ŞABAN ÖNEN’İN ÖZEL HABERİ
Ülke genelinde yayınlanan ve ilgiyle izlenen Merve Ekinci’nin sunduğu “Agro TV ile Günaydın” programının canlı yayınına konuk olan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, 16 Ekim 2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde köylerin ‘kırsal mahalle’ statüsüne tekrardan dönmesi onaylanan Büyükşehir Yasası’ndaki düzenlemeden, ülke genelindeki çoğu muhtarın haberdar olmadığını, bu konuda Belediyelerin de herhangi bir bilgi vermediğini iddia etti.
Medyada ve kamuoyunda pek gündeme gelmeyen bu yasal düzenlemeye göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Büyükşehir Yasası’na düzenleme getirilerek orman köylerinin ve kırsal alanlardaki yerleşim yerlerinin su fiyatı dâhil çok önemli indirimler ve vergi muafiyetleri getirildi. Yasalaşan kanun teklifi ile büyükşehir statüsünde bulunan mahallelerin; sosyo-ekonomik durumu, şehir merkezine uzaklığı, belediye hizmetlerine erişebilirliği, mevcut yapılaşma durumu esas alınarak yapılan değerlendirmeler sonucu ‘kırsal mahalle’ statüsü verilmesinin önü açıldı.
Belirlemenin mahalle düzeyinde yapılması esas olmasıyla birlikte, yüzölçümü 10 bin metrekarenin altına inmemek şartıyla bir mahalle içinde “kırsal yerleşik alan” da tespit edilebilecek.
Burada ilk yapılması gereken, muhtarlar öncülüğünde mahalleler, ‘kırsal mahalle statüsü’ kazanmak için ilçe belediyelere başvuracak. İlçe belediye meclisinin kararı ve teklifi üzerine büyükşehir belediye meclisinin en geç 90 gün içinde alacağı karar ile dönüşecek. Aynı usulle karar geri alınabilecek. Büyükşehir belediyesi teklifi aynen veya değiştirerek kabul edebilecek veya reddedebilecek.
Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde; gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan bina, arsa ve araziler ile mesken amaçlı kullanılan binalar ve zirai istihsalde kullanılan bina, arsa ve araziler emlak vergisinden muaf olacak. Bu yerlerde, ticari, sınai ve turistik faaliyetlerde kullanılan bina, arsa ve araziler için emlak vergisine yüzde 50 indirim uygulanacak.
Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde, bina inşaat harcı alınmayacak. İmarla ilgili harçlar da alınmayacak. Kanuna göre alınması gereken diğer vergi, harç ve harcamalara katılma paylarında yüzde 50 indirim uygulanacak. Bu yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret en düşük tarifenin işyerleri için yüzde 50’sini, konutlar için yüzde 25’ini geçmeyecek şekilde belirlenecek.
TBMM’de yasalaşan bu düzenlemeyi geçtiğimiz gün Merve Ekinci’nin sunduğu “Agro TV ile Günaydın” programının canlı yayınında değerlendiren Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, söz konusu düzenlemeden ülke genelinde muhtarların çoğunun haberi olmadığını ileri sürdü. Tarım Şurası’nda 2020 yılı için mahalleye dönüşen köylerin ‘köy tüzel kişiliğinin’ korunması yönünde mevzuatta değişiklik yapılacağı kararı çıktığını ancak, 16 Ekim’de çok farklı bir yasal düzenleme getirildiğini savunan Prof. Dr. Gülçubuk, “16 Ekim’de onaylanan yasal düzenlemede köylere, ‘kırsal mahalle statüsü’ verileceği kararı çıktı. Ancak bu durum köyler arasında çifte standarda sebep olabilir. Yani yan yana iki kırsal mahalle düşünün. Bu düzenlemeden haberi olan muhtarlar ‘kırsal mahalle statüsü’ haklarından yararlanabilecek ama haberi olmayan muhtarlar maalesef bu düzenlemedeki avantajlardan yararlanamayacak.
Aslında kanun koyucuların isteğe bağlı olmaksızın ve başvuru aranmaksızın tüm köyleri ‘kırsal mahalle statüsü’ne geçirmeleri gerekirdi. Çünkü 2012 yılında çıkardıkları Büyükşehir Yasası’nda köylüye sormadan tüm köyleri mahalleye dönüştürdüler. Tabii bu yasal düzenleme hakkında belediyelerin de muhtarları bilgilendirdiklerini düşünmüyorum. Maalesef köylülere bu düzenlemenin detaylarını anlatmadılar. Ayrıca köylere ait arazilerin bu düzenleme dışında olması da ilginçtir. Burada yapılması gereken en doğru karar, köylerin 2012’den önceki eski statüleri kayıtsız şartsız geri verilmelidir.” dedi.
“Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçinin yanında olmalı”
Türkiye’de bazı bölgelerde çiftçinin borçlarından dolayı Tarım Kredi Kooperatifleri’nin haciz işlemleri başlatmasının çok üzücü bir durum olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Bülent Gülçubuk, “Kanun koyucular Torba Yasa kapsamında vatandaşa yönelik bir borç yapılandırması getirdi. Ancak nedense bu borç yapılandırması, çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan borçlarını kapsamadı. Daha sonra Tarım Kredi’ler çiftçinin borçlarını yüzde 19 gibi ciddi bir faizle erteleye-bileceklerini bildirdi. Peki çiftçinin yıllık gelirinde artış var mı? Yok! Gelirler azalıyor ancak maliyetler artıyor. Peki bu durumda çiftçi ne yapsın. Ürün ekmesin mi, üretmesin mi? Tarım Şurası’nda bu konu da gündeme geldi, konuşuldu ama sonrasında bir şey yapılmadı. Çiftçilerimiz de en az sağlıkçılarımız kadar bu pandemi sürecinde canla başla çalıştı. Kanun koyucular, çiftçiyi üretimden küstür-memelidir. Tarım Kredi Kooperatifleri’nin önceliği çiftçi olmalıdır, çiftçinin yanında olmalıdır.” ifadesini kullandı.