Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halis Akalın, şu sıralar gündemde olan Maymun Çiçeği hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Akalın, söz konusu hastalığın Covid-19 gibi bir pandemiye yol açma olasılığının yüksek görünmediğini bildirdi.
Prof. Dr. Halis Akalın, şu bilgilere yer verdi: “Maymun Çiçeği Hastalığı nadir görülen zoonotik bir hastalıktır. Zoonotik hastalıklar hayvanlardan insanlara bulaşan mikroorganizmaların oluşturduğu hastalıklardır, bununla birlikte bu virüs insandan insana da bulaşır. Hastalığın etkeni Maymun Çiçek (Monkeypox) virüsüdür. Virüs, Çiçek Hastalığı (Smallpox) virisü ile benzerlikler gösterir ve Çiçek Hastalığı’na benzer bir hastalık tablosu oluşturur. Virüs çift sarmallı bir DNA virüsüdür ve RNA virüslerine göre (örneğin COVID-19 hastalığı etkeni olan SARS-CoV-2) çok daha nadir mutasyona uğrar. Virüsün Santral Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki kolu vardır. Dünyada saptanan olguların büyük bir kısmı Santral Afrika kolu virüsü tarafından oluşturulmuştur.
Hastalık ilk olarak 1959 yılında Danimarka’da maymunlarda saptanmıştır. İnsanlarda ise ilk olgu 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 9 aylık bir bebekte rapor edilmiştir. Çiçek Hastalığı’ndakine benzer bir tablo (deride içi sıvı dolu kesecikler) bildirilmiştir. 1970-1971 yıllarında Liberya, Nijerya ve Sierra Leone’den toplam 6 olgu bildirilmiştir. 1970 yılından 2022 yılı başına kadar 15 ülkeden (11’i Afrika ülkesi, ABD, İngiltere, İsrail, Singapur) yaklaşık birkaç bin olgu bildirilmiştir.
Yakın zamanda 2020 yılının ilk 9 ayı içinde Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde 4594 şüpheli olgu rapor edilmiş, bu dönemde ikinci en çok etkilenen ülkenin Nijerya olduğu (2017-2020 arasında 181 olgu) bildirilmiştir. Ayrıca Nijerya’dan kaynaklanan 2 olgu İsrail ve Singapur’da, 3 olgu ise İngiltere’de saptanmıştır.
Hastalık 2003 yılına kadar Afrika dışında saptanmamıştır. 2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Gana’dan ithal edilen ekzotik hayvanlardan virüsü alan sincapgillere akraba (sincapgiller familyasından) çayır köpeklerine maruz kalan 47 kişide bir salgın saptanmıştır.
Son dönemde ise ilk olarak 7 Mayıs 2022 tarihinde İngiltere’de bildirilen ve Nijerya seyahati olan olgunun ardından, 19 Mayıs 2022 tarihine kadar İngiltere’de toplam 9 olgu doğrulanmış ve sekiz olguda endemik ülkelere seyahat ve ilk olgu ile temas tanımlanmamıştır.
24 Mayıs 2022 tarihi itibariyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Afrika dışındaki ülkelerden 131 doğrulanmış ve 106 şüpheli olgu bildirilmiştir. Hastalığın endemik olmadığı ülkelerden bildirilen bu olguların önemli bir kısmı İspanya, Portekiz ve İngiltere’den rapor edilmiştir. Ayrıca Avustralya, Belçika, Kanada, ABD, İsveç, İtalya ve Fransa’dan da olgular bildirilmiştir. Şu ana kadar hastalığa bağlı ölüm bildirilmemiştir. Maymun çiçeği virüsü, hayvandan insana ve insandan insana bulaşabilir. İnsandan hayvana bulaş bildirilmemiştir.
Hayvandan insana bulaşta (zoonotik geçiş) enfekte hayvan ile doğrudan temas edilmesi veya enfekte hayvanın tüketilmesi rol oynar. Enfekte hayvanın kanı, vücut sıvıları veya deri lezyonlarına temas ile de bulaşma olabilir. İnsandan insana bulaşta solunum damlacıkları, enfekte kişinin deri lezyonları, vücut sıvıları ya da kullandığı eşyalara (çarşaf, giysiler, battaniye vb.) temas edilmesi rol oynar.
