Dündar Özseçen
Yaklaşık 5 aydır elime kalemi alıp yazmak içimden gelmedi. En son yazımı 5 Nisan’da sizlerle paylaşmış, yerel seçimlerin ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını dileyerek noktalamıştım.
Millet olarak yeni seçilen belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin ve muhtarların halka güzel hizmetler sunması temennisinde bulunmuştum. Ve Karacabey’imizde hizmetlerin kesintisiz olarak yapılıp yapılmadığı yönündeki takipçiliğimizi, yansız ve tarafsız bir biçimde yapacağımızı, doğru bulduklarımızı alkışlayıp öveceğimizi, yanlışları ise kırmadan dökmeden eleştirip kamuoyu ile paylaşacağımızı dile getirmiştim.
2019 Eylül ayının ilk haftası içindeyiz. Yazılarıma 2019 Ocak ayı ile başlayıp 9 aylık bir muhasebe yaparak başlamak istiyorum. Pek de sert geçmeyen bir kış aylarına Mahalli İdareler Seçimleri’nin adaylık çekişmeleri içerisinde girdik. Önce adayların ortaya çıkışını, sonra da aday olanların adaylıklarının kesinleşmesi ile kıran kırana bir seçim yarışı izledik. Bu süreçlerde yapılan yanlışlar ve onların neticesi Karacabey’imizde belediye başkanlık yarışının yavaş yavaş şekillenmesi, siyasi hamlelerin birbiri ardına girişi ve Sayın Ali Özkan’ın ipi göğüsleyip Erol Onur ve Ergün Koç’tan sonra ikinci kez belediye başkanlık koltuğuna oturmasını izledik.
Karacabey’deki Mahalli İdareler Seçimleri’nde sürpriz çıkmadı. Karacabey’in demokrasi aşığı halkı, bir defa daha istikrardan yana oyunu kullanıp, kapalı kapılar arkasında yapılan pazarlıklara pek de ödün vermeyeceğini gösterdi. Ali başkan ve ekibi kaldıkları yerden Karacabey’e hizmetlerine devam ediyorlar, yolları açık olsun.
2019 yılının bir başka kayda değer gelişmesi ise, her ne kadar yerel seçimlerin gölgesinde kalsa da bizler için hiçbir zaman ıskalanmayacak olan Ziraat Odası başkanlık seçimleriydi. Sayın Erhan Erdem ve ekibi çok şaşalı bir seçim sürecinden sonra ikinci dönem için Karacabey çiftçisinden yeniden icazet aldılar.
Güzel bir kongre ortamı ve genel kurulda eleştirilen sorunları çözme istek ve arzusu toplumu, bilhassa çiftçilerimizi bayağı bir heyecanlandırmış ve umutlandırmıştı.
Tamam demiştik, bu defa Karacabey çiftçisinin yıllar yılı birikmiş, adeta kangren olmuş sorunlarının üzerine korkusuzca gidilecek, yerine kalıcı ve akılcı çözümler getirilecek diye sevinmiştik. Ancak şu ana kadarki görüntü vaat etmekten, eskiyi taklit etmekten öteye hiçbir şeyin değişmeden sürdüğünü gösteriyor. Ortada başka bir şey yok! Oysaki Karacabey çiftçisi kurtarıcısını beklemekte, sorunlarını çözecek birilerini aramaktadır. Kurumlara kanun gereği birileri elbette başkan olacak ve statüko korunacak ama unutulmasın ki Karacabey çiftçisi ‘Başkan’ değil ‘Büyük Lider ve Önder’ini arıyor.