Şaban Önen’in Kaleminden
Yerel basın, ülkede demokrasinin varlığı ve güçlenmesi adına vazgeçilmez derecede önemlidir. Kentte yaşayanların, kent yönetimine etki edebildiği demokratik mekanizmalardan biri de hiç kuşkusuz ki yerel basındır.
Maalesef yerel ölçekli görünen bazı sorunlar aslında ülkemizin temel sorunları halini almıştır. Örneğin rant, adam kayırma ve çıkar amaçlı siyasi çeteleşme gibi sorunlar son yıllarda Anadolu’nun birçok şehrinde kangren haline gelmiştir. Bunlara karşı gazetecilik görevini yerine getirerek halkın haber alma hakkını savunan biz gazeteciler ise, ne yazık ki çoğu zaman sözlü ve fiili saldırıların hedefi olmaktayız. Tüm bu olumsuzluklara bir de yaşadığımız kentte seçilmiş yerel yöneticilerin sizden istediği haberleri yapmadığınızda, arzu edilen kalıba bir türlü sığmadığınızda, eleştirel yazılarınızla sürekli gündem oluşturmanız da eklenince ekonomik kıskaç altında varlık-yokluk mücadeleniz kaçınılmaz oluyor.
Evet kıymetli YÖREM okurları; sizleri bugünkü yazımda Bursa Büyükşehir ve Karacabey Belediye Başkanları’nın Basın İlan Kurumu’na bağlı, Bursa Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, vasıflı gazete kategorisinde olan Karacabey YÖREM Gazetesi’ne uygulanan keyfi yaptırımlardan ve ambargolardan söz etmek istiyorum. Keyfi diyorum çünkü siz bir kurumun başındaysanız, o kurum size ‘hizmet’ etmeniz için emanet olarak belli bir süreyle verilmiştir. Yani o kurumu babanızın çiftliği gibi görüp kullanamazsınız. Parti rozetinizi çıkartarak size oy veren vermeyen tüm bireylere hizmet etmek zorundasınız. O kurumu şahsi ego ve çıkarlarınıza göre dizayn etmeye kalkarsanız kısa vadede belki kazandığınızı düşünebilir ama sonunda kaybeden siz olursunuz.
İşte gazeteniz YÖREM ilk ambargoyu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş’tan gördü. Bize ulaşan iddiaya göre, 2019 yerel seçimleri öncesinde çevresindeki sözde basın danışmanlarınca(!) montajlanarak servis edilen bir siyasi fotoğrafı, daha sonra doğru bir şekilde okurlarıyla paylaşan YÖREM’e, ilçedeki yandaşlarının da yardımıyla anında kırmızı çizgi çekildi. Bu konuda gazeteniz YÖREM, yaptığı doğru ve ilkeli haberden dolayı ekonomik anlamda cezalandırılırken, hiçbir şekilde mesleğimizle bağdaşmayan, her şeyden öte siyasi etiğe yakışmayan bu davranışı sergileyenler ise, Büyükşehir Belediyesi’nde görevler alarak ödüllendirildi. Bu etik olmayan yaptırıma rağmen YÖREM Gazetesi, Büyükşehir Belediyesi’nden haber merkezimize ulaşan tüm haber ve duyuruları okurlarıyla paylaşmaya devam etti, etmeye de devam edecek.
Gelelim Karacabey’in vizyoner(!) başkanına… Gazeteniz YÖREM, şehrimizin başarılı(!) başkanı ile aslında birçok kez karşı karşıya geldi. Özellikle ilk görev döneminde kendisiyle alakalı olumsuz eleştirilere ve bir belediye başkanının yapmaması gereken hareketleri kaleme aldığımızda çoğu kez makamından aldığı güçle bizi cezalandırmak istemiştir. Bazen bu cezalandırma işlemleri düzmece davalarla, bazen mantık dışı tekziplerle, bazen de belediyenin özel günlerde verdiği ilanları keserek önümüze konmuştur. Şimdi sıkı durun; haber merkezimize ulaşan son bilgiye göre üzülerek bildiriyorum ki, Sayın belediye başkanımızın ‘hizmetten uzak magazinsel’ haberlerini bundan böyle siz değerli YÖREM okurlarıyla paylaşamayacağız. İlan yasağından sonra haber alma özgürlüğümüzün de yasaklandığı tarafımıza iletildi.
Sayın Başkan’ın muhalefetin duyurduğu son denetim raporundan yola çıkarak, Bursa ve ulusal bazda bazı yayın kuruluşlarına belediye bütçesinden ödeme yaparak reklam kokan ısmarlama haberler yaptırdığını varsayarsak, yine ilçe dışında merdiven altı bazı gazeteleri bir şekilde desteklediğini düşünürsek, 26 yıldır kesintisiz bir şekilde habercilik konusunda Karacabey’e ilkeli hizmet vermeye çalışan YÖREM’e ihtiyacının kalmadığını aslında anlayabiliriz.
2014 yılına kadar yani Belediye Başkanlığı koltuğuna oturana kadar Yörem’in kapısını hemen hemen her gün, “Var mı bir numara” diyerek aşındıran Sayın Başkan’ın bu çifte standart uygulamasının altındaki nedeni tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Son 7 yıldır yaptığı uygulamalarla Karacabey’de tek söz sahibi olmak isteyen kişiye bağlılığımızı göstermediğimiz için yani bir bakıma kalemimizi kiralamadığımız için bu tür yasak ve ambargolarla karşı karşıyayız.
Sizden istenilen; taraflı habercilik anlayışıyla ilçede belediye adına ne olursa olsun olumsuzlukları görmeyeceksin, duymayacaksın, sorgulamayacaksın. Sizden istenilen algıya yönelik her türlü haberi hiçbir yorum katmadan yayınlayacaksın.
Muhalefetin ve bazı sivil örgütlerin eleştiriye yönelik yayınlarını tırpanlayacak ya da o yayınlara değer vermeyeceksin.
Karacabey ve kırsal bölgelerde şirketlere satılan mera ve arazileri gündeme getirmeyecek, bu konuda köylünün yanında yer almayacaksın. Yine kırsal mahalleleri ve özellikle de mezarlıkların neden hizmet alamadığını sorgulamayacaksın.
Karacabey’in tek tatil bölgesi Yeniköy’deki olumsuzlukları gündeme taşımayacaksın.
Eskikaraağaç Leylek köyündeki belediye sosyal tesislerinin, Soğan Pazarı’ndaki kamyon garajı ile kantarın, eski SGK Hastanesi’ne yapılan otelin ve son olarak pavyonların ihalelerinin neden akraba, yakın dost ve belediye tarafından kurulan şirkete verildiğini haber yapmayacaksın, hatta bu konuda gıkını bile çıkarmayacaksın.
Belediyeyi gelir kapısı olarak gören, adeta Kademe’yi tel örgülerle ören ‘Doğrudan Teminci’ yandaşları görmezden geleceksin.
Sokakların, parkların ve halkın ortak kullanım alanlarının neden yeterince temizlenmediğini, bu konudaki eksiklikleri haber yaparak yayınlamayacaksın. Karacabey’de çıkan yangınlarda itfaiyenin neden yetersiz kaldığını vurgulamayacaksın.
Mahallelerine hizmet aşkıyla yanan seçilmiş muhtarların neden iki arada bir derede koşturulduğunu, bir de atanmış bazı belediye başkan yardımcıları tarafından azarlandığını kaleme almayacaksın.
Son 7 yıldır hiç bir hizmet üretilmediği halde belediye bütçesinin neden açık verdiğini kamuoyuna duyurmayacaksın. Büyükşehir Belediyesi gibi haber fotoğraflarını montajlayarak neden servis edildiğini irdelemeyeceksin.
Halkın yaklaşık 11 milyon TL (eski parayla trilyon) parasını harcayarak niye Karacabey’in okullar bölgesi mevkiine 11 adet pavyon inşa edildiğini sormayacaksın. Plansız, programsız, projesiz, anlamsız ve değersiz birçok şeye harcanan paralar nedeniyle bugünlerde belediye kasasının nasıl boş kaldığını yazmayacaksın.
Geçmiş dönem belediye başkanını seçim öncesi ve sonrası olumsuz yönde ne ile itham ettiysen, onun yaptığının 10 katı fazlasını yapıyorsun demeyeceksin.
Yani Karacabeyliler’in sesi, kulağı ve dili olamayıp, “Padişahım çok yaşa” diyerek birçok gazeteci gibi kabuğuna çekileceksin. Ama gerçek şu ki maalesef KRAL ÇIPLAK…