İsrail’in Mescid-i Aksa ve Doğu Kudüs’e saldırıları Karacabey’de protesto edildi. İlçedeki Karacabey İmam Hatipliler Derneği (KİHMED), İHH Karacabey İlçe Temsilciliği, Hayrat Vakfı Karacabey Temsilciliği, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Karacabey İlçe Temsilciliği, Karacabey Din Görevlileri Derneği, Karacabey Balıkesirliler Derneği ve Memur Sen Karacabey İlçe Temsilciliği’nden oluşan 7 sivil toplum kuruluşu öncülüğünde dün gerçekleştirilen protesto etkinliği büyük ilgi gördü.
Cumhuriyet Alanı’ndaki programa Belediye Başkanı Ali Özkan’ın yanı sıra, siyasi partilerin ilçe başkanları ve yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının ilçe başkanları ve yöneticileri ile vatandaşlar katıldı. Vatandaşlar önce Türk ve Filistin bayraklarıyla İsrail’e lanet okudu.
Pandemi kuralları çerçevesinde düzenlenen protesto mitingi, Karacabeyli Halk Şairi Süleyman Yücekaya’nın anlamlı şiiriyle start aldı. Ardından etkinliğe öncülük eden Karacabey İmam Hatipliler Derneği (KİHMED) Başkanı Zeki Demir tarafından açıklama yapıldı.
Protesto mitingine katılan herkese teşekkür eden Karacabey İmam Hatipliler Derneği (KİHMED) Başkanı Zeki Demir, “Müslümanların ilk kıblesi ve tüm insanlığın ortak değeri olan Mescid-i Aksa, İsrail saldırıları ile tahrip edilmiş ve yüreğimizi parçalayan görüntüler ortaya çıkmıştır. Kutsalımıza ve Müslüman kardeşlerimize yapılan saldırılar derhal durdurulmalıdır. Tüm dünyayı bu saldırılar karşısında tavır almaya ve İsrail’e yaptırım uygulamaya davet ediyoruz. Unutmayalım, tüm insanlık ailesi olarak Mescid-i Aksa bize emanettir.” dedi.
Başta İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği olmak üzere uluslararası örgütlerin insanlık adına üzerine düşen çaba ve hassasiyeti göstermeleri ve bu insanlık dışı uygulamalara ‘dur’ demeleri gerektiğini vurgulayan Demir, dikkat çeken şu ifadelere yer verdi: “1917 yılından beri aşama aşama Filistin topraklarını işgal eden İsrail, buradaki işgali planlı bir şekilde sürdürdüğü gibi her fırsatta Filistinli kardeşlerimize ve kutsalımız Mescid-i Aksa’ya saldırmaktadır. İsrail’in insanlığın ortak değerlerine, temel insan haklarına, uluslararası hukuka ve insana dair her türlü değere aykırı bu eylemleri derhal durdurulmalıdır. Bugün bunu sağlamak tüm insanlık için bir görevdir. Ülkeler bu konudaki tavrını net olarak ortaya koymalı, toplumlar ise geniş insanlık ailesi adına konuşmalıdır. Bir asırdır devam eden bu işgale eğer bugün dur denilmezse yarın çok geç olacaktır.
Türkiye olarak, Kudüs’te yaşananlara karşı sesimizi yükselterek ülkemizin dört bir yanında tepkimizi ortaya koymalıyız. Devletimiz de orada uluslararası askeri güç bulundurmak dahil her türlü seçeneği düşünmelidir. Artık sözlü kınama dönemi bitmiştir, yaşananlar karşısında somut önlemler hayata geçirilmelidir.
Dünyanın barış ve huzuru için kurulmuş gücü ve yetkiyi elinde bulunduran kurumlara da sorumluluk düşmektedir. Başta İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği olmak üzere uluslararası örgütler de insanlık adına üzerine düşen çaba ve hassasiyeti göstermeli, bu gidişe dur demelidir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu derhal toplanmalı ve İsrail’in saldırgan tutumundan vazgeçmesi için çağrı yapmalıdır. Bu kuruluşların varlık sebeplerini hatırlayarak bir an önce harekete geçmeleri ve yaptırım uygulayacağını deklare etmeleri şarttır. Hem Müslüman ülkeler hem de dünyanın tüm ülkeleri diplomasi ile bu sorunu çözmek için çaba sarf etmelidir.
Kudüs Ortadoğu’nun, Ortadoğu ise tüm dünyanın merkezi ve kalbidir. Eğer bölgede barış ve güvenlik sağlanamazsa dünyamız daha çok savaşlar, işgaller, kan ve gözyaşı ile müşahede edecektir. Bugün her birimize düşen bütün kalbimizle, dilimizle ve elimizle bu saldırılara karşı durmaktır. Unutmayalım; Mescid-i Aksa bize emanet, Mescid-i Aksa insanlığa emanet.”