TECO Karacabey Belediyespor Başkanı Sarp Yalçınkaya: Sektörün sırtlanlarına boyun eğmeden, para odaklı çalışan gruplarca kandırılmadan, doğru bütçelerle takımı yönetme ve başarılı olma hedeflerimiz arasındadır.”
TFF 1. Lig’in kapısından dönerek Karacabey’e büyük bir heyecan ve gurur yaşatan TECO Karacabey Belediyespor’un Başkanı İzmirli iş insanı Sarp Yalçınkaya, Bursalı gazeteci Engin Aksöz’e verdiği röportajda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yalçınkaya, Karacabey Belediyespor’la devam eden ortaklığının statüsünü, genel sezon değerlendirmesi, 2. Lig play-off finali ile yeni sezona dair hedeflerini paylaştı. Sarp Yalçınkaya, TECO Karacabey Belediyespor’un büyük hedeflere ulaşabilmesi için kulübün diğer ortağı Karacabey Belediyesi’nin de maddi-manevi katkılar sunması gerektiğini vurguladı.
TECO Karacabey Belediyespor Başkanı Sarp Yalçınkaya’nın www.bursadabugun.com isimli internet haber sitesinde gazeteci Engin Aksöz tarafından kaleme alınan açıklamaları şöyle:
“Bir sezonluk bir heves miydi; yoksa ilerisi düşünülerek hazırlanmış uzun vadeli bir proje mi?
TECO Karacabey Belediyespor’un play-off finalinde Bodrumspor’a yenilerek Spor Toto 1. Lig hedefini gerçekleştirememesinin ardından şimdi bu konu futbol mecrasında dillendiriliyor.
Şirket statüsündeki Karacabey Belediyespor’un % 51 hissesi İzmirli iş insanı petrol ticaretiyle uğraşan Sarp Yalçınkaya’ya ait.
% 50 hissesi de Karacabey Belediyesi’nin.
Biz de herkesin aklındaki bu soru ile diğer merak edilenleri kulübün yarıdan fazla hissesini elinde bulunduran Sarp Yalçınkaya’ya sorduk.
Sarp Yalçınkaya İzmir’de yaşayan, petrol sektöründe kuruluşları olan bir iş insanı.
Ve ilk kez Karacabey Belediyespor’la sporun daha doğrusu futbol sektörünün içinde bulmuş kendisini.
Yalçınkaya’ya Karacabey Belediyespor’la devam eden ortaklığının statüsünü, genel sezon değerlendirmesiyle, 2. Lig play-off finalini sorduk. Tabii bir de yeni sezon için neler düşünüyor? İşte Sarp Yalçınkaya’nın ağzından TECO Karacabey Belediyespor’un 2021-2022 sezonu değerlendirmesi.
Karacabey Belediyespor’a ortak olurken uzun vadeli projelerle hareket edilmesi gerekliliğini savundum. Hep ileriye dönük hedefleri olan birisi olarak, belirli bir süreci test ederek geçirdik ki yanlış karar vermeyelim.
Sezon bittiğinde açıkçası durumumuz pek iç açıcı değildi. Bu kadronun üzerine neler yapabiliriz onu tartıştık, öncelikle takımın yükünü taşıyabilecek donanımlı bir antrenör ile anlaşma konusu ön plana çıktı. “ Tahsin Tam’’ güvendiğimiz, deneyimli ve mesleğini seven birisi olarak tercih nedenimiz oldu. Sonrada onun önerileriyle eksik olan pozisyonlara takviyeler gerçekleştirdik.
İleriye dönük hedeflerimize kısa zamanda mı yoksa uzun zamana yayarak ulaşmak mı öncelikli olmalıydı, bunu tartıştık. Tabii bu hemen belli olacak bir şey değil, sezon başlayınca ve maçlar oynandıkça kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Tahsin Tam, takımı devraldığında ligde 17. sırada ve düşme hattının en altındaki Eskişehirspor’un bir basamak üstünde yer alıyorduk.
Kabul edelim ki bizler de yönetim olarak tecrübesizdik. Bizim için umut kırıcı ve hüzünlü bir başlangıç oldu. Daha sonra bizzat ben ilgilenmeye başladım. Bütçemizi arttırarak kadromuzu takviye ettik. Bir işe başlayan kişi kuşkusuz hedefe ulaşmak ister. Ben başkan gibi görünüyor olsam da ekip halinde ve birlikte hareket etmemiz ilerleyen süreçte başarıları da beraberinde getirdi.
Önderliği yapan birisi olarak başarımızda, oyuncularımızla teknik kadronun yani Tahsin Tam hocanın da büyük emeği ve katkıları oldu.
Play-off süreci biraz sıkıntılı geçti diyebilirim. Finale kadar olan süreçte uyumsuzluklar yaşansa da, geniş kadromuzla bunu lehimize çevirmesini bildik.
İyi götürdüğümüz serinin sadece finalini beceremedik. Bodrumspor karşılaşması; hiç yaşanmasını istemediğimiz sonuçla yüzleştirdi bizleri.
O gece adeta sahada hiç yok gibiydik. Kendi oyun planımızı sahaya yansıtamadığımızı düşünüyorum. 3-0 değil de; 3-1, 3-2 kaybetsek bizim için biraz teselli olurdu. Bu skor inancımızı törpüledi açıkçası.
Kabul edelim ki rakibin gücü, kadro kalitesi bizim üstümüzdeydi. Zaten çok iyi bir yapılanma ile buraya kadar geldiler. Mali anlamda Antalyaspor’dan deneyim sahibi bir konsorsiyumla hareket ediyorlar. Alt yapılarda kazanılmış şampiyonlukları söz konusu. Bir futbol geleneğine sahipler açıkçası.
Maalesef kulüp olarak final sürecini iyi yönetemedik. Oyuncularımız deyim yerindeyse efsunlanmış gibiydi. Buraya kadar savaşarak, inanarak gelmiştik; son maçta adeta kendimizi inkar etmiş gibi olduk.
‘Yeni sezonda ne yapacağız?’ Şimdi herkes bunu merak ediyor. Bıraktığımız yerden, yani yine iddialı bir kadro kurarak mı devam ederiz; yoksa daha farklı bir eylem planı mı söz konusu olur bakacağız.
Baştada söylediğim gibi yeni sezonla ilgili stratejiye kulübün hisselerinde söz sahibi olanlar karar verecek. Bir tarafta TECO olarak biz, diğer tarafta Karacabey Belediyesi.
Ortaklar olarak bitmiş sezonun değerlendirmesi yapıldıktan sonra birlikte yol haritası belirlenecektir. Ben bir ortak olarak düşüncelerimi Karacabeyli arkadaşlarımla paylaştım. Onlar da oturup değerlendirecekler.
Haziran ayında yeni sezonla ilgili net bir tablo ortaya çıkacağına inanıyorum.
Yeri gelmişken belirtmekte yarar görüyorum; kulüp olarak piyasaya beş kuruş borcumuz yok. Sadece hissedar olarak benim alacaklarım var. Bu anlamda birçok kulüpten daha önde ve iyi durumdayız. Futbol hem pahalı, hem de kazanç sağlayan bir sektör. Biz kazancın tarafında olmaya ve denk bütçe ile kulübü yönetmeye talibiz.
Sektörün sırtlanlarına boyun eğmeden, para odaklı çalışan gruplarca kandırılmadan doğru bütçelerle takımı yönetme ve başarılı olma hedeflerimiz arasındadır.”