Santral Afrika kolu virüsünün bulaşıcılığı daha fazladır. Şu ana kadar Avrupa’da saptanan virüsün Batı Afrika koluna ait virüs olması insandan insana yayılımın daha az olabileceğini desteklemekle birlikte bu konuda yeni bilgilere ihtiyaç vardır.
Virüs vücuda girdikten sonra hastalık belirti ve bulgularının ortaya çıkması için geçen süre (inkübasyon süresi) 7-17 (5-21) gündür. Hastalık genellikle hafif seyirlidir. Başlangıçta ateş ile birlikte genel bir baş ağrısı, kas ağrıları ve bitkinlik ile seyreden başlangıç (prodrom) dönemi mevcuttur. Bunu daha sonra döküntü ve hastaların çoğunda lenf bezlerinin büyümesi (koltuk altında, boyunda ve kasıkta) izler. Hastalık 2-4 hafta sürer. Döküntüler en sonunda kabuklanır ve kabuklara temas edenlere de virüs bulaşabilir. Batı Afrika kolu virüsünün neden olduğu hastalıkta ölüm oranı % 3.6-4.6 arasında, Santral Afrika kolu virüsünün neden olduğu hastalıkta ise ölüm oranı % 10.6 olarak bildirilmiştir.
Dünyada çiçek aşısı 1980 yılından bu yana uygulanmamaktadır. Çiçek Hastalığı 1970’li yıllarda eradike edilmiştir. Çiçek aşısı yapılmış olan kişilerin % 85’e varan oranlarda Maymun Çiçeği Hastalığı’na karşı da korunduğu bildirilmiştir. Çiçek aşısı olanların olmayanlara göre hastalığa yakalanma riski 5 kat azalmaktadır.
Virüse maruz kaldıktan sonraki ilk 4 gün içinde çiçek aşısı yapılması hastalık gelişmesini önleyebilir, maruziyetten sonraki 4.-14. günler arasında yapılırsa hastalığı önlemez fakat daha hafif geçmesini sağlar. Hasta ya da hastalık şüphesi olan kişilerle doğrudan ya da bu kişilerin kullandığı eşyalarla temas etmekten kaçınmalıdır. Temas eden kişiler kendilerini 21 gün karantinada tutmalı, hastalık belirtilerinin olması halinde sağlık kurumlarına başvurmalıdır. Sağlık kurumuna gidişi sırasında başkalarına bulaşmaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Kemirgenlerle, maymunlarla ve diğer yabani hayvanlarla temastan kaçınılmalıdır. El hijyeni ve genel hijyen kurallarına uyulmalıdır.
Maymun Çiçeği Hastalığı’nın endemik olduğu Afrika ülkeleri dışında ortaya çıkması ve Afrika ülkelerindeki artışın altında yatan nedenler içinde iklim değişikliği, çiçek aşısının kaldırılmasıyla toplumsal immünitenin azalması, yağmur ormanlarına zarar verilmesi, hastalığın endemik olduğu Afrika ülkelerindeki jeopolitik ve silahlı çatışmalar ve insanların mobilitesinin fazla olması gibi durumlar öne sürülmektedir. Her ne kadar 7 Mayıs 2022 tarihinden bu yana kadar bildirilen olgularda bulaş yolu olarak cinsel temas ön planda görünse de hastalık cinsel yol ile bulaşmaktan ziyade yakın temasla bulaşan bir hastalıktır.
Günümüzde insanların mobilitesinin çok fazla olması, hastalığın bir pandemi yapma olasılığını gözardı etmememizi gerektirmektedir. Bununla birlikte, Avrupa’da şu ana kadar saptanan virüsün daha az bulaşıcı olan Batı Afrika kolundan olması, hastalığın bulaş şekli ve bulaşın belirti ve bulguların ortaya çıkmasıyla başlaması göz önüne alındığında, Covid-19 gibi bir pandemiye yol açma olasılığı yüksek görünmemektedir.”