Dündar Özseçen
Günün Sözü: TOPLUMLAR HAKLI BERABERLİKLERLE AYAKTA DURURLAR. İNSANIN DEĞERİ, TAŞIDIĞI VİCDANIN AĞIRLIĞI İLE ÖLÇÜLÜR.
Güzel Karacabey’imizde tarım ve hayvancılık yapan insanımızın girdi maliyetleri her geçen gün artarken, bir de üzerinde tarım yapmaya çalıştığı arazi fiyatlarının kiralama bedelleri her geçen gün alıp başını gitmektedir.
Çiftçimiz, kazancının önemli bir kısmını daha sezon başında kiraladığı yerlere yani tarlalara peşin peşin ödemekte ve yükselen kira bedellerinin yüksekliğinden dolayı verimli tarım arazilerini gerektiği gibi münavebe yapıp dinlendirememektedir. Ya da arazi üzerinde değişik ürün ekip dikememektedir. Bu durum da, hem verimli tarım arazilerinin giderek verimsizleşmesinin önünü açmakta, hem de çiftçimizin ürün kaybına sebep olmaktadır.
Ülkemizde fiyatlandırmalar genellikle enflasyon rakamlarına göre oluşur ama bu söz konusu uygulama ne yazık ki tarımda tersine işlemektedir. Tarım girdileri genellikle enflasyon üzerinden zamlanır, ancak çiftçimizin ürettiği ise hep bunun altında kalır. Bu kısır döngüye de kimse çözüm üretmez veya üretmek istemez.
İnanıyorum ki, çiftçimiz aleyhine her geçen gün artan bu maliyet artışının üretime yansımaması, çiftçimizin her geçen gün küçülmesine, bazı çiftçilerimizin de havlu atarak tarımı bırakmasına neden olmaktadır. Hele hele bunlara bir de giderek daha fazla toprak ekip dikerek ayakta kalmaya çalışan çiftçilerimiz eklenince, icar fiyatlarının hak edilenin çok çok üstünde artmasını tetiklemektedir.
Zaten bölgemiz çiftçilerinin yüzde 90’ı toprak fakiri olup, çalıştıkları yerlerin çoğu kiralama yani icar ile tarla tutma şeklinde sağlamaktadır. Bu konuya bence devletin acil olarak el atması ve çözümler bulunması gerekirken, maalesef tam tersi bir durum ortaya çıkmaktadır.
Büyükşehir Yasası ile birlikte köylerin ellerindeki köy tüzel kişiliğine ait araziler dahil her şeyin belediyelere geçmesi ile ‘Yandı Gülüm Keten Helva’ misali bu yerler çiftçilerden alınmaktadır. Daha önce araziler, köy muhtarlarının yaptıkları ihalelerle o köylerde yaşayan küçük çiftçilere kiralanırken, şimdi belediyelerin kamuya açık ihaleleri sonucu herkes bu ihalelere girmeye başladı.
Bu ihalelere girenler arasındaki rekabet de, icar fiyatlarını yükseltti. Belki bu şekilde belediye kasasına 3-5 kuruş daha fazla para girdi ama ne yazık ki uzun yıllardır bu köylerde bu arazileri kiralayarak tarım yapan küçük çiftçiye darbe indirildi. Sermayesi büyük olanlar ihalelerde daha fazla fiyat vererek bu toprakları küçük çiftçinin elinden maalesef ki aldı. Bu da o köylerde yaşayan çiftçilerde memnuniyetsizliğe sebep oldu. Her ihaleden sonra homurtular yükseldi.
Bugün Karacabey’deki icar bedellerine hep HARA yerlerindeki fiyatlar emsal gösterilmekte ve yerlerini icara verenler hep gözlerini HARA ya da Belediye’nin yaptığı fiyat artışına dikmektedir. Ve icar bedelleri buna göre belirlenmektedir.
Karacabey’imizde bu konudaki beklenti yani çiftçilerimizin beklentisi, bizi yönetenlerin ya da bu yerleri icara veren kurumların Karacabey tarımına destek vermeleridir. Toprağı kiralayarak tarım yapmaya çalışan çiftçilerimizin mağdur edilmeden tekrar eski sistemde olduğu gibi o köyün yerlerini yine o köyün sakinlerine verilmesi gerekmektedir. Tarıma katkı ancak çiftçiye verilecek destekle olur.