir, tatbik edelim. Şeytanın vesveselerine aldırış etmeyelim. Herhangi bir şeyin hayır veya şer olduğu kesinlikle bilinmediği takdirde Ya Rabbi! Hayırlıysa olsun, değilse olmasın diyelim. Rabbimizin rahmetini, cennetini ümit ederek ve ona göre amel edelim.
Her zaman aniden ölümü gelir düşüncesiyle uzun arzularımızı kısaltalım. Nefsimizi yasak şeylerden men edelim. Gafletten uzak olalım. İhtiyaçlarımızı kullardan değil, Allah’tan isteyelim. Vermeyene verelim, gelmeyene gidelim, zulmedeni affedelim, ilgiyi kesen dost ve akrabalardan ilgiyi kesmeyelim, kötülüğe kötülükle karışlık vermeyelim.
Hiçbir Müslüman kardeşimizin kötü durumuna düşmesini istemeyip daima hayrını istemek, nefsi için istediği bir şeyi tüm Müslüman kardeşlerimiz için de isteyelim. Nefsimiz için istemediğimiz bir şeyi onlar için de istemeyelim. İlim, ihlas, ahlak şartıyla usul çerçevesinde Allah’a davet edelim. Haramlardan, mekruhlardan, bidatlardan ve şüpheli şeylerden sakınalım. Daima şükredelim. Davamız İslam yolumuz Allah yolu olsun. Her gün tüm amellerimizi gözden geçirelim.
Gençlere tavsiyelerim ise: Sevgili gençler!
Kendinizi başkalarının insafına ve anlayışına bırakmayın!
İnsanoğlu yaratılışında emsalsiz güzelliklere ve üstünlüklere sahiptir, ama aynı şekilde emsalsiz çirkinlikleri ve kötülükleri de barındırır. İyilik eden de iyiliğe nankörlük gösteren de kendisine yakışanı yapıyor.
Sadece iyi niyet ve iyi olmak yetmiyor. Koskoca insanlar hata yapmaz demeyin, onlar da aldatılıyormuş. Önce kendini, aileni ve sonrada ülkeni düşünmelisin. Bazıları dini değerleri, merhamet duygularını kullanırlar. Zamanınızı, yıllarınızı, enerjilerinizi, emeklerinizi çalarlar. Ve işleri bittiğinde atarlar. Onun için kötüler karşısında uyanık olmak ve sağlam durmak zorundasınız.
Özellikle fakültelere giden gençler; anne ve babanızın yoksulluğu, ilgisizliği, ihmali olabilir. Ama her ne olursa olsun aileniz kadar hiç kimse sizleri düşünmez. Ötekileştiren kesimlerden uzak durun. Birbirinizle çekişmeyin, birlik olun. Öfkeye, kine ve nefrete izin vermeyin. Her ne olursa olsun, devletimize, bayrağımıza, ülkemize, milletimize, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmalısınız.
Bilgili, enerjik, güçlü, söz sahibi, kariyer sahibi olabilirsiniz. Ancak bunları nerede, nasıl kullanacağınızı bilmezseniz, savrulup gidersiniz. Akıl sadece anahtardır. Aklınızı doğru kullanmalısınız. Hırs, kibir, benlik ve öfke engeldir. Danışırsan yol alırsın, danışmazsan yolda kalırsın! Annen ve babandan size daha yakınız yoktur, onlara danışmalısınız. Sizi sevenlerle kullananları iyi ayırt etmelisiniz. Size duyulan sevgi ve güveni istismar etmemelisiniz.
Her ne olursa olsun insan devleti, devlette insanı yaşatmalı. Aksi hüsran olur. Mazlumun dostu, eli, ayağı zalimin ise hasmı olunuz. Daima iyilerin farkına varıp onların yanında yer almalısınız. Kötülere meydanı boş bırakmamalısınız. Beleşçilere inanmayınız. Çalışmayan ve aldatan bizden değildir. Kaynağı belli olmayan hiçbir şeye güvenmeyiniz. Kendinizi kendiniz yönetin, başkalarının yönetmesine izin vermeyiniz.