Mustafa Arı
Kur’an-ı Kerim bütün insanlığa gönderilmiş ilahi bir kitaptır. Hak ile batılı, doğru ile yanlışı, helal ve haramı birbirinden ayıran bir kitaptır. Dünya ve ahiret mutluluğunun yollarını gösteren bir kitaptır. İnsana yaratılış gayesini öğreten bir kitaptır.
Sünnet ise Peygamberimizin hayat tarzı, sözleri, fiilleri ve onaylarıdır. Kur’an bize Allah’a kul olmayı emretmiş, sünnet ise imanın hakikatlerini öğretmiştir.
Kur’an imanımızın gereği ibadetleri emretmiş, sünnet ise nasıl yapacağını öğretmiştir. Peygamberimiz Veda Hutbesi’nde: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı ve peygamberinin sünnetidir.”
Üniversitede okuyan bir kardeşimiz, belirli aralıklarla peşpeşe mesaj atmış.
Demiş ki: “Bize Kur’an kaynak olarak yeter. Siz de eğer hadislerin de kaynak kabul edileceğini iddia ediyorsanız buyurun bir yerde buluşup saygı çerçevesinde tartışalım.”
“Olur” dedim ve bir Çay ocağında buluştuk.
Dedim, “Buyur kardeşim anlat dinleyelim.”
“Hadislerin çoğu Kur’an ile çelişiyor.” diye başlayıp 40 dakikaya yakın konuştu ve son olarak, “Zaten hadislere de gerek yok. Kur’an da her şey var.” diye bitirdi.
Dedim, “Bitti mi kardeşim söyleyeceklerin?”
“Bitti” dedi.
Dedim ki: “Namaz kılıyor musunuz?”
“Elbette” dedi.
“Kur’an da ‘Namaz kılın’ diye emir var.” (Nisa 103)
“Peki namazını nasıl kıldığını bana anlatır mısın?”
“Anlatırım” dedi ve başladı: “Önce niyet ediyorum…”
“Dur orada Kardeşim!”
“Önce niyet etmen gerektiği Kur’an’ın hangi ayetinde geçiyor? Buyur göster.”
Cevap Yok.
“Peki niyeti ettin diyelim. Sonra ne yapıyorsun?”
“Tekbir ile başlıyorum.”
“Dur orada, Evet iftitah tekbiri namazın farzlarındandır. Doğru ama kıyam ve secdeden önce tekbir ile başlamak Kur’an’ın hangi ayetinde geçiyor? Buyur söyle.”
Yine cevap Yok.
Dedi ki, “Namaz bahsini kapatalım.”
Dedim ki, “Kardeşim sana şuradan yarım ekmek köpek döner ısmarlasam yer misin?”
Gülmeye başladı.
Dedim, “Neden güldün?”
Dedi ki, “HARAM.”
Dedim ki, “Domuz eti Kur’an’a göre haram” (Bakara süresi: 173)
Kur’an sana yeterse buyur sende göster köpek etinin de haram olduğu ayette var mı?”
Tabi yine cevap yok.
“Demek ki Kur’an ile Hadisler birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Birbirinden ayırırsan içerisinden çıkamazsın.”
Hülasa Kur’an ile sünnet birbirinden ayrılamaz. Kur’an’a sarılalım. Peygamberimizin sünnetlerine uyalım. Evlatlarımızı Kur’an’la, peygamberimizin sünnetleriyle yetiştirme gayretinde olalım.
İLETİŞİM NASIL OLMALI
İletişim bir kişiden diğerine bilgi, fikir ve görüş aktarma sanatıdır. İletişim kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi ve haber alışverişidir. Karşılıklı olarak birbirimizi anlamak biçimine de iletişim diyebiliriz.
Sağlıklı bir iletişim kurmak için hoşgörülü olmak, empati kurmak, önyargılarımızdan arınmış olmak, eleştirilere açık olmak gerekir.
İletişim kurarken acımasızca eleştirmek, tenkit etmek, suçlayıcı dil kullanmak, alaycı bakmak yapılan hatalardır. Herkes bilgi derecesine, alışkanlıklarına ve iyi niyetine göre doğruyu görür. Gönül neye meylederse dil onu anlatır. Gönül Allah’ın evidir onu kırmamak gerekir. Tüm iletişimlerde doğruluk, dürüstlük yaşanmalıdır.
Merhamet ve nezaket temel prensip olmalıdır. Bir de güven duygusu gerekir. Çünkü güven duygusu olmazsa iletişim devam edemez.
İyi niyetin olmadığı yerde yargılama ve suçlama olur. Haksız yere kırılan insanlarla iyi iletişim kurulamaz. Menfaatin, korkunun ve zarar görme duygusunun olduğu yerde doğru bir iletişim olamaz. Hayatı yalanlarla görenlerle iletişim olamaz. Karşımızdaki insanın olumlu yanlarını görmeden önyargı ile iletişim doğru olamaz. Ağzından çıkanı kulağı duymayanlarla iletişim olamaz. İnsan ilişkilerinde ahlaki değerler olmalı, olmazsa iletişim sağlıklı olamaz. Dediğim dedik anlayışına sahip olanlarla iyi iletişim kurulamaz. İletişim kurarken karşı tarafa güven vermek, saygı duymak, iyi bir dinleyici olmak, ilgili olmak, olumlu düşünmek gerekir. Böyle olursa insanlar anlaşır ve problemler çözülür.