Mustafa Arı
İnsanın her düşüncesi, her sözü ve her davranışı kendisine aittir, kendisini etkiler. İnsanın zararı da hayrı da şerri de kendisinedir, başkasına değildir.
Herkesin işlediği amel kendi ayağına dolanır. Ne yaparsak kendimize yaparız. Hayatta yaptığımız her şeyin neticesi bizedir.
Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler siz kendinize dönün siz doğru olduktan sonra başkası size zarar veremez. Hepiniz birden Allah’ın huzuruna geleceksiniz. Her yaptıklarınızdan Allah’ın huzurunda hesap vereceksiniz.” (Maide Suresi:105)
Sokrat, bir mabedin kapısında şöyle bir yazı görür: “Kendini bil” yani kendine bak. Kendini geliştir. Kendi mutluluğunu kendin hazırlayacaksın demek oluyor.
Bir rivayete göre Süfyani Sevr’i bir gün camiye sol ayakla girer. Sol ayakla neden camiye giriyorsun ‘Ey öküz’ hitabını gaipten ya da kalpten duyar ve kendisine Süfyani Sevri’ye adı takılır. Toplumda bazı insanlara lakap takılması da bunun gibi… Kimine kahraman, kimine tembel, kimine sahtekar ismi verirler. Demek ki insan ne yaparsa kendine yapar.
Hz Ali şöyle demiştir: “İlacın da sende hastalığın da sende ama görmüyorsun sen kendini küçük bir cisim mi zannediyorsun? Halbuki bütün kainat sende toplanmıştır.
Atalarımız ne güzel söylemiş: “Bana benden olur ne olursa / Başım rahat olur dilim durursa.
Bir insan itibarını neden kaybeder? Toplumda yalan söylerse itibarını kaybeder. Birini incitirsen seni de incitirler. Her kazancına göre notunu alırsın. Kur’an’ın İsra Suresi 7. ayetinde: “Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük ederseniz yine kendinize kötülük etmiş olursunuz.” Demek ki seven sevilir başkalarını sevmeyen kendisi de sevilmez.
Enes Bin Malik, Peygamberimizden çok hadis rivayet etmiştir. Bir gün Peygamberimiz: “Cennetlik bir adam görmek isterseniz şimdi gelene bakın” diyor. İkinci gün; “Yine cennetlik bir adam görmek isterseniz gelene bakın” diyor. Üçüncü gün yine aynı sözü tekrarlıyor. Üç defasında da aynı adam geliyor.
Enes Bin Malik bunda bir hikmet var diyor. O adama misafir oluyor. Diyor ki: “Beni babam evden kovdu sana misafir olabilir miyim?” Ardından 3 gece misafir oluyor. Yaptıkları işten aralarında pek fark yok. Ama peygamberimiz “Cennetlik birini görürseniz şu adama bakın dedi. Üçünde de sen geldin. Senin yaşantını görmek istedim” diyor.
Ve devam ediyor; “Senin bizden bir farkın olmadığını gördüm. Bunu nasıl kazandın?” diye soruyor; “Gördüğün gibi yalnız şu var ki ben hiç bir Müslüman’a karşı hile düşünmem, kin ve haset beslemem, kimseyi kıskanmam” diyor. “Olsa olsa bu üç şey bana cenneti kazandırmıştır.” Demek ki cenneti kazanmak da bize bağlı. Cehennem yoluna girmek temize bağlı.
Behlül Dana Hazretleri birkaç gün ortada görülmemiş. Harun Reşit sormuş: “Nerelerdeydin?”
“Cehenneme gittim” demiş.
“Hayrola ne işin vardı orada?”
“Ateş almaya gitmiştim.”
“Alabildin mi?”
“Alamadım.” Cehennem bekçisi bana dedi ki: “Herkes ateşini dünyadan kendi getirir.”
Şair Orhan Veli Kanık bir şiirinde şöyle demiştir: “Kimse duymadan ölmeliyim. Ağzımın kenarında bir parça kan bulunmalı. Beni tanımayanlar mutlaka birini seviyordu demeli. Tanıyanlarsa Zavallı demeli.”
Çok sefalet çekti. Halbuki hakiki sebep bunlardan hiçbiri olmamalı. Ve öldüğü zaman aynı şiirinde olduğu gibi olmuş. Belayı çağırmış. Halbuki hayırlı ölüm istemeliydi, olumlu düşünmeliydi.
Birinin gıyabında dua ettiğimiz zaman yanımızdaki melek de aynı duayı bize yapar. Bu kulun yanında olmayan için ne istediyse aynısını ona ver der. Evet insan ne ederse kendine eder ama ona sorarsan suçlu da ya hayattır ya da kader… Hz Ömer diyor ki: “Bana kusurumu hatırlatandan Allah razı olsun.”
Bir adam bir Âlime soruyor: “Kendi kusurlarımızı nasıl bulabiliriz?”
Âlim: “Evli misin” diye soruyor.
“Evet evliyim.” diyor.
“O zaman kolay! Eşine bir tek kusurunu söylemen yeter, o sana senin yedi sülalenin kusurunu söyler. O zaman kusurunu anlarsın.” diyor.
Yine bir Âlime; “Ne kadar rahatsın?” diyorlar.
Âlim: “Hayatımı beş esas üzerine kurdum;
1- Benim rızkımı kimse yiyemez. Onun için rahatım. 2- Allah’ın daima Beni gördüğünü anladım. Haya ettim. 3- Benim işimi kimsenin yapamayacağını anladım ve çalışmaya başladım. Herkes kendi işini yapar değil mi? 4- Herkes öleceğine göre ben de ölüme hazırlandım. İyiliklerimi çoğaltmaya kötülükler mi terk etmeye çalıştım. 5- Anladım ki iyilik de kötülük de kalıcıdır, onun için ne yaparsak kendimize yaparız.
Ne yaparsak yapalım ama kendimize yakışanı yapalım